Tough Çeviri Türkçe
36 parallel translation
Наверное, ты думаешь, что это "pretty tough" - "предельно жесткий".
Bunun "biraz zor" kelimelerinin kısaltması olduğunu sanıyorsun.
Жесткий удар.
Tough break.
Hand is tough to get.
Üstünlüğü ele geçirmesi zor.
Принуждаем насильно.
Tough noogies.
- Tough Дело.
- Büyük şanssızlık.
- Крутая попалась сучка?
- One tough bitch you got there, huh?
Look, I know she's a little tough to take.
Bak, onun biraz zor biri olduğunu biliyorum.
- Я вижу прошло, настоящее и будущее. - Tough gig ( * ). ( * британская юмор. передача )
- Ben, geçmisi, şimdiyi ve geleceği görürüm.
- Этот вряд ли.
"Tough tits, Big Ears."
Хотя становиться лишь тяжелее 54 ) } That you gotta hang tough to make it и цели достигнешь
# That you gotta hang tough to make it #
Tough love?
Hoşgörü yok sanırım?
Marissa has got some tough competition и нам нужны молодые избиратели, и ты можешь сделать это.
Marissa zor bir yarışın içinde ve gençlerin oyuna ihtiyacı var.
Tough game?
Yorucu muydu oyun?
Например, Animal Boy или Toy Tough To Die?
Animal Boy ya da Too Tough To Die mesela?
Да уж, как говорится, трудно жить играючи.
Ne derler bilirsin : "Tough Actin'Tinactin."
Just being back at work and away from the baby for the first time ; that can be tough.
Aynı anda hem işe geri döndü, hem de ilk kez bebeğinden ayrı ; zor olmalı.
Крутой "Д." Крутой "Д." Вспышка справа.
Tough D, Tough D, şovumuzu yapalım.
Well, tough, junior.
Pekala, sert çocuk.
"Красавица и чудовище" Сезон 1, серия 14 "Жестокая любовь"
Beauty and the Beast 1x14 Tough Love
Well, if times get tough, I'm gonna look you up, Donny.
- Zorda kalırsam seni ararım Donny.
Well, he's tough to dislike.
Onu sevmemek zor.
The tough part is putting it all together.
Zor kısmı onları birleştirmektir.
Like I said, I... it's tough to lose a guy I was responsible for.
Dediğim gibi sorumlu olduğum birini kaybetmek zor.
Didn't ask if she was tough, asked if she was helpful.
Zorlu olup olmadığını sormadım, yardımcı olup olmadığını sordum.
Australia is nice to tourists, but it's tough on its own people.
Avustralya turistlere nazik davranır, ama kendi insanlarına karşı serttir.
You talk awful tough from behind those bars, Sheriff.
Parmaklıkların ardından çok sert konuşuyorsun şerif.
It'd be tough to prosecute her.
Ona karşı dava açmak zor olacak.
Я бы не создал франшизу "Опасный, Опаснее, Опаснейший", если бы вел себя как... простите мой английский... педрила. Погоди-ка.
Ben başlatmadım Tough, Tougher, zorlu imtiyaz biraz... pardon benim ispanyolcam biraz... paslandı.
California is tough.
Kaliforniya zorlu bir şehir.
♪ Рабочая лошадка, Додж!
# Dodge yapımı Tough serisi bir kamyonetin içinde #
Когда капитан Гровер сказал, что вы решили присоединиться к благотворительному забегу Tough Mudder, я с радостью предложил стать врачом команды.
Yüzbaşı Grover, Tough Mudder bağış etkinliğine katılacağınızı söyleyince sevinçle ekip doktoru hizmeti vermeyi teklif ettim.
Tough Mudder – 25-километровая полоса препятствий, созданная для проверки вашей физической и моральной стойкости.
Tough Mudder, fiziki ve akli gücünüzü ölçmek için 12 mil uzunluğunda yorucu engeller bulundurur.
Look, I know this has been really tough on you, but how about this?
Bak bunun çok zor olduğunu biliyorum ancak şuna ne dersin?
And even with a big payoff, it would have been tough to get him to walk away from that role.
Ve böylesi büyük bir para karşılığı bile olsa, bu rolden kendisini vazgeçirmek Kolay bir iş olmayacaktı.
The tough part, though, is reconciling this huge thing we want :
- Evet!
Tough Mudder – командное соревнование.
Tough Mudder, ekip halinde yapılan bir spordur.