Thinking Çeviri Türkçe
68 parallel translation
Thinking too much is the same as think of nothing just like watering in the desert.
Baksana bir, tatlişkom. Beni görmezden gelmeye çalışma.
"Thinking about how love never works out " But I guess that's the way it goes
Aşkın asla işe yaramadığını düşünüyorum.
Look, I was thinking, if it's okay with Monica I would like to invite Amy to Thanksgiving.
Bak, düşünüyordum da, eğer Monica için sorun olmazsa... ... Amy'i Şükran Gününe çağırmak istiyorum.
Listen, I was just thinking. You know what would be incredible?
Dinle, düşünüyordum da, ne olağanüstü olurdu, biliyor musunuz?
Что несомненно повлияла на ход их мыслей. - Well, with the Bay of Pigs. That undoubtedly influenced their thinking.
Şüphesiz bu da düşüncelerini etkiledi.
Ну и, это натолкнуло меня на размышления, насчёт того что мы должны сделать в производстве. Well, that set me to thinking about what we in the industry should do.
Bu beni sektörde ne yapmamız gerektiğini düşünmeye itti.
- Какой эффект, оказало всё это инакомыслие, на ваше сознание? - What effect did all of this dissent have on your thinking?
Tüm bu muhalefet sizin düşüncenizi nasıl etkiledi?
- Как изменились ваши взгляды во время этого периода? - How was your thinking changing during this period?
Bu dönemde düşünceniz nasıl değişiyordu?
- Я не думаю, что мои взгляды изменились. - I don't think my thinking was changing.
Düşüncemin değiştiğini sanmıyorum.
You can just see him thinking : " My God, I'm in a hell of a mess.
" Tanrım, durumum çok karışık.
Я знаю о чём многие из вас думают. I know what many of you are thinking.
" Çoğunuzun ne düşündüğünü biliyorum.
Вы думаете : этот человек двуличный. You're thinking : this man is duplicitous.
Bu adam iki yüzlü diye düşünüyorsunuz.
Вы думаете что он держал всё о чём он думает при себе. You're thinking that he has held things close to his chest.
Bazı şeyleri tamamen kendine sakladığını düşünüyorsunuz.
Вы думаете что... You're thinking that он не отвечал полностью... ... he did not respond fully желаниям и надеждам Американского народа.
Amerikan halkının istek ve dileklerine tam olarak cevap vermediğini düşünüyorsunuz.
То чем я занимаюсь - это анализ непредусмотренных моментов. What I'm doing is thinking it through with hindsight.
Ben geriye bakarak değerlendiriyorum.
You know, if we're gonna have a get-together after the funeral, we should start thinking about food.
Törenden sonra bir toplantı yapacaksak, yemeği düşünmeye başlamamız gerek.
I've just been doing some thinking about the people I know, the ones who've walked into my life and made it better than it was before...
Tanıdığım insanları düşünüyordum.. Hayatıma giren ve yaşamımı eskisinden daha iyi hale getiren.. Senin gibi insanlar.
I don't know what she was thinking.
Aklından ne geçiyordu bilmiyorum.
Я думаю, что кто-то дал той девушке наркотики.
I'm thinking somebody gave that girl drugs.
That was my thinking too.
Ben de öyle düşünmüştüm.
You're over-thinking this.
Fazla düşünüyorsun.
And you think I'm over-thinking this?
Sence ben mi fazla düşünüyorum?
You got me thinking that l'm wasting my time
Zamanımı boşa harcattığını sandın.
I am thinking about it.
- Düşünüyorum. - Bizi düşün.
I will I just have to do a little more thinking on the case.
Sadece şu davada biraz daha kafa yormam gerek.
What were you thinking, Sara?
Aklından ne geçiyordu, Sara?
What are you thinking?
Aklından ne geçiyor?
And in case you're still thinking about slitting my throat, I wouldn't.
Ve bir de hala boğazımı kesmeyi düşünüyorsan, ben olsam yapmazdım.
But thinking right just isn't the same as doing right.
Ama doğru düşünmekle doğru davranmak her zaman aynı şey değildir.
Uh, before you come at me with both barrels, let me just say, I have been thinking about it, and you were right.
Saldırıya geçmeden şunu söyleyeyim söylediklerini düşündüm, haklıydın.
You're thinking that's blood. ( chuckles ) It's just ketchup from the Dumpster burger.
Sadece Dumpster burgerden birazcık ketçap.
Я ничего с тех пор о нём не слышала, так что подумала... Что, если он проходил мимо в тот день... и увидел меня около дома Кристи?
I haven't heard back from him so I was thinking... what if he passed by that day and saw me waiting outside Christie's house?
I was thinking maybe a little mother-and - daughter day trip?
Düşünüyordum da belki... anne-kız küçük bir geziye çıkarız?
We're thinking of collaborating with Mike Schmidt on some of his charity work.
Mike Schmidt'in hayır işlerine katkıda bulunmayı düşünüyoruz.
Ты сказал, что у него были приводы.
thinking they might know how to reach him. Sabıkası olduğunu söylemiştin.
No, I meant the thing that you were thinking when Lance accused me of dealing out of the club.
Yok, Lance beni kulüpte uyuşturucu satmakla suçladığında düşündüğün şeyleri kastettim.
I can't stop thinking about Kallie.
Kendimi Kallie'yi düşünmekten alıkoyamıyorum.
I've been, uh... I've been thinking about something.
Bir şey hakkında düşünüyordum...
What is he thinking of?
- Ne düşünüyordu acaba.
Well, I am sick to my stomach thinking about what you're going to say when they find out.
Durumu anladıklarında ne açıklayacağını düşündükçe karnıma ağrılar giriyor.
Your thinking could not be more wrong in this matter.
Bu konuda daha yanlış düşünemezdin.
- If you're thinking about the future...
- Gelecek hakkında düşünürken... - Ben gelecek hakkında düşünmem.
What are you thinking, boss?
Ne düşünüyorsun patron?
♪ too much thinking what I should do ♪
Ne yapayım diye düşünmekten
You've been thinking it.
Sen de bunları düşünüyordun.
I'm thinking it was his mentor Horatio.
Bence o, akıl hocası Horatio'ydu.
Пол, я тут подумал...
- Paul, I've been thinking...
Mm-hmm, that's what I was thinking.
- McCauley'i alan o herif...
I'm thinking about pulling a job.
Bir iş tutmak istiyorum.
Um... He's thinking about it.
Hala düşünüyor.
Oliver, maybe we're over thinking this.
Oliver, belki fazla derin düşünüyoruzdur.