Бегала Çeviri Türkçe
231 parallel translation
Бегала от одного дверного проема к другому, пытаясь не попасть под дождь.
Bir saçak altından diğerine koştum. Yağmurdan kaçmaya çalıştım.
Сначала она бегала за мной, но потом переключилась на Лайнуса.
Önce benim peşimdeydi, sonra Linus'a taktı.
А я никогда в жизни не бегала так быстро.
Ama biliyorsunuz, ben hayatım... boyunca hiç koşmadım.
- бегала уже!
Durması bir kenara. neredeyse koşacaktı.
Юная леди бегала туда-сюда весь день.
Her gün sürekli buraya geliyor.
Я тогда к маме в город бегала.
Annemi görmek için kasabaya geçiyordum.
Я за этим "кроликом" и бегала.
Kovaladığım tavşan oydu.
Она за тобой бегала еще в Варшаве.
Varşova'dan beri senin peşinde.
Но не за то, чтобы бегала на побегушках.
Yemek için başka şansınız yok.
Никогда еще дочь герцога не бегала за простым графом!
Tanrı aşkına, bir kontun kızı bekar bir dükün peşinden asla koşmaz!
Руби Моррис и раньше бегала из дома.
Bu Ruby'nin evden ilk kaçışı olmayacak.
Потом та, что бегала на коньках.
Bir de buz patencisi vardı. O da dadım.
Ей было только 17, и она быстро бегала.
17 yaşındaymış ve oldukça hızlı koşuyormuş.
Я тут бегала по магазинам и подумала, что вам может пригодиться десерт для ужина с Филлис.
Bu akşam Phyllis'le yiyeceğiniz yemek için tatlı gerekir diye düşündüm. Evet. Ben de etrafı topluyordum.
ќн еще агукал, когда € бегала на свидани €.
Ha şu 20 yaşında olan. Onun için lisede bebek bakıcılığı bile yapabilirdim.
Остался в первом классе... потому, что мама бегала развлекалась.
Birinci sınıfta çift dikiş yaptı... çünkü annesi her gece dışarı çıkıp eğlencesine bakıyordu.
Я бегала по этим улицам,
Sokakları dolaşırdım.
Ты никогда не бегала так быстро, что казалось, ноги отвалятся например когда убегала от Сатаны?
Yani demek istediğim, hiç bacaklarının yerinden çıkacağını düşündürecek kadar hızlı koşmadın mı? Hani kanatlanmış gibi koşarsın.. Ya da sanki şeytandan kaçıyormuş gibi.
Я бегала за ним целую ночь, а он дал свою карточку тебе?
Ben bütün gece onun için çalışıyordum ve o kartını sana mı verdi?
- Он мог бы и солгать, но Лори сказала что она не бегала с Кристи в тот вечер, когда она была убита.
Bir erkek yaptıklarının sonucuyla yüzleşmekten korkmaz.
Кстати, миссис Миллз, сегодня Лидия опять... с грохотом бегала у меня над головой.
Bu arada, Bayan Mills, yukarıda çıkardığı gürültü, başımı ağrıttı.
Она бегала от одного богатого мужчины к другому.
Zengin erkeklerle takılırdı.
Когда-то она бегала за мной по двору с ножом для мяса, хотела порубить мою задницу.
... bahçede beni biftek bıçağıyIa kovaIadı. Kıçımı kesmeye çaIıştı.
Она постоянно бегала с этим!
Saçları siyah, gözleri kahverengi ve o şeyle birlikte dolaşıyordu.
Я не хочу, чтобы ты голая бегала перед мужчинами.
Erkeklerin önünde yarı çıplak koşturmanı istemiyorum.
Да. Даже когда мы там были, она бегала проверять нет ли от него письма.
Evet, Claire biz oradayken bile gidip mesajlarını kontrol etti.
Бегала кругом, чокнувшись. Однажды утонула в море.
Aklını kaçırdı ve bir gün denizde boğuldu.
Ты бегала трусцой.
Koşu yapıyordun.
Прости, но это я бегала за ней, а не наоборот.
Bunu duymak hoşuna gitmeyebilir ama ben onun peşine düştüm, o benim değil.
Да, я - я много бегала сегодня, и думаю, что несколько перестаралась.
Evet. Bugün koşmaya gittim. Sanırım kendimi fazla zorladım.
Да ладно, как будто ты не для этого бегала повсюду в шортах и гольфах.
Sanki şortun ve uzun çoraplarınla hava basmıyordun.
Да, кстати. Кто-то подложил свинью твоей подруге, и она бегала ко мне, к Кадди и к Уилсону.
Bu arada biri kız arkadaşına oyun oynamış.
Если домой ты пришла в таком виде..... то в Мумбаи полуголой бегала!
Eğer sen bu kıyafetlerle eve gelebiliyorsan O zaman sen Mumbai de çıplak dolaşıyorsun.
И постоянно бегала по школе.
Hep okulu dolaşıyordum.
Ты когда-нибудь бегала во всю?
Sen koşar mısın?
Помнишь, ты был в Таксоне, а я лежала с температурой, но я бегала с детьми по соседям на Хеллоуин?
Sen Tuscon'dayken kırk derece ateşle çocukları Cadılar Bayramı'nda gezdirmeyi başardığım zamanı hatırlıyor musun?
Ее секретарь весь день бегала к ксероксу с твоими записями.
Sekreteri bütün günü sicilinle fotokopi makinesinin başında geçirdi.
Да, но хотелось бы, чтобы ты больше бегала, Изабель.
Evet, daha çok koş da göreyim, Isabelly.
Нет, когда доктор Австралия Ванночка-Вазелина вернулась от горилл, она не бегала вокруг, собирая орехи с голов людей, и не разбрасывалась своими экскрементами.
Dr. Avustralya Birdirbir-Vazelin gorillerin yanından geldiği zaman etrafta koşup, milletin kafasından bit toplayıp gübre fırlatmıyordu.
Я каждый день бегала по 4 мили.
Günde altı kilometre koştum.
Я бегала трусцой мы не бегаем трусцой, вы не бегаете трусцой
Buraya kadar koştum. Biz koşmayız. Sen koşmazsın.
я работала на износ чтобы никто ничего не знал бегала к твойму расписанию, изучала хирургические операции я просто хотела знать что прикрываю тебя прикрывать меня?
Burada olanları kimsenin bilmediğinden emin olmak için kıçımı yırtıyorum, programını ayarlıyorum, ve seni kollamak için, beşinci yılıma kadar öğrenmek zorunda olmadığım cerrahi işlemleri öğreniyorum. Beni kolluyor musun?
она бегала трусцой, и... не обращай на неё слабость сегодня, хорошо?
Koşmaya gitmişti ve... Sadece bugün onu biraz rahat bırak, olur mu?
Давно я так далеко не бегала.
Bu kadar uzun mesafe koşmayalı çok olmuştu.
С тех пор, как она с косичками бегала.
Çocukluğundan beri.
Бегала бы и кричала : "Ты же ударишь Мосса по лицу, это опасно".
Hayır, kesin şöyle derdi : "Bu çok tehlikeli, Moss'un suratına zarar verebilir."
Она бегала полуголая у него по гостиной.
Evin içinde yarı çıplak oradan oraya koşuşturuyordu.
Но Маргарет Мид не бегала же домой каждый раз, заразившись малярией.
Ama şüphesiz, antropolog'Margaret Mead'her sıtma kaptığında koşup evine dönmemişti.
Я бегала.
Koşuyorum.
И в тотдень ятоже бегала в лесу. Посмотрите. С 11 до 12.
O gün de ormanda koşu yapıyordum..... saat 1 1.00'den yarıma kadar.
В школе я бегала лучше всех.
Lisede atletizm takımının yıldızı olmuştum.