English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Rusça → Türkçe / [ Н ] / Надежд

Надежд Çeviri Türkçe

391 parallel translation
Небо было усыпано звездами, а я исполнена радужных надежд.
Hiçbiri önemli değil. Çatıdaki gecemizi hatırlıyor musun?
Из-за твоих несбыточных надежд
Şu saçma hayalin yüzünden.
Жаль, что я не оправдала Ваших надежд, но...
Keşki beklentinizi boşa çıkartmasaydım.
Они полны драмы, изломанных надежд и корыстных замыслов.
Sahte ümitler ve çarpık hayallerin bir dramasıdır.
Через месяц залоговая была наконец получена, и Антонио полон надежд и предвкушений.
Antionio'nun keyfi yerinde. Aile bağımsız ve o artık evliliği düşünebilir.
Он полон надежд, он счастлив :
Başında yeni bir şapka Tam bir güven
- Отдел разбитых надежд.
- Kalp kıran bölümü. - Telefon ne tarafta?
Сундук с приданым, полный надежд.
Umut kutusu.İçi umut dolu.
До сих пор Филипп не дал мне никаких надежд на то, что он возвращается.
"Philippe'in döneceğine dair işaret yok."
Ты знаешь, почему я не разделяю твоих надежд.
Umarım öldürür ekselansları.
Его книги - это слепок эпохи, надежд и устремлений того времени.
Janning'in bütün kitapları ilginç. Bir çağın, umutlarının, akımlarının aynasıdırlar.
Они не слишком отличались от наших надежд.
Bizimkilerden pek de farklı değilller.
Лилит, не хочу лишать тебя надежд, но это ранчо стоит копейки.
Lilith, seni düş kırıklığına uğratmak istemem ama o çiftlik neredeyse beş para etmez.
Размах надежд - это всё, увы, в мечтах.
Zaman tünelinde kazılar yapmak.
Приходит такое время, когда когда сука больше не признает своих щенков у неё нет ни надежд, ни любви, которая бы приносила ей боль.
Bir gün gelir ve dişi köpek yavrularını ayırt edemez. Umutları da kalmaz. Ona acı verecek sevgisi de.
Это была эра великих надежд, великих стремлений.
Hatırlayın, büyük hayallerin, büyük özlemlerin zamanıydı.
эта вера выше химерических надежд людей, и напоминает нам о том, что Бог любит нас,
Bu inanç ki, insanın en azgın umutlarıyla baş eder. Bu inanç ki, insana Tanrının onu sevdiğini hatırlatır.
Потому, что были полны надежд.
Güzeldi çünkü umut doluydular.
Ты был честен со мной Никаких ложных надежд, никаких обещаний.
Bana karşı hep dürüst oldun. Ne umut verdin, ne de söz.
Я не оправдала ваших надежд, Бри?
İstediğini yapamadım mı, Bree?
Когда я сплю, я не знаю ни страха, ни надежд, ни трудов, ни блаженства.
Ben uyuduğumda, Nedir bilmem korku, umut, iş, takdis...
Спасибо тебе, Господи, за то, что позволил мне проснуться здоровой и полной надежд,.. ... очнуться ото сна, в котором ты хранил и оберегал меня.
Sana müteşekkirim Yüce Tanrım bu sabah mutlu bir şekilde uyandığım için Senin ulu gözetiminde bir uykudan uyandığım için ve huzurlu bir gece bahşettiğin için.
Ах, Коллинс, я столько надежд возлагала на ваши отношения.
Collins, onunla ilişkine öyle güvenmiştim ki anlatamam.
И вот, после всех тех надежд и мечтаний он сидит в своем кресле на фоне флагов и говорит о провале.
Ve işte buradayız, bütün o hayaller ve rüyalarımız geride kaldı.
Наши достижения ограничены лишь пределом наших надежд.
Ulaşabileceğimiz şeyler üzerindeki yegâne sınır umutlarımıza koyduğumuz sınırlardır.
Мне кажется, что пропускает она тех, у кого... надежд больше никаких не осталось.
Bence içeriye girmesine izin verdiği kişiler dünyadaki bütün umudunu kaybetmiş olanlar.
В отличие от злой угрозы, какими марсиан представили Герберт Уэллс и Орсон Уэллс в "Войне миров", марсиане Лоуэлла были благородными, полными надежд и даже в чем-то обожествленными.
Lowell'in Marslıları, H. G. Wells ve Orson Welles tarafından sunulan Dünyalar Savaşı'ndaki gibi art niyetli bir tehditten çok farklı olarak tehlikesiz ve iyimser, hatta biraz tanrısallardı.
для них эти звезды везли небесного чиновника, разъезжавшего по небу, сидя на облаках, и вечно окруженного полными надежд просителями.
Bu yıldızlar bulutlara oturmuş gökteki iki bürokratı, ve bunlardan isteklerde bulunan ahaliyi temsil ediyordu.
Новое сочетание человеческих страхов и надежд расположилось бы среди звезд.
İnsanların korku ve umutları yıldızlarda kendine yer edinirdi.
Нам уготовано жить в период человеческой истории, полный самых больших опасностей и самых больших надежд.
İnsanlık tarihinin en tehlikeli ve en umut verici bölümlerinden birinde yaşamak bizim yazgımız.
О тех днях полных надежд, полных разговоров и горячих споров, о тех тревожных и бессонных ночах, о наших сильно бьющихся сердцах.
# Bu umut dolu günler... # Sert konuşma ve tartışmalarla dolu... # Bu uykusuz geceler...
Ты готов умереть ради пустых надежд!
Boş bir hayal uğruna ölürsün sen.
Четыре года работы, пота, страданий, надежд!
4 yıl ter döktük, çalışıp çabaladık, umut ettik.
Иногда когда почти не остаётся надежд и в кромешной тьме бог приходит на помощь.
Bazen büsbütün umutsuz ve tamamen karanlıkta kaldığınız zaman... Tanrı yardımınıza koşar.
Мать настоятельница возлагает на тебя много надежд.
Başrahibe sana çok güveniyor.
Нехотя, она начинает отказываться... от всех надежд на возвращение Леонарда Зелига.
Gönlü varmasa da Leonard Zelig'i iyileştirmek konusundaki... ümitleri tükenmeye başlamıştır.
Они борются против разрушения своих надежд и планов.
Umutlarımızın ve rüyalarımızın sakat bırakıImasına karşı savaşıyorlar.
Полный надежд.
Umutsuz.
"... в Пустыне Разбитых Надежд и в Хрустальных Башнях...
"... Mahvolmuş Umutlar çölünü ve Kristal Kuleleri...
Каждая часть каждое существо это кусочек мечтаний и надежд человечества.
Her bölümü her yaratığı insanların rüyası ve umutlarıdır.
Все кризисы полны надежд.
Tüm bu değişim yeni umutlar vaadediyor.
- Я не оправдала Ваших надежд?
- Umduğunuz gibi çıkmadım mı?
Я полна надежд и стремлений.
Çok ümitli ve hırslıyım.
Самолеты ВМФ не оправдают надежд и президент будет выпрашивать у меня истребители.
Deniz Kuvvetlerinin uçakları ikinci derece olacak ve başkan benim süper uçaklarım için yalvaracak.
Был канун Рождества... и Скрудж почувствовал тысячи запахов... каждый из которых будоражил в нём тысячи мыслей, надежд... радостей и забот... давно, давно забытых.
Noel arifesinin öğleden sonrasıydı. Scrooge binlerce kokuyu hissediyordu. Her biri, yıllar önce unutulmuş düşünceler, umutlar, sevinçler ve endişelerle bağlıydı.
Вы должны выглядеть полным надежд.
Umut dolu gözlerle bakmalısın.
- Надежд на что?
- Umut dolu mu, ne için?
Дневник, это моя последняя запись. Ведь ты был хранителем моих надежд и мечтаний, а теперь они исчезли.
Sevgili günlük..... bu benim son yazım olacak umutlarım ve düşlerimle alakalı zira artık onlar yoklar.
Все исполнены надежд, что будущий год принесет больше удачи и радости.
Herkes bu dönüşün daha fazla başdöndürücü olmasını umuyor ve biraz daha neşeli.
- Я приехала сюда 10 дней назад, полная надежд найти свою дорогу в жизни. Может это наивно... Спасибо.
On gün önce şehire geldim bir sürü hayalle, bu dünyada kendi yönümü belirleme kaygısıyla belki biraz tecrübesizim, ama son derece kararlıyım tam bir çalışma ahlakı, ve geleceğe dair yılmaz bir inancım var...
Полный надежд романтик.
Umutsuz romantik.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]