Едут Çeviri Türkçe
1,315 parallel translation
Мои мальчики едут.
Bunlar benim adamlarımın sesi.
Некоторые едут на Фиджи в 10-ю годовщину
Bazıları 10. yıldönümlerinde Fiji'ye gidiyorlar.
Японцы едут к нам.
Japonlar geliyor. Geliyorlar mı?
Едут? Кто-то намекнул им, что их участок не подходит под строительство.
Birisi onlara arsanın inşaata hazır olmadığını söylemiş.
- Пусть едут. Пусть уезжают.
Bırakalım gitsinler, bırak gitsinler.
Можно полюбопытствовать. Ты знал, что они уже едут?
Şu sıralarda geleceklerinden haberdar mıydın diye sorabilir miyim?
Дети уже едут.
Çocuklar yolda.
Они уже едут сюда.
Buraya geliyorlar.
Теперь они едут намедовый месяц во Флориду.
Halk dansı yaparken tanışıyorlar. Yüzlerindeki gülümsemelere baksan hayatlarında her şey hayal ettikleri gibi olacak. Florida'da balayındalar.
Каждый год люди едут во время бурана, чтобы добраться на вечеринку, целуются с инфицированными незнакомцами под ядовитой омелой.
Ve her sene insanlar, zehirli ökseotunun altında mikroplu insanları öpecekleri partiye gitmek için karlı havada araba sürer.
Французы едут!
Gelen sesler Fransızca!
Прямо за нами, уже едут.
Geliyorlar.
Они едут, так что не надо глупостей.
Yoldadırlar.Aptalca bir şey yapma.
Копы уже едут сюда со спасателями и скорой.
Polisler, çekici, ambulans... hepsi yolda.
Копы уже едут.
Polisler geliyor.
Выбросить из головы Саммер и Зака которые едут в Тоскану чтобы заняться сексом...
Summer ve Zach'in Tuscany'ye gidip seks yapacaklarını
Они уже полгода живут в Париже а сейчас едут домой к суду.
Yılın yarısını Paris'te geçirirler şimdi dava için buraya dönüyorlar.
Они едут.
Geliyorlar.
Каждую неделю эти мужики со стволами и большими джипами - едут и убивают медведя!
Tüfekli ve dev kamyonlu adamlar her hafta bir ayı öldürüyor.
Чувак, по-моему, за нами едут.
Adamım, sanırım takip ediliyorsun.
В это время года все едут отдыхать.
Hala yılın defolup gitme mevsimindeyiz.
- Люди едут.
- Herkes buraya geliyor.
ИЭН : Они едут в Бэксхилл.
Bexhill'e gidiyorlar.
Смотри, они едут мимо. И не понимают, что они теряют!
Yanından geçip gidiyorlar ama neyi kaçırdıklarının farkında bile değiller!
Подозреваемые едут вниз, по Ленксингтон авеню.
Şüpheliler Lexington bulvarından güneye doğru ilerliyorlar
Мы не шутим. Французы уже едут.
Bu ciddi bir durum, efendim.
Куда же они едут?
Nereye gidiyorlar ki?
Да, пусть едут.
Evet, gitmeliler.
- Я толыко что звонил в полицию, и они едут сюда!
Demin polisi aradım. Şu anda yoldadırlar. Sahi mi?
Ну, что, они едут сюда, или как?
- Ne oldu? Geliyorlar mı?
- Тухи и Каллер едут в больницу. - Хорошо.
- Touhey ve Kaller halledildi.
Новые машины едут.
Polis arabaları çoğaldı.
Они едут, Капитан.
Yüzbaşı, geliyorlar.
Вечно они едут не по той стороне!
Çünkü... yani... ters tarafta ve ben...
Дети едут к бабушке, поезд в 4, книга должна быть здесь не позднее трех.
Kızlarım 4'te büyükannelerine gidecek, kitap 3'ten geçe kalmasa iyi olur...
Наемники едут, парни.
Nişan alın çocuklar!
Они уже едут.
Yoldalar.
Они едут с нами! Сейчас!
Hemen şimdi!
Куда едут иностранцы?
Yabancılar nereye gidiyor?
А он знает, куда едут дед и внук?
Büyükbaba ve torunun nereye gittiğini biliyor mu?
А саперы уже едут?
Ve bomba ekibi geliyor değil mi?
Саперы уже едут.
Bomba ekibi geliyor.
Извините, что беспокою. Сюда едут парамедики, везут Юми Миязаки.
Rahatsız ediyorum ; sağlık görevlileri Yumi Miyazaki'yi getiriyor.
Зачем они едут наверх?
Niçin yukarı çıkıyorlar?
В гости к нью-йоркскому парню едут друзья из Неаполя.
Napoli'den bazı arkadaşlar, New York'taki birini ziyarete geliyor. - Kimi?
Да, и правда здорово. Они едут в Филадельфию на следующей неделе.
Ebeveynlerden bazıları da gözetmenlik yapacakmış.
А сейчас сюда едут три скорые, битком набитые окровавленными жертвами аварии, которых надо будет резать.
Ve şimdi, içinde kanlı araba kazası kurbanlarının bulunduğu üç ambulans geliyor, ve hepsini kesmemiz, açmamız gerekecek.
5 наиболее пострадавших едут сразу за нами.
Arkamızdan beş yaralı daha geliyor.
- Они едут?
- Geliyorlar mı?
Они с Турком едут вниз к реке на выходные.
Nereye gidiyor? Haftasonu için Turk'le nehire gidiyorlar.
- Да, едут, едут.
- Evet, geliyorlar.