Playing Çeviri Türkçe
52 parallel translation
Playing with matches a girl can get burned
Ava giden kendi avlanırmış
People walking around every day playing games and taking scores
GeziyorinsanlarHergün oyun oynuyor ve kaybediyor
She's playing a recital at the McBierny School.
Bu akşam McBierny Okulu'nda resitali var.
Эпизод 18. The Playing Field. Игровое поле.
Ve geçmişimdeki Saklayamadığım hatalarım
*'CAUSE SHE'S PLAYING ALL NIGHT IS IT JUST ME, *
Bana mı öyle geliyor yoksa biraz müstehcen mi?
SHE'S PLAYING ALL NIGHT Джин, это не про аккордеон.
Jean, bu akordiyon hakkında değil.
Not playing favorites.
En sevdiğin oyun değildir gerçi.
A blind man playing is so pathetic you're behind him, — лепой музыкан - это натсолько трогательно, ты всегда на его стороне.
Kör birinin enstrüman çalmaya kasması o kadar acınasıdır ki ona destek olursun, sadece acıdığından dolayı olsa bile. "
And after playing the role of grieving mother on set, Gloria knew enough to get the hell out of dodge.
Sette de kederli anne rolünü oynayarak bu işten kurtulacağını da iyi bilmektedir.
What I haven't figured out, if that's the case - - why are you still playing telephone from the Stryker Island day spa?
Anlayamadığım şey ise neden Stryker Adası'nda hala telefonla oynadığın?
Yeah, well, Cobra Starship is playing at Naomi's tonight, so I have to go watch and see what I'm not gonna be doing with the rest of my life.
Cobra Starship bu gece Naomi'nin evinde çalıyor. Bir şeyler kapmak için gidip onları dinlemem gerekiyor.
We were playing "Clue."
"İpucu" oynuyorduk.
Klaus was right, it's embarrassing playing with that toy car.
Klaus haklıydı oyuncak arabayla oynamak utanç verici.
Hey, he's playing Pictionary! Ooh, I love Pictionary!
Bu oyunu çok severim!
My son is out there playing that game.
Oğlum bu oyunu oynuyor.
У меня есть "Собаки, играющие в снукер", если это вас интересует?
The Dogs Playing Snooker'ım var, eğer sizin için uygunsa?
Cпецотдел. Сезон 9 эпизод 22. "Игра с огнем".
Bölüm "Playing with Fire"
It's like playing golf behind a foursome of blind people.
Dört tane körün arkasında golf oynamak gibi.
You don't need to be playing house с Мэнди Малкович.
Mandy Milkovich'le evcilik oynama.
- Norma звучит 1-ый акт.
- Norma 1st Act " playing
♪
♪ People know the part I'm playing ♪
[Smooth jazz playing]
Barot
Красавица и Чудовище 1x19 Игра с огнём
Beauty and the Beast 1x19 Playing With Fire
[muffled taylor swift playing in the distance]
Meclis üyesinin seninle takılıyor gerçeği.
I hope you don't mind playing onyour first night here.
- Umarım ilk gecende kart oynaman sorun olmaz.
( "Harper Valley P.T.A." playing ) Well, Cindy, these are my friends Don and Roger.
Cindy, bunlar arkadaşlarım Don ve Roger.
( "Found Love" playing ) I'm really thirsty.
- Çok susadım.
The whole thing with Country Boy is he's not playing by правила земли.
The whole thing with Country Boy is he's not playing by Taşra çocuğunun sorunu ülkenin kurallarına uymaması
И Шэрон сказала, что мы сможем играть в шахматы.
And Sharon said that we would be playing chess.
[dance music playing]
- Marcus hakkında konuşmalıyız. Biliyorum.
* Играя на гитаре *
♪ Playing his guitar ♪
You used to love playing tag when you were a kid.
Çocukken ebelemece oynamayı çok severdin.
Christine is happy just playing with her friends, Booth.
Christine arkadaşlarıyla oynadığı için mutlu, Booth.
Well, that's because you're playing me.
Çünkü benimle oynuyorsun.
I mean, it's one thing if you're actually into him, but if you're just playing around with him for the fun of it...
Ondan gerçekten hoşlanıyorsan tamam ama sırf eğlencesine oyalanıyorsan...
Ты закончил шутить?
Are you done playing?
This was the song that was playing when I first saw you.
Seni ilk gördüğümde bu şarkı çalıyordu.
I remember, we got a phone call saying, "do you guys mind playing yourselves?"
Bizi aradılar : "Bölümde kendinizi oynayabilirsiniz" dediler.
To me it feels like he's re-enacting, playing out versions of a near-miss that happened to him or a loved one.
Bence kendisinin ya da bir sevdiğinin başına gelen kılpayı kurtulmayı canlandırıyor.
Когда-нибудь эти дети будут играть в прятки, или возиться в сарае, и найдут старую обувную коробку, полную бейсбольного барахла, и они... подумают, что нашли клад.
Çünkü bir gün o çocuklar saklambaç oynayacak... those kids are gonna be playing hide-and-seek... ya da ahırda takılacaklar ve eski bir ayakkabı kutusunda bu beyzbol eşyalarını bulacaklar ve saklı bir hazine bulduklarını düşünecekler.
Вот тогда-то он и ушёл с головой в мир комиксов и в ту сетевую ролевую игру.
Ve bu online role-playing o çizgi roman dünyasında kayboldu budur.
♪ Like playing a grand piano ♪ ♪ But tapping the wrong notes ♪
Kocaman bir piyano çalan ama yanlış nota basanlar için.
♪ Right ♪ ♪ Like playing a grand piano but tapping the wrong notes ♪
Yanlış adamlara çatanlar için.
¶ Musc is playing ¶ за новых соседей. - за новых соседей.
Ohhh!
¶ Musc is playing ¶ я думаю, тебе стоит вернуться.
Artık yukarıya çıkmalıyım.
Were you playing hard to get или была на прослушивании для "Сотворившей чудо"?
Nora...
( ragtime jazz music playing )
- Evet!
( RB music playing )
Seks.
( theme music playing )
Çeviri :
"O-o-h child" playing ooh, child things are gonna get easier ooh, child, things'll get brighter
Ne yazık ki benim öyle görüşüm yok.
( Theme music playing )
Çeviri :