Молчит Çeviri Türkçe
410 parallel translation
Но он молчит.
Ama konuşmaz.
Я спрашиваю его, почему он молчит.
Neden konuşmadığını soruyorum ona.
Когда я говорю, он всегда молчит.
Ne zaman ben konuşsam, susuyor.
Букмекер должен обладать конфиденциальной информацией, но этот парень молчит.
Bahisçinin şebekenin içini bileceğini sanırsın ama bu tam bir kapalı kutu.
И те, кто молчит о том, что им известно, принимают на себя груз вины, как тот римский стражник, пронзивший тело Христа копьем.
Ve her kim bir şey yapmaz, olanlara göz yumar ve bildiklerini söylemez de susarsa, o da işlenen suça ortak olur. Tıpkı öldü mü diye bakmak için... İsa'nın vücudunu mızrağıyla delen Romalı asker gibi.
Но он молчит.
Ama O hala sessiz.
Я знаю : кто совершил подобное – молчит, а кто говорит об этом – ничего не делал.
Bu şeyleri yapanların genelde sustuğunu biliyorum. Veya bundan bahsedenler de bunu yapmamış olanlardır.
А молчит она потому, что не знает ни слова по-итальянски.
Aslında bu doğru değil, zira tek kelime İtalyanca bilmiyor.
Молчит весь день напролёт.
Bütün gün somurtuyor, inadına yapıyor.
- Хорошо. Давно шеф молчит?
- Uzun zamandır patrondan haber yok.
Я спросила, почему она молчит.
Neden konuşmadığını sordum.
Радио всё ещё молчит.
Radyo hala kapalı.
Как погляжу она молчит, как и раньше.
Anlıyorum... Demek, kızda hareket yok, öyle mi?
" Она еще слишком маленькая, а ее мать молчит... считает, что это не наше дело.
"Kendi başına adadan ayrılmış olamaz. " O çok genç, oysa annesi sadece kendi işimle ilgilenmem gerektiğini söyleyip...
- Она молчит?
- Sessiz mi?
Адвокат никогда не молчит, вам пора это усвоить.
Bir avukat asla susmaz, bunu bilmen gerekir.
Я препираюсь с сестрой, а он молчит в тряпочку - нет, чтоб предупредить.
Kaybedeceklerimi bile bile hemşireyle uğraşmama göz yumdunuz... ve bana hiçbir şey söylemediniz!
- Но он все время молчит.
- Ama konuşmuyor.
У него есть рот, но он молчит...
Ağzı var ama sessiz kalıyor.
Парень новый. Молчит с тех пор, как пришёл, не выговорил ни слова!
Bu çocuk yeni... ve buraya geldiğinden beri tek bir kelime bile etmedi.
Этот молчун по-прежнему молчит... всё время?
Bu suskunolog hala konuşmuyor mu, ha?
Вы знаете, почему этот парень молчит?
Bu çocuğun neden konuşmadığını, biliyor musun?
Виолетта тоже молчит, как и твой друг.
Violeta, arkadaşın gibi sessiz.
Женщина молчит, а мужчина трудится.
"Dururken sessizce kadınlar erkekler kan ter içinde çalışmakta"
Такую настоящую, что по вечерам она молчит, а вы должны говорить за неё?
Dilsiz hale gelmesi onun adına konuşmanız hakkını mı veriyor? Neden bahsediyorsunuz siz?
Прибор молчит, я волнуюсь.
Mikrofon artık çalışmıyor.
Сан-Франциско молчит.
San Francisco'dan ses yok.
Она молчит.
Bu sefer kadın duraklıyor.
Она уже 3 года молчит, со смерти матери.
Annesi öldüğünden beri, 3 yıldır konuşmuyor.
Но я не могу понять, то ли он не умеет говорить, то ли просто не в духе но он все время молчит.
Öylesine yazan birisi ya da konuşma özürlü olup olmadığını bilmiyorum. Ama sadece gözlerini dikip bakıyor. Dik dik bakıyor hayatım.
Она молчит.
Benimle konuşmuyor.
Говорю : "Хелен, когда ты вызвала грузчиков?" Она молчит.
"Helen, nakliyecileri ne zaman çağırdın" dedim. Bir şey demedi.
В сознании - но молчит, вероятно - последствия шока.
- Uyanık ama sessiz. Muhtemelen şokta.
И ежели есмь всякий, кому ведомы препятствия к заключению сего союза, да скажет сейчас, или молчит вовеки.
Bu evliliğin yapılmasına itirazı olan varsa,... şimdi konuşsun, ya da sonsuza dek sussun. Çok doğru!
Она некоторое время молчит.
Bir süredir ondan haber alamıyoruz.
Он все время молчит.
Tek kelime bile etmedi.
Во-первых, Лёген молчит.
Bir : Le Guen konuşmaz.
Он все время молчит.
Neredeyse hiç konuşmaz zaten.
Если кому-либо из присутствующих известны причины, в силу которых эти двое не могут быть соединены узами брака... Пусть огласит их сейчас или молчит о том вовек!
Bu nedenle, eğer bu iki kişinin kanunen birleşmesine mani herhangi bir sebebi olan varsa ya şimdi konuşsun ya da sonsuza kadar sessizliğini korusun.
Мой друг всегда молчит, когда приезжает в Кент, хотя обычно он весьма словоохотлив.
Arkadaşım Kent'e geldiğinde pek konuşmaz ama başka yerlerde çok canlıdır.
Он молчит.
Hala sessiz!
Да, и молчит как рыба.
Geldiğinden beri çenesi kapalı.
Но телефон молчит, и ты начинаешь думать :
Kimse aramıyor ve şöyle düşünüyorsunuz :
Так как получилось, что он молчит?
Peki niye konuşmuyor?
Я потерял его. Он опять молчит.
Şimdi yine sessiz.
Он молчит как рыба.
Balıklar kadar konuşkandır.
Вчера он был в Сан Франциско, у меня есть номер телефона, но он уже молчит.
Dün gece San Francisco'daydı. Telefon hemen kestirilmiş.
Если кто-нибудь может назвать причину, по которой их нельзя законно обвенчать... пусть скажет сейчас, или молчит вечно...
Evlenmelerine mani olacak bir şey bilen varsa ya şimdi konuşsun ya da sonsuza dek sussun.
Чистый, молчит, не дымит - это француз.
Bu, bir Fransız.
И почему молчит штаб?
Niye merkezden haber çıkmadı?
Мы пытаем только тех, кто молчит, а вы сами хотите говорить.
Konuşmak istiyorsun.