Tell Çeviri Türkçe
388 parallel translation
"Покажите ему сценку про Вильгельма Телля"
William Tell gösterisini yapın.
"Ответь мне, где бросит якорь сей златой корабль" Tell me what shore thy golden boat will touch
Söyle bana hangi kıyıda altın kayığın dokunacak.
"Ответь, молю, прекрасный чужеземец" Tell me, I pray thee, O stranger fair
Söyle bana. Sana dua ediyorum.
Tell me that she love me
Benisevdiğinisöylediğinde
And tell the world you love him
Onu sevdiğiniHaykırdünyaya
Время покажет.
Time will tell.
# Tell me your troubles and doubts #
# Tell me your troubles and doubts #
* And tell me I'm your own
Ve bana sadece senin olduğumu söyle...
Вильгельм Телль, неважно.
William Tell, her kimse.
Each language only helps me tell you
# Each language only helps me tell you #
Позвольте мне рассказать о странных... вещах, которые творятся со мной.
# Let me tell you'bout it Strange # # Things are happenin'to me #
All right, tell me more.
Pekala, biraz daha anlat.
Раньше это была "Скажи ему", а теперь "О, о, ребенок".
Önceki "Tell Him" di. Şimdiki de "Ooh, ooh Child."
Не смей мне запрещать летать, Мне просто надо.
"Don't tell me not to fIy I've simply gotta"
Ты не проси меня улыбаться.
Well, now, don't you tell me to smile [Peki, hadi, bana gülümse deme]
♫ YOU MUST TELL HIM NO ♫
ONA HAYIR DEMELİSİN
You wished me well and you Couldn't tell
~ Hatta iyi dilekler diledin bana nereden bilecektin ki oysa ~
Вильгельма Телля!
- Giyom Tell!
"Расскажите всем, что я не вернусь"
~ Tell them I ain't comin'back ~
I'll tell you what.
Bak ne diyeceğim?
So it's not just the lie you tell, but it's the way you tell it.
Mesele sadece söylediğin yalanda değil, onu söyleyiş şeklinde de.
Honey, I don't know how to tell you this but if something were to happen to Ross or myself you wouldn't get the baby.
Tatlım bunu sana nasıl anlatırım bilemiyorum... ... ama eğer Ross'a ya da bana bir şey olursa... -... bebeği sen alamazsın.
Well, let me tell you something.
Sana bir şey söyleyeyim.
My heavens но я не собираюсь говорить вам, когда я был неправ. ... but I'm not gonna tell you when I've been wrong.
Ne zaman yanıldığımı söylemem.
Если вы не знаете, я не стану говорить вам. If you don't know, I'm not going to tell you.
Siz bilmiyorsanız ben hiç söylemem.
- Хорошо, я так и передам г-ну МакНамаре. General Burchinal : - OK, I'll tell Mr.
Tamam, Bay McNamara'ya bunu söyleyeceğim.
И этот парень пытается уговорить меня сделать что-то... And this guy is trying to tell me to do something что я считаю неправильным и не собираюсь делать. ... that I know is wrong and I'm not gonna do.
Ve bu adam yanlış olduğunu bildiğim ve yapmayacağım bir şey anlatıyor.
Я хочу сказать вам : вы ошибаетесь. I wanna tell you : you're wrong.
Yanıldığınızı söylemek istiyorum. "
Теперь едва ли угадаешь, кем я был.
Now you can't tell who I used to be.
I think it was a little too early to tell what was there.
Ne olduğunu söylemek için daha erken.
Ну, ты влип!
William Tell kadar büyük oynaman gerekmez.
- Что это значит?
I bet you tell yourself that all the time. Bu da ne demek?
100 ) } shishi me ni wa me wo sashi { \ 1cHB0B0B0 } Stare back at those wary eyes 100 ) } sei mo ja mo wakatareru kotonashi { \ 1cHB0B0B0 } There is no way to tell the pure from the impure 100 ) } kimi wa nemuru yami no shikyuu { \ 1cHB0B0B0 } You sleep in a womb of darkness
Gözleri parçalayan noktaya dönüş Doğru ve yanlış birbirinden o kadar da farklı değil O ikisi ölmüş büyük insan gibi
Ты Вильгельм Телль, можешь попасть в яблоко, стоящее на чьей-то голове?
Sen William Tell'sin. Birinin kafasındaki elmayı bile vurabilirsin.
Вильгельм Телль не единственный, кто ушёл с вечеринки с серьёзным подарком.
Arkasında işaret bırakan bir tek William Tell değil.
Friends tell each other the truth.
Dostlar birbirine gerçekleri söyler.
Я говорю это тебе каждый день.
I tell you about it which day you go outside with this. o zaman Om Shanti Om bitecek.
now people stayin colder so don'try n tell me your older you could be roller or be more music mix tapes promos and everythings out there, so don't try tell me I don't
Şimdi insanlar soğukta, o yüzden yaşlı olduğunu söyleme bana Yuvarlanabilirsin ya da müzik olabilirsin, bantlar, promolar ve tüm şeyleri miksleyebilirsin Orada, dışarıda, o yüzden, bana yapamayacağımı söylemeye kalkışma
- Вы хотели сказать мне имя?
- You want to tell me about the name?
Скажу тебе больше. And I'll tell you one more thing.
Ve bir şey daha diyeceğim.
So I'll tell you something
# Hayır, daha önce hiç böyle hissetmemiştim
When will they love, only time will tell
# Ne zaman sevecekler, bunu zaman gösterecek
I think I'm gonna change it to Joe's so he might not be able to tell that stink's coming from you.
Düşündüm de Joe'nun yeri daha iyi olur. Böylece bu kokunun senden geldiğini anlayamaz.
Так что?
Küçük Ollie'nin canı yakar top oynamaktan sıkıldı da William Tell olmaya mı karar verdi? Ne yani?
Gabriel, tell me now.
Gabriel, beni dinle.
Oh, I gotta tell you. I made your Cajun meatloaf.
Fransız usulü etinizden pişirdim.
Dave, it was a nice trip, but I gotta tell you, I don't know why we spent all that money going to the Bahamas.
Dave, bu hoş bir seyahatti ama Bahamalar'a gitmek için niye o kadar para harcadık anlamadım.
Swenson, I can't tell you how excited I am.
Bay Swenson, ne kadar heyecanlı olduğumu size anlatamam.
And, um, I'm sure it's not gonna help for you to hear tell you this, but you're damn heroic to me.
Ve, eminim bunu duymak sana yardımcı olmayacaktır, ama sen benim kahramanımsın.
Tell Jackson I'm sorry it took me so long.
Uzun sürdüğü için, Jackson'dan özür dilediğimi söylersin.
# Oh, darling, tell me #
Sophie.