Spare Çeviri Türkçe
18 parallel translation
- Худенькая птичка идёт?
- Spare bird going?
friend of mine what can you spare?
friend of mine what can you spare?
- I just happen to have a spare.
- Evet, elimde yedek bir tane varmış.
Самый обыкновенный spare
İki kerede herkes yıkar.
Also, let's break out whatever spare ordnance we have from the Lucian Alliance and arm as many civilians as possible.
Aynı zamanda, Lucian İttifakı'ndan edindiğimiz bütün fazla savaş gereçlerini dağıtalım ve mümkün olduğu kadar çok sivili silahlandıralım.
Мы доставим тебя в Зону 51 and there's not a moment to spare.
51. Bölge'ye gitmeliyiz ve boşa zaman harcamamalıyız.
"Spare Room"? "Voyeur"?
- Boş oda mı? Özel oda mı?
Такие издания, как Rolling Stone и Spare Rib возникли из необходимости в альтернативной точке зрения среди печатных изданий тех дней.
Rolling Stone ve Spare Rib gibi dergiler, dönemin köklü gazetelerine.. .. alternatif bir ses olarak ortaya çıktılar.
Ты ещё можешь сделать спеа. ( прим. сбить все кегли за два броска )
Hala bir spare ( * ) yapabilirsin.
О, вы набрали спэа. Как это мило.
Oh, bir spare * elde ettin.
* который ты мне дал *
â ™ ª I still have the spare key â ™ ª â ™ ª that you gave me â ™ ª I will find a way to get through to you... â ™ ª
Я играл Капитана Джека Голубья.
Kaptan Jack Spare-ribs'i canlandırdım.
I can spare you, if you think they'll come.
Gerçekten gideceklerse seni idare edebilirim.
It's very good of you to spare her.It won't kill me.
- Daisy'yi idare etmen güzel. - Ölmem ya.
Ага, так что я закончил с спэйром и страйком, 222 очка набрал.
Bir spare, bir de strike ile tamamladım. 222 puan.
We're finding everything out that we can- - where they worked, hobbies, phone records, what they did in their spare time, matching the names of birth certificates of people who died young, tracing border-crossing records.
Aklımıza gelen her şeyi araştırıyoruz. Nerede çalıştıklarını, hobilerini, telefon kayıtlarını, boş vakitlerinde yaptıklarını. Doğum belgelerindeki isimleri genç yaşta ölen kişilerle eşleştirmeye çalışıyoruz sınırdan geçiş kayıtlarına bakıyoruz.
Kill me, resurrect me, but spare the others.
Beni öldür, beni dirilt, but spare the others.
У нас слишком мало запасов и слишком много раненых для делёжки с незнакомцами.
Çok az stoğumuz var, ve yabancılarla paylaşmayacak kadar çok yaralı var. to spare it for strangers.