Бесконечно Çeviri Türkçe
799 parallel translation
Ты мне дала встречу и расставание... не случится никогда... и бесконечно повторялось всё после пробуждения.
Bana verdiğin buluşma ve ayrılışı temsil ediyorlar... Nasıl olsa olmaz diye düşünerek uykuya daldım. Uyandıktan sonra bile dönüyorum yatakta, kafamda aynı eski şeyler dolaşıyor durmaksızın.
А правительство не может просто взять и бесконечно держать людей в заключении без причины.
Hükümetler bizi bir neden olmadan süresiz olarak tutamaz.
Прорвите там фронт и не придерживайтесь этой бесконечной французкой позиционной войны.
Tamam mı? Oradan direkt geçersin ve güçlü Fransız direnişine saplanıp kalmazsın.
- Я Вам бесконечно благодарна.
- Size ne kadar teşekkür etsem azdır.
Почему улитки, самые холодные твари на планете... бесконечно тянутся друг к другу?
Tüm yaratıkların en soğukları olan yılanlar... neden birbirlerine dolanırlar?
Я не мог бесконечно квасить носы сотрудникам визовой службы... и нашел другой выход.
Tabii sonsuza dek pasaport memurlarını yumruklayıp duramazdım. Ama bir yolunu buldum, değil mi?
- Она бесконечно гордится, мисс Рой.
- Annem gurur duyuyor Bayan Roy.
Да, Господь наш бесконечно милосерден, но у нас столько грехов, что для того, чтобы Он нас простил, мы должны молиться и простить других.
Tanrının bize merhameti yok mu? " Evet, tanrının merhameti vardır, ama hepimizin affedilecek ve affedecek o kadar çok günahı var ki...
Кажется, вы можете продолжать это бесконечно?
Hiç pes etmeyeceksiniz, değil mi?
Бесконечно счастливы.
Bunu sana içten diliyorum.
Впервые мы увидели море... Оно было бесконечно широко
Hayatımızda ilk defa, denizi gördük, geniş ve sonu olmayan.
" Теперь вместе, вечно и бесконечно.
Şimdi beraberiz, bitiyoruz ve başlıyoruz!
А говорить можно бесконечно.
Burada sonsuza kadar konuşabiliriz. Hiçbir şey değişmez.
Бесконечно вам благодарен.
Şimdi, eşyalarımı yerleştireyim.
Я бесконечно благодарен вам.
Onur duyarım, Monsenyör.
далёк бесконечно от наших нужд и жизненных пружин.
Ve resimlerden çıkmalar Hiçbir anlamı yok Bunlara ihtiyaçları yok
бесконечной чередой ее подруг приходит строй, и трещат и обсуждают и болтают, выясняя, что с тобой!
"Sökün eder uğultulu Bir hanım arkadaşlar ordusu " Gelip çene çalarlar Ona fikir satarlar " Bu adamın hali nedir!
- Чему "нет"? Можно задавать вопросы бесконечно, пока не попасть на правильный.
Bunu çözebilmek için onun Başında haftalarca kalmak gerekecek.
Только наше время не бесконечно, если мои расчеты верны...
Evet, ama zamanımız sonsuz değil. - Eğer hesaplamalarım doğruysa...
Вынужден признаться, Боунс : я был унылым, что бесконечно радовало Финнегана.
Ben ise çok zayıf kalıyordum, bu da Finnegan'ı son derece mutlu ediyordu.
Да, хотя человек может быть уродом, он может быть бесконечно добр.
Evet, çirkin bir erkek aynı zamanda muazzam derece çekici olabilir.
Я вам бесконечно благодарна, никогда этого не забуду.
Yardımın için çok teşekkür...
Философ в любви с демократией, поэт, который бесконечно пишет стихи.
# Sonsuz kafiyeyle şiir yazan bir şair # # Anlatabilirim onun ellerini Ve gözlerini sana #
Но врага общества нельзя терпеть бесконечно.
Toplum düşmanı 6 Numara diyorsun yani.
Мое восхищение капитаном Кирком бесконечно.
- Beni anlayın lütfen. Kaptan Kirk'e olan hayranlığım sınırsız.
Вот как вы можете это сделать, частица плоти и крови, затерянная в бесконечной вселенной.
Birazcık ete ve kana büründün ve sonsuz evrende gitmektesin.
Как известно, число Пи бесконечно, у него нет решения.
Pi sayısının değeri irrasyoneldir ve sonu kesin hesaplanamayan bir rakamdır.
Его сознание будет существовать какое-то время. Распавшись на миллионы разрозненных кусочков энергии и бесконечно летая в космосе без сил.
Şeyin bilinci sürebilir, milyarlarca enerji parçacığı halinde uzayda sonsuza dek, güçsüz dolaşacak.
Вы будете мстить бесконечно. Надо мстить не их мучением, а за преступление, равнодушие, за плохие мысли.
İntikam almaya kalkan biri, daha fazla hata ve cahilce cinayetler işler.
— пасибо, бесконечно благодарен.
Çok teşekkür ederim.
Как ученый, я бесконечно преклоняюсь перед Паскалем. Но, как ученого, меня возмущает его приговор науке.
Bir bilim adamı olduğu için Pascal'a saygı duyuyorum ama bilimi kınamış olması beni dehşete düşürüyor.
Да, если я верю в вероятность и в то, что выигрыш бесконечно велик.
Bir ihtimal olduğunu düşünüyorsan kârın sonsuza çıkıyor.
Он сказал, что бесконечно уважает вас. И что вы хорошие друзья.
Seni çok beğendiğini ve aranızda bir yakınlık olduğundan bahsetti.
Он бесконечно ненавидел отца, почти так же сильно, как я.
Babasından ona acımayacak kadar nefret ediyordu, neredeyse benim kadar.
Я не вижу смысла в этой бесконечной критике.
Bu sürekli eleştirinin amacını göremiyorum.
Такой уровень энергии нельзя поддерживать бесконечно, а у меня есть время.
Bu enerji sonsuza dek sürmez ve benim zamanım var.
Эта дискуссия продолжится бесконечно, идеи становятся яснее, живее, сложнее. Это теория
Bu tartisma surup gidecek, dusunceler daha net, daha canli ve daha karmasik hale gelecek.
Да, вроде вас, говорю я вопят... от бесконечной непереносимой боли.
Diyorum ki sizin gibilerin bitmez tükenmez ve dayanılmaz acılar içinde feryat ettiği bir yer.
Но меня мучает совесть, что я мало разговариваю с тобой, не откровенничаю, так что... зато бесконечно болтаю с другими, которые ничего не значат для меня, с которыми у меня мимолетные отношения, понимаешь?
Sana çok fazla kendimi açıp muhabbet etmediğimiz için suçluluk hissediyorum. Oysa doğru dürüst tanımadığım, benim için bir şey ifade etmeyen insanlarla gün içinde durmaksızın muhabbet ediyorum.
Бесконечно двигаясь к истине, человек обречен на познания.
Gerçeğe doğru yürüyüşünde, insan bilgiyle mahkum edildi.
И мы не может сидеть вот так бесконечно.
Sonsuza kadar böyle oturamayız.
Нам бродить - не бесконечно :
Bilmiyormusunuz, her şey bitti.
Ах, да, каждый раз, когда я вижу пчелу, переносящую пыльцу с одного цветка на другой, бесконечно возобновляя жизнь, я почти готов заплакать.
Oh evet, ne zaman arıları görsem... bir çiçekten diğerine giderek polen taşırlar, hayatlarını böyle sürdürürler, bu beni ağlamaklı yapar.
Это будет продолжаться бесконечно.
Bu iş hep devam edecek.
Высохший как мумия старик на скамейке напротив, не шевелясь, сдвинув ноги, положив подбородок на крепко сжатую обеими руками ручку трости, бесконечно долго глядит в пустоту и сидит так часами.
Yakınındaki bankta oturan yaşlı bir adam saatlerce boşluğa bakıyor ; mumya gibi hareketsiz, topuklarını birbirine dayamış çenesini iki eliyle sıkı sıkı tuttuğu bastonunu üzerine yaslamış boşluğa dalıp gitmiş saatler önce.
Отчаявшиеся, сидящие, как и ты, на скамейках в парках, бесконечно рисуя и стирая на песке один и тот же кривой круг, читатели газет, найденных в мусорных баках.
Senin gibi parkların banklarında oturup kumun üzerine aynı bozuk çemberi bir çizip bir silen umutsuz yığınlar çöp kutularındaki gazetelerin okurları.
Тень бесконечной печали уже затуманила его рассудок.
Güneş sadece ufukta değil, yaşlı adamın yüreğinde de batmış, keder bulutları ruhunu karartmıştı...
Так не может продолжаться бесконечно.
Ama sonsuza dek değil.
Когда же, наконец, мы встретимся с тобой, вдали от этого суетного мира, в царстве бесконечной чистоты?
Oh, yıldızım. Benim sadık yıldızım.
Ситуация в тот момент была такова, что надо было выбирать один шанс из тысячи, потому, что в этом случае надежда была бесконечной, намного больше, чем если бы отказались выбрать этот шанс.
Çünkü o olasılığı tercih edersen, tercih etmeme durumuna göre beklenti, oldukça yüksek rakamlara çıkıyor.
" нани €, которые могут бесконечно преумножатьс €.
Ancak Colossus bir bilgi abidesi ve bilgisi sınırsızca genişleyebilir.