Нечаянно Çeviri Türkçe
310 parallel translation
- Простите его, он нечаянно.
Ne oluyor burada?
Я нечаянно подслушал их телефонный разговор с Мерсье, ювелиром.
Kuyumcu Mercier ile telefon konuşmasına kulak misafiri oldum.
Ты сказала, что она услышала мяуканье... И пошла посмотреть. Нечаянно споткнулась...
Yavru bir kedi sesi duyduğunu bakmaya giderken kazayla boşluğa basıp beş basamaklı merdivenden avluya düştüğünü söylemiştin.
Я нечаянно. Не сомневаюсь.
Sanırım senin de pek umurunda değil.
Он был пьян, у него был нож. Ты пыталась отнять нож и нечаянно его поранила.
Elinden bıçağı almaya çalışırken bıçak ona saplandı.
Я нечаянно, просто упал.
Bir an tökezledim, bunu yapmak istememiştim.
Поверьте, я нечаянно. Думаете, это легко?
Yanlış anladınız.
- Я нечаянно.
- Yardım ediyorum.
Я нечаянно дотронулась до кнопки.
Bandın düğmesine yanlışlıkla bastım.
Девочки, не убивайте меня, я... Я вчера все слышала, нечаянно.
Bana kızmayın ama, kızlar, ben dün söylediklerinize kulak misafiri oldum.
Вот бы им всем Вдругзабрести нечаянно
Herkesler gelmiş olsa ya buraya,
Ты нечаянно убил своего собственного бога?
Kazayla kendi tanrını öldürdün sen.
Я хотел позвонить, но нечаянно стёр её номер.
Onu aramayı düşünüyorum. Telefonumdaki bütün numaralar silindi.
- Я нечаянно пробила карточку Милли.
- Yanlışlıkla Millie'nin kartını işaretledim.
Я нечаянно.
Sana zarar vermek aklımın ucundan bile geçmez.
Это впервые, я нечаянно.
Yemin ederim bu ilk oluyor...
Если же комета или астероид вдруг нечаянно столкнутся с Юпитером, они вряд ли оставят кратер, они только проделают дыру в облаках, но и то, лишь на время.
Eğer bir kuyruklu yıldız ya da asteroit Jüpiter'e çarpacak olsaydı, muhtemelen krater oluşmazdı. Bulutların içinde anlık bir boşluk oluştururdu, hepsi bu.
Оказалось, что она купала ребенка в ванне и нечаянно включила душ.
Çocuğu yıkıyormuş, yanlışlıkla duşun şeyine çarpmış.
- Это я нечаянно, мужик!
- O bir kazaydı.
- Нечаянно? Да неужели?
- Kazaydı, gerçekten mi?
- За нечаянно бьют отчаянно. Такие как он позорят наше общество!
Bu tür insanlar toplumumuz için tehdittirler.
Я нечаянно.
Özür dilerim. Özür dilerim.
Честное слово, мы нечаянно. Сейчас уйдём.
Hemen sahneden iniyoruz...
Мама, я нечаянно взял тетрадку Мохаммеда Резы.
Anne, yanlışlıkla Muhammed Rıza'nın defterini aldım.
Я нечаянно взял тетрадку с домашней работой Мохаммеда Резы.
Yanlışlıkla Muhammed Rıza'nın... ödevini yaptığı defteri aldım.
- Но я нечаянно взял её...
- Ama yanlışlıkla aldım...
Я нечаянно.
Bunu kasten yapmadım!
Простите, сэр, я нечаянно услышала ваш разговор.
Affedersiniz, efendim. İstemeden kulak misafiri oldum.
Прости, прости, я нечаянно.
Oh, özür dilerim. Özür dilerim. Kazaydı.
Извините, я нечаянно услышала.
Affedersiniz. İstemeden kulak misafiri oldum. - Öyle mi?
Тот самый. "Я нечаянно!"
Bu "Ben yapmadım" çocuk!
А теперь танец "Я нечаянно!".
Ve şimdi de "Ben yapmadım" dansçıları!
Я... я нечаянно.
Ben, uh, yapmadım.
Я нечаянно!
Ben yapmadım.
- Разве не "Я нечаянно"?
- Uh, o, "Ben yapmadım" değil miydi?
Не забудь сказать "Я нечаянно!".
"Ben yapmadım" demeyi unutma.
- Я нечаянно!
- Ben yapmadım.
- Фара фосет-Мэйджорз-О'Нил-Варни... мальчиком "Я нечаянно!", чревовещательницей Лони Андерсон...
- Farrah Fawcett-Majors - O'Neal-Varney the "Ben yapmadım" çocuğu vantrolog Loni Anderson...
Кстати, а что случилось с этим мальчишкой "Я нечаянно"?
Şu "Ben yapmadım" çocuğuna ne oldu?
Если вам так интересно, я нечаянно подслушал двух офицеров джем'хадар.
Eğer bilmek istiyorsan, iki Jem'Hadar subayı konuşurken duydum.
Получилось нечаянно, Мери забеременела.
Mary'nin hamile kalması bir kazaydı.
Что это такое? А, я немного был подуставшим... не хотел нечаянно потерять LEM пока вы, ребята ещё там.
Oh, biraz dalgınım da, ve sizler içindeyken LEM'i serbest bırakmak istemedim.
Хелен, я старался. Это нечаянно получилось.
Gregor, bekle!
Я никому не хотела бы причинить боль. Если я ее нечаянно вызвала, то лишь надеюсь, что она не будет долгой.
Birine acı verdiğim için üzgünüm, ama bilinçli yapılmış bir şey değil ve umarım kısa sürecektir.
Да просто... из нечаянно услышанных разговоров, из новостей, отовсюду.
İşte sadece... kulak misafiri olduğum sohbetler, haberler, öyle şeyler.
Я нажала на кнопку нечаянно.
"Yanlışlıkla düğmeye yaslanmışım da."
Упс, я нечаянно.
Tüh, bilerek yapmadım.
Электропила нечаянно выскользнула там у меня.
Elektrikli testerenin kontrolünü biraz kaybettim.
- О господи, я нечаянно! - Как ты это сделала?
- Bunu nasıl yaptın?
- Я нечаянно.
- Ben çok sakarımdır.
Я нечаянно.
Ben yapmadım.