Мэра Çeviri Türkçe
1,536 parallel translation
Ты в этой гонке только благодаря усилиям мэра.
Burada Belediye Başkanının lütfunu kazanmak için bulunmuyorsun.
Мэра не касаются вопросы относительно компании "Сайенша".
Scientia ile ilgili konularda belediye başkanı dahil değildir.
Мэра касается все.
O her şeye dahildir.
- Эта проблема в О'Харе, заявление мэра по поводу токсичных отходов, нам стоит беспокоиться?
O'Hare deki şu problem, Belediye başkanı atıklar hakkında bir duyuru yaptı, endişelenmemiz gerekiyor mu?
Миссис Эйч договорилась, чтобы я остановилась на плантации мэра.
Bayan H. bana belediye başkanının çiftliğini ayarladı.
Это Бёрт Рейнольдс. Ручной аллигатор мэра.
Bu Burt Reynolds, başkanın evcil timsahı.
Мэра Кейна, который всегда хранил подчёркнутое молчание...
Başkan Kane, bariz sessizliğini...
Горло кобылы вдвое шире, чем горло мэра.
Kısrağın gırtlağı, başkanınkinden iki kat büyüktür.
А поддержка мэра?
Ve Belediye Başkanının desteği.
Никого не волнует, что он сделал в качестве мэра, когда был еще жив.
Hayattayken Belediye Başkanı olarak neler yaptığı kimsenin umurunda değil.
Это приказ от мэра или застройщика?
Bu rica, belediye başkanının mı yoksa bu inşaatın sahibinin mi?
У этого парня куча наград, благодарности от мэра.
Adamın birçok kahramanlık madalyası başkandan takdirnameleri var.
Дом мэра - самый большой в этом квартале.
Başkanın evi bloktaki en büyük ev.
Ты сын мэра?
Sen başkanın oğlu musun?
Она племянница мэра Блумберга.
O belediye başkanı Bloomberg'in yeğeni.
Да, он парень, который собирает деньги для нового мэра.
Evet, o bir yeni belediye başkanı için para toplayan önemli biri.
Он что-то вроде мэра этого квартала.
Mahallenin belediye başkanı gibidir.
Так, что новенького, насчёт коттеджного посёлка нашего мэра?
Belediye başkanımızın küçük ütopyası hakkında neler biliyorsunuz?
- Баллотироваться на пост мэра.
- Sonra? - Başkanlık için aday olmamı istiyorlar.
И если когда-то они получили ценные указания из Чикаго, они смогут ответить, пусть даже только рассказать нам, что у мэра Кейна на уме.
Belki de Chicago'dan hangi adımları atacakları konusunda emir emir alınmıştır. Başkan Kane'in aklında ne var bakalım.
Он не будет баллотироваться на пост мэра в следующем году.
Seneye başkanlık için aday olmayacak.
Если вы думаете, что Кейн не обеспечил ему округ Кук, вы не знаете мэра.
Eğer Kane'in kendi bölgesinde onun için çalışmadığını düşünüyorsanız,... onu tanımıyorsunuz demektir.
- И для мэра тоже.
- Başkan için de.
Я лечащий врач мэра Кейна.
- Başkan Kane'i tedavi etmiştim?
Я слышала, ты едешь завтра на платформе мэра.
Yarın da Başkan'ın kortejinde olacağını duydum.
Просто поездка на платформе мэра всегда много значила.
Başkan'ın kortejine katılmak eskiden bu şehir için bir şeyler ifade ederdi.
Я? На платформе мэра?
Başkan'ın kortejinde?
Слышала, ты поедешь на платформе мэра.
Duydum ki Başkan'ın kortejine katılıyormuşsun.
Я услышала от Лейна, парня моей кузины Ронды, кто дружит с Зандером, парнем, который стрижёт газон мэра...
Kuzenim Rhonda'nın erkek arkadaşı Lane'den duyduğuma göre ki Başkan'ın bahçıvanı Zander'in en yakın arkadaşıdır. Aman Tanrım Annabeth, yaşlandım burada.
Ты также можешь подать в суд на аллигатора мэра.
Belki de Başkan'ın timsahını dava etmek istersin.
Блюдо от тебя, цветы от мэра.
Bir kap yemek sizden, çiçekler Başkan'dan.
Конечно же я знаю нашего мэра, дорогая.
Başkan'ın kim olduğunu biliyorum, tatlım.
Начиная с мэра. Он такой... Милый.
Başkan'la başlarsak eğer, o çok iyi biri.
- Цветы от мэра. - Мэра?
- Başkan çiçek yollamış.
Но, дамы, я смогу только поклонится, если получится убедить мэра использовать фонд реконструкции для восстановления моста.
Ama hanımlar, onayı ancak başkan köprüyü onarmak için belediye imkanlarını kullanırsa alabilirim.
Клянусь, это худшая обязанность мэра.
Başkan olmanın en kötü yanı bu.
Я так усердно над ней трудилась. И презентация для мэра уже тоже готова.
Üzerinde çok çalıştım ve başkana yapacağım sunum da hazır.
Вот только ты за моей спиной убедил мэра использовать мои деньги для дорожного проекта, но это пустяки.
Yani arkamdan iş çevirip başkanı belediye parasını yol yatırması için ikna etmişsin ama sorun yok.
Теперь ты можешь вернуться и переубедить мэра.
Tamam, şimdi gidip başkandan paramı geri alabilirsin.
Будто бордель перенесся в дом мэра.
Başkanın evi geneleve dönmüş.
Можешь поверить, что он сын мэра?
Bunun Belediye Başkanı'nın oğlu olduğuna inanabiliyor musun?
Восемь телефонов, все куплены в последние две недели, и все зарегистрированы на имя мэра Броди.
Son iki hafta içinde sekiz telefon alınmış. Hepsi Belediye Başkanı Brody adına kayıtlı.
В кабинете мэра есть следы от огня идущие из розетки по стене.
Belediye Başkanı'nın çalışma odasında yanık izleri var. Duvardaki prizden geliyor.
Кто-то убил током мэра,
Biri belediye başkanını elektroşokla öldürdü.
Через год у мэра перевыборы.
1 yıl sonra belediye seçimleri olacak.
12 лет назад ко мне обратился человек из команды мэра Кейна и сказал, что любое упоминание о трихлорэтилене нужно убрать из отчета.
12 yıl önce Başkan Kane'in... yakınındaki biri tarafından çağırıldım. Trikloroetilen raporunda bir düzeltme yapılacağını söyledi.
- Она ищет мэра.
- Başkanı arıyor.
Их здоровье и самочувствие были очень сильно подорваны из-за служебной халатности мэра и тщательного прикрытия, которое он организовал, чтобы избежать личной ответственности.
Sağlıkları başkanın ihmali yüzünden bozulmaya başlayanlar onun kişisel olarak sorumluluk almamasından dolayı.
Собственноручно от мэра.
Hemen geliyorum.
- Он шутит, правда? -... и махинациях при сокрытии нанесенного ущерба здоровью. Мэра Чикаго преследуют обвинения...
- Şaka yapıyor değil mi? Sence tadı nasıldır?
Мэра?
- Başkan mı?