Задаёте Çeviri Türkçe
187 parallel translation
Почему вы задаёте столько вопросов?
Neden bu kadar çok soru soruyorsun?
Вы никогда не задаёте вопросы?
Sen hiç soru sormaz mısın?
Вы всегда задаёте вопросы?
Sen tam bir soru canavarısın, değil mi?
Если вы не задаёте конкретных вопросов, я не могу быть в ответе за ваше неверное толкование ответов.
Eğer bana kesin sorular sormazsan, cevapları yanlış yorumlamandan beni sorumlu tutamazsın.
Послушайте, Вы задаёте совершенно дурацкий вопрос.
Daha önce böyle yanlış anladığı bir durum olduğunu hatırlamıyorum, ya siz?
Я возможно не самый быстрый парень на свете даже когда у меня нет похмелья но я хорошо помню такой процесс когда вы задаёте вопросы и я отвечаю, а когда я спрашиваю то вы отвечаете и таким образом мы что то выясняем.
Kafam ayıkken bile dünyanın en zeki adamı olmayabilirim ama bir yöntem hatırlar gibiyim, hani siz bana soru sorarsınız ben yanıtlarım, sonra ben soru sorarım, siz yanıtlarsınız böyle böyle bir yerlere varırız.
Но сейчас вы наверняка задаёте себе вопрос :
Ve bahse girerim kendinize şu soruyu soruyorsunuz...
Почему вы, люди, задаёте вопросы?
Neden siz insanlar hep soru soruyorsunuz?
Вы задаёте вопрос "А что, если...", и она генерирует видео-ролик, что бы тогда было.
"Nasıl Olurdu" diye soruyorsun, o da sana bu durumda ne olacağını gösteriyor.
Вы мне всё время задаёте одни и те же вопросы.
Bana aynı soruları sorup duruyorsunuz.
Только давайте мы проясним... вы задаёте только те вопросы, которые я хочу задать.
Anlaştığımız gibi... sadece benim istediğim soruları soracaksınız.
Вы задаёте мне прямой вопрос?
Açık bir soru mu soruyorsun?
Вы сами задаёте слишком много вопросов.
Sen de çok fazla soru soruyorsun.
Вы задаёте вопросы, я отвечаю.
Bir soru yöneltiyorsunuz, cevaplıyorum.
И я не хочу отвечать на ваши вопросы, пока вы не скажете, почему вы их задаете.
Bunları neden sorduğunuzu söylemedikçe daha fazla soruya cevap vermek isteyeceğimi sanmıyorum.
Вы задаёте слишком личные вопросы.
Çok soru soruyorsun sen.
Я не понимаю, почему вы мне задаете одни и те же вопросы, и каждый раз получая ответы вы говорите, что это неправда.
Beni geçelim, neden bir sürü soru soruyorsun... halbuki ne zaman cevap versem doğru olmadığını söylüyorsun.
В любом случае, прошу меня извинить, но раз уж вы задаете подобный вопрос, надо спрашивать так :
- Artık değil. Ancak, bir şeyi belirtmeme izin verirseniz,.. ... soruyu "Demir yolu hattında mısınız?" şeklinde sormalıydınız.
Уже два дня вы задаете одни и те же вопросы.
İki gündür bana aynı soruyu soruyorsunuz.
Вьi задаете слишком много вопросов, мсье Джонсон.
Çok fazla soru soruyorsun.
Вы исследуете любой предмет, задаете вопросы.
Her nesneyi inceliyorsunuz, her şeyi sorguluyorsunuz.
- Вы задаете правильные вопросы.
Gerçekten çok iyi sorular soruyorsunuz.
Здесь не вы задаете вопросы.
Soruları soracak olan siz değilsiniz.
Забавно, что вы задаете вопрос в такой форме, Джим.
Çoğul konuşman çok enteresan, Jim.
Почему вы задаете мне такие вопросы?
Neden bana hep aynı soruyu soruyorsunuz?
А пока вы задаете неуместные вопросы и обращаетесь с порядочными людьми, как с преступниками. Не торопитесь, пожалуйста, месье Роджер.
Şimdiye kadar tek yaptığınız saygıdeğer insanlara adi suçlularmış gibi terbiyesiz sorular sormak oldu.
Поэтому Вы мне такие вопросы задаете.
Yani böyle şeyler hakkında soru sorun.
Вы каждому из нас задаете этот вопрос?
Hepimize aynı soruyu mu soruyorsunuz?
Вы задаёте тон.
Standartları siz belirliyorsunuz, efendim.
Вы задаете ей наводящие вопросы...
Tanıklık kuralları burada geçerli değil.
М-р Ким, вы задаете слишком много вопросов.
Bay Kim, çok soru soruyorsun.
- Хорошие вы задаете вопросы.
Evet, harikasın. Bunlar harika sorular.
Вот как все происходит : вы задаете вопросы, и во время этого, вы не должны выглядеть так, будто вы под кайфом.
- Bu çok komikti.
Почему вы задаете этот вопрос?
Çok aptal bir soru mu?
Теперь вы задаете мне вопрсы.
Şimdi kalkmış soru soruyorsunuz.
Мне не по себе, что вы задаете мои вопросы.
Benim soracağım soruları sormanızdan rahatsızım.
- Почему вы задаете мне все эти вопросы?
Bu soruları neden soruyorsunuz?
Вы не задаете вопросы, а только отвечаете.
Burada siz soru soramazsınız Bay Cody, soruları cevaplarsınız.
И обзваниваете спонсоров... задаете вопросы, проверяете подноготную.
Bazı bağışçılara da telefon açarak geçmişle ilgili sorular soruyormuşsunuz.
Почему вы задаете такие вопросы?
Neden bana bu soruları soruyorsun?
Вопрос, который Вы задаете, касается исключительно деменции.
Soruları sizdeki erken bunamayı teşhis etmek için sormuştum.
Может, вы просто задаете ей не те вопросы? Да.
Belki de ona doğru soruları sormuyorsundur.
Хороший знак, что вы не задаете вопросов.
Soru sormamış olman, iyiye işaret.
Знаете, вы задаете не те вопросы.
Çocuklar siz burada yanlış sorular soruyorsunuz
Странные вы вопросы задаете!
Çok tuhaf sorular soruyorsunuz.
Когда вы сказали мне, что задаете себе вопрос, а не в наказание ли вам все это, вы думали о вполне определенном событии.
Ve hatırlıyor musun, bana seni bir şey için mi cezalandırdığını sorduğun o zaman bahse varım aklından geçen özel bir olay vardı, değil mi?
Вопросы задаёте не Вы, Хоппер, а мы.
Şimdi, Garza'yı neden öldürdün?
Это относится не только к вопросам, которые вы задаете... или к усвоению материала... но и к их восприятию вас как преподавателя.
Bu, sadece sorduğunuz soruları veya derse ilgilerini değil sizi bir eğitimci olarak nasıl gördüklerini de etkiler.
А потом делает домашние задания, потому что вы так много задаете.
Ondan sonra da verdiğiniz ev ödevlerini yapıyor.
Так вот зачем вы задаете вопросы про мое детство?
Beni tanıma için yaptığınız tek şey bana çocukluğumla.. ... ilgili saçma sorular sormak mı? Bir ipucu vereyim.
- Почему вы задаете вопросы дважды за неделю спустя 15 лет?
15 yıl sonra bir haftada neden ikinci kez geliyorsunuz?