Грэйси Çeviri Türkçe
132 parallel translation
А у самой Грэйси машина сломалась?
- Grace'in arabasında bir sorun mu var?
Увидев машину, Грэйси не выдержала и разрыдалась от радости.
Grace arabayı görünce gözyaşlarını tutamadı.
Я могла в Сохо сейчас делать покупки, а не в магазине "У Грэйси".
Gracie'nin dükkanında alışveriş yapmak yerine SoHo'da alışveriş yapıyor olabilirdim.
Грэйси?
Gracie!
Ну же, Грэйси! Открывай!
Haydi, Gracie!
Грэйси, нам надо запастись едой в убежищах!
Gracie, sığınaklara yiyecek depolamalıyız!
- Я просто помогу Эрику доставить припасы от Грэйси.
Gracie'den gerekli malzemeleri alması için Eric'e yardım edeceğim.
- Столько, чтобы хватило на полгорода, Грэйси.
- Kasabanın yarısını doyuracak kadar, Gracie.
Грэйси?
Gracie?
Но, Грэйси, если больница отключится, люди могут погибнуть.
Fakat Gracie, eğer klinik giderse insanlar ölebilir.
Грэйси, у тебя ещё есть те пестициды?
Gracie, hala tarım ilacın var mı?
Грэйси, ты думаешь, я бы позволил сестре есть её, если бы не был уверен?
- Gracie, eğer güvenli olmadığını düşünseydim kardeşimin yemesine izin verir miydim sanıyorsun?
А ты не ходил к Грэйси?
Gracie'ye baktın mı?
Всем внезапно понадобился мой урожай : налоговой службе, Грэйси, а теперь и Вам.
Birden bre herkes çiftliğimden hak talep etmeye başladı Maliye, Gracie, ve şimdi de siz.
У Грэйси украли пестициды.
- Gracie'nin yerinden bazı böcek ilaçları çalınmış.
Грэйси пришла в участок.
Gracie merkeze geldi.
Я заплатила ребятам, чтобы они украли их у Грэйси.
- Birkaç çocuğa onları Gracie'nin dükkanından çalmaları için para verdim.
Я хотел защитить Грэйси.
Ben Gracie'yi korumaya çalışıyorum.
Так я поддерживал запасы Грэйси.
Gracie'nin stoklarını böylece doldurdum.
Грэйси.
Gracie.
Грэйси, как давно ты меня знаешь?
Gracie, beni ne zamandan beri tanıyorsun?
Видишь, Грэйси?
Gördün mü Gracie?
Грэйси обещала, что придержит его для меня.
Gracie benim için ayıracağına söz vermişti.
Вы можете продать вашу еду городу через магазин Грэйси Ли и получить часть припасов, которые есть у нас, а у вас нет :
Gracie Lee'nin marketi aracılığıyla yiyecekleri satabilirsin. Aynı zamanda bizde olup sende olmayan malzemelerden payını alırsın.
Грэйси, у нас там куча еды.
Gracie, bütün bu gıdaları buraya getirdik.
Тогда, хорошо, что и ты вернулась, Грэйси.
Güzel, o halde seni de yeniden görmek güzel Gracie.
- А всю еду поместим в магазин Грэйси.
Bütün yiyecekleri Gracie'nin dükkanına sığdırabiliriz.
Вот если бы я мог и дальше работать с Грэйси, мы бы говорили в другом тоне.
Hala Gracie'nin yerinden geçiniyor olsaydım bu konuşma farklı olabilirdi.
Ладно, я зайду к Грэйси и куплю ассорти или, может, крема для обуви, зубную нить, что осталось.
Peki, ben Gracie'nin yerine gidip biraz enerji yiyeceklerinden, bilirsin işte, ayakkabı parlatıcısı, diş ipi vs. ne kaldıysa onlardan alayım.
О, Грэйси!
Gracie!
Он сказал, что убил Грэйси, потому что она отказалась вести с ним дела.
Gracie artık onunla iş yapmayacak diye onu öldürdüğünü söyledi.
- Я видел вчера, как Грэйси отказала Джоне.
- Dün Gracie Jonah'a karşı dururken ben de oradaydım.
Сынок, меньше всего тебе сейчас надо - размахивать пистолетом перед лицом предполагаемого убийцы Грэйси.
Evlat, şimdi yapman gereken son şey Gracie'yi öldürdüğü düşündüğün birine silahla gitmek.
Я знал Грэйси всю свою жизнь.
Gracie'yi hayatım boyunca bilirim.
- Да? Скажи это Грэйси Ли.
Bunu Gracie Leigh'e söyle.
После взрывов и смерти твоей мамы Грэйси изменила завещание.
Bombalar patlayıp annen öldükten sonra Gracie vasiyetini değiştirdi.
Грэйси тебя любила.
Gracie seni sevdi.
Он убил Грэйси Ли
Gracie Leigh'i öldürdü.
- Ты даже не моргнула, когда он сказал про Грэйси.
- Gracie'nin öldüğünü duyunca gözünü bile kırpmadın.
Я не убивал Грэйси Ли.
Gracie Leigh'i ben öldürmedim.
Он сказал, что убили Грэйси Ли.
Bana Gracie Leigh'in öldürüldüğünü söyledi.
Грэйси оставила его мне.
Gracie bana bıraktı.
И смерть Грэйси это явно показала.
Gracie'nin ölümü her şeyi daha çok göz önüne serdi.
- Джона сказал, что Митчелл убил Грэйси и подставил его.
- Jonah, Gracie'yi Mitchell'in öldürdüğünü ve sonra da kendisini devirdiğini söyledi.
Не совершай ту же ошибку, что и Грэйси.
Gracie'nin yaptığı hatayı yapma.
Он сказал, что, если я не поделюсь выручкой, он сделает со мной то же, что с Грэйси.
Eğer ona haraç vermeyi reddedersem bana da Gracie'ye yaptığını yapacağını söyledi.
- Грэйси, ты рада?
- Gracie, heyecanlı mısın?
Не повторяй ошибок Грэйси, иначе люди там для тебя будут цветочки класть на тротуар.
Gracie'nin yaptığı hatayı sen de yapma. Değilse dışarıdaki insanlar kaldırıma senin için de çiçek ve mum koyarlar.
- Нет, я не крал, Грэйси.
- Hayır, ben yapmadım Gracie.
Тебе сегодня Грэйси Ли указала на место.
Bu sabah Gracie Leigh'ten emir alıyordun.
- Он убил Грэйси.
- Gracie'yi o öldürdü.