Shoot Çeviri Türkçe
57 parallel translation
- Что ж, у меня в стране эти пресловутые СиН будут означать СиД
Ah... Benim, Ülkemde... 'Shoot the Viceroy'..
Бегом в комнату, и чтобы через 10 минут там все блестело, или сейчас же побежишь по улице в трех башмаках :
- Oh, kahretsin. - Ne dedin, evladım? - Shoot dedim anne shoot. "
- Shoot.
- Kahretsin.
Stop shoot, я те сказал!
Çekim yapma, dedim!
А ещё интересно, что по-английски... "снимать" и "стрелять" - это одно слово - "shoot". Я не знал.
İlginç olan "ateş etmek" ve "film çekmek" İngilizcede bir kelime "shoot" bunu bilmiyordum, bana daha sonra açıkladı.
Прямой расстрел!
Note : German for " Shoot! Shoot him!
Shoot. правда.
Kahretsin, doğru ya.
Нарекаю этот корабль : КСШ "Плавучая стрелялка". ( Прим. пер. КСШ
"USS Float'N'Shoot!" gemisini suya indirmekten gurur duyuyorum.
Пойтрине Шут
Bouquetiere Shoot!
Арме де Лэйр Повер Шут
Armée de L'Air Power Shoot!
Фланшет Шут
Flanchet Shoot!
Они стреляют, стреляют, стреляют,
# When they shoot, shoot, shoot, shoot
Выстрелишь - будет твой. (? ) You shoot it - you own it.
Ateş edersen senin olur.
Then you'd have to shoot the beaver or hit it over the head with a shovel.
Sonra kunduzu ya vurman ya da kafasına kürekle vurman gerekir.
Shoot, actually, I just remembered
Tüh, şimdi aklıma geldi de.
- Shoot.
- Vur gitsin.
No, hang on. I just wrote my first soap scene, Which they are about to shoot.
Birazdan çekecekleri sahne, yazdığım ilk dizi sahnesi.
Если ты имеешь в виду наряд для Лары Стоун на съемки Мейзела в пятницу, я готова послушать твои соображения, но если ты мечтаешь о том, что наденешь сегодня на вечеринку, подумай ещё раз.
Eğer Lara Stone için cuma günkü'Meisel Shoot'ımızdan bahsediyorsan, görüşlerini almayı çok isterim ama eğer bunlar bu geceki partide giyeceklerinse tekrar düşün.
Валяй.
Shoot.
Плюс ты снял для Диксона студию на неделю. and then you financed my commercial shoot.
Üstelik Dixon'a 1 haftalık kayıt stüdyosu tuttun ve benim reklam filmimi ödedin.
Shoot her in the face.
Vur suratından gitsin.
Are you gonna shoot me or lecture me, mom?
Vuracak mısın, nutuk mu çekeceksin, anne?
Then you can shoot me in the head, so it doesn't fuck up my suit.
O zaman beni kafamdan vur, böylece takım elbise ziyan olmaz.
That's right. I shoot you in the head.
Doğru söylüyorsun, seni kafandan vururum.
Сегодня я преподаю здесь, а на следующей неделе могу... сбежать в Кению щёлкать слонов.
Bugün öğretmenlik yapıyorum ama gelecek hafta Kenya'ya fil çekmeye ( shoot ) gidebilirim.
¬ 20 : 00 на следующий вечер обе стороны соблюдали согласованное перемирие чтобы пехота могла посмотреть хитовое " ¬ шоу атись на лыжах, — трел € й, ѕой комбинированные биатлонно - певческие соревновани €, которые не интересно смотреть позже
İkinci gecenin saat 20 : 00'sinde iki taraf, kazananı en son öğrenecek olacak olunması yüzünden sonra izlemenin hiç eğlenceli olmadığı popüler TV programı, Ski, Shoot, Sing'i, , bir biatlon ve şarkı söyleme yarışması kombinasyonunu, izlemek için ateşkes üzerinde anlaşmaya vardılar.
Sloan, you didn't mention that a $ 50 million F-16 has to be flown by a pilot who is somebody's father and that he can be shot down by a shoulder-mounted, point-and-shoot Stinger.
Sloan, sen o 50 milyonluk F-16'nın birisinin babası olan ve omuza monteli tam otomatik bir Stinger ile vurulabilecek olan birisi tarafından uçurulması gerektiğinden hiç bahsetmedin.
We teach you to shoot.
- Sana atmayı öğreteceğiz.
Shoot him in the head!
Geri bas.
вашим противником будет Монтетьюпи.
Knuckle ve Shoot, Menthuthuyoupi denen tip sizin.
- Yeah? Light this cannon up so I can shoot off.
- Yak şu topu da ateş eteyim.
Однако именно самоотверженность делала его таким сильным.
Lakin bu noksanlık onun gücüne güç katıyordu. Youpi kavgacı bir gülümseme takındığı anda Shoot donup kalmıştı.
Шут нигде не ошибся.
Shoot'un bir kabahati yok.
не вини себя...
Shoot, suçlama kendini.
Однако Шутом овладели совершенно иные эмоции.
Gelin görün ki o an için Shoot bambaşka bir duygunun esiri olmuştu.
Шут и вправду смог отбросить слабость ради возможности.
Shoot durumdan ötürü sahiden de bitkin düşmek üzereydi.
А внизу попавший под прямую атаку Юпи...
Altta ise... Youpi'nin saldırısına en yakın mesafeden hedef olan Shoot vardı.
Шут!
Shoot!
сломав правую ногу... чтобы встать на один из летающих кулаков. что это сильнейшая его техника.
Sağ bacağı kırılmış olan Shoot bilinçsiz bir şekilde ellerinden birinin üstüne tünemişti. Bunu daha önce hiç denemediği halde fark etmişti ki bu onun nihai tekniği idi.
У него не было внятной причины закрывать правый глаз. как положение становится всё хуже.
Sağ gözünü neden kapattığına dair geçerli bir sebep yoktu ortada. Sadece durum beterleştikçe gücüne güç kattığının farkında olduğu için bundan hoşnuttu. İçinde olduğu zorluktan aldığı güçle Shoot uçuşa geçti.
Накл... наберём хорошей выпивки и нажрёмся.
Shoot, Knuckle... Bu işi bitirince kafaları sağlam çekeceğiz.
Please, don't shoot the messenger. The bloodwork is conclusive.
Elçiye zeval olmaz.
Not 100 % sure, but I did feel, like, 1,000 volts shoot through my thighs at one point, and my eyes rolled back into my head, and the orgasms just kept coming, fast and bi-furious.
Tam emin değilim ama öyle hissediyorum. Sanki orama tek bir noktadan 1.000 voltluk bir giriş oldu ve gözlerim döndü, orgazmlar gelmeye devam etti.
If he tries to strangle me, I'm gonna shoot him in the testicles.
Beni boğmaya çalışırsa hayalarına geçireceğim.
They could shoot us down, his lawyer could drag it out.
Avukatı bir şeyler sızdırırsa bizi indirirler.
You want to arrest them or you just want me to shoot them?
Onları tutuklamak mı istersin yoksa vurayım gitsin mi?
Shoot. Вы снайпер, а не артиллерия.
Sen bir nişancısın, avcı değil.
Хлопнул.
Ateş et. ( Shoot )
- столько, сколько займет у него вытащить пушку и пристрелить тебя.
Shane'e silahını çekip seni vurmasına malolacağını biliyor musun and shoot you with it.
чтобы меня заметили. через которые вошли. у нас будут проблемы. тогда можно будет уходить.
Fark edilirsem işe yaramaz ama. Ben rahatlıkla girip çıkabilirken Shoot ile diğerleri girdikten sonra yalnızca geçitten çıkabilirler. Düşman geçidin ağzına pusu kurarsa başları derde girer.
Я и Шут... и Морау. как только мы будем внутри.
Shoot ile ben. Gon, Killua. Meleoron, Ikalgo.