Обедать Çeviri Türkçe
887 parallel translation
"У Большого Шанти мы угоним поезд, пока машинисты и пассажиры будут обедать,"
- Yolcular ve mürettebat klübede yemek yerken treni çalacağız.
Пойдем, Джонни. Пойдем обедать.
Haydi Johnny, yemeğimizi yiyelim.
Я не буду обедать.
Yemek yemeyeceğim.
Мистер Фриц прислал вам еды сюда, если вы не будете обедать дома.
Bay Frith evdeki öğle yemeğinden isteyebileceğinizi düşünüp, benimle yolladı.
Идем обедать, Джедидайя.
- Yemek için hazır mısın, Jedediah?
Мать всегда была на ногах, всегда последняя начинала обедать и первая заканчивала.
Annem hep koşuştururdu. Yemeğe her zaman en son o başlardı ve en erken o bitirirdi.
Обедать.
Yemek.
На обратном пути обедать не хотелось, в кино тоже,..
Çıktığımda canım ne yemek yemek, ne de gezmek istiyordu.
Я всего лишь хотел бы узнать, будет ли она завтра обедать со мной?
Tek bilmek istediğim, küçük hanımın yarın benimle öğle yemeğine çıkıp çıkmayacağıdır.
Молодой синьор желает знать, будет ли с ним завтра обедать девушка, которую он любит?
Küçük beyefendi öğrenmek istiyor kız ondan hoşlandı mı, acaba yemeğe çıkacak mı diye.
"Синьор хотел бы знать, будет ли с ним завтра обедать девушка, которую он любит."
Beyefendi bilmek istiyor hoşlandığı kız, yarın onunla yemeğe çıkacak mı diye.
Она ходила обедать о небольшой ресторанчик рядом с площадью Испании.
İspanyol Merdivenleri'nin yanındaki o küçük aşevinde yiyor.
Мы идем обедать в "Эмбасси Клаб".
Sefaret Kulüp'e yemeğe gidiyoruz.
Хозяйка, время обедать.
Hanımefendi, yemeğinizi ister misiniz?
Пора обедать.
Yemek zamanı.
Когда станешь знаменит, будем обедать лососем.
Ünlü biri olduğunda, somon yiyeceğiz.
Лили, подожди нас минуточку. Сейчас будем обедать.
Lili, neden gidip çadırda bir şeyler yemiyorsun?
Эти дворяне соизволят с нами обедать, когда им нужны деньги.
Evet. Bu soylular, hesabı ancak biz ödersek bizimle içmeye tenezzül ediyor.
Конечно, я останусь там обедать.
Herhâlde, çünkü ben öğle yemeğine kalıyorum.
Обедать я не стану до тех пор, пока её не принесут.
Kalanlara gelince, beni sevenler kalkıp peşimden gelsin. Aziz Paul adına yemin ederim, bu kelle yerinde kaldıkça yemeğe oturmayacağım.
Мы будем обедать после того, как ты решишь эту задачу.
Bu problemi çözdüğün zaman akşam yemeğine oturacağız.
Гломо может прийти обедать.
Glomand öğle yemeği için gelecek.
Ребята, мне пора обедать.
Pekâlâ arkadaşlar, yemek yiyeceğim.
Теперь пошли обедать.
Şimdi yemeğe oturalım.
Пойдемте, пора обедать.
Yemek yiyelim.
Кстати, Бакстер, ты теперь можешь обедать в отдельной столовой.
Bu arada artık yöneticilerle beraber yemek yiyebilirsin Baxter.
Четыре вопроса, и мы все отправляемся обедать.
Birkaç soru, sonra yemeğe gideriz.
Я буду обедать внизу.
- Aşağıda yemek yiyorum.
Мне нужно забрать костюмы, а оттуда мы поедем обедать.
Sonrada ordan yemeğe gideriz.
Моя секретарша, должно быть, ушла обедать.
Sekreterim öğle yemeğine çıkmış olmalı.
Вы сегодня поели всего 5 раз. Я распоряжусь насчет костюма, и мы отправимся обедать.
Hemen takım elbisemi düzeltecek birini bulup seni akşam yemeğine götüreceğim.
через полчаса будем обедать.
Yarım saate kadar herkes sofrada olsun.
Сегодня мы решили обедать здесь.
Bugün öğle yemeğini burada yiyeceğiz.
Давай плюнем на это, пошли обедать.
- Boş ver. Yemeğe çıkalım. - Tamam.
Где мь * будем обедать?
Açlıktan ölüyorum. Nerede yiyelim?
Будь хорошим мальчиком, и я позволю тебе обедать с белыми.
Cici çocuk olursan beyazlarla yemene izin veririm.
Придется обедать с ниггерами?
Zencilerle yemek zorunda mıyız?
Вы никогда не служили. - Когда мы будем обедать?
Gördüğüm kadarıyla silahsız askerler bölüğünde yapmışsınız.
- Я тоже пошел обедать. - А, вот вы где.
Bekleyin, ben de geliyorum!
- Когда будем обедать?
- Öğle yemeği ne zaman hazır olur?
Ну что ж, идемте обедать.
Hadi, yemeğe geçelim.
Время обедать.
Efendim, yemeğinizi alacak mısınız?
- время обедать.
Yemek zamanı.
- Мама, обедать!
Hey, anne.
Будете обедать, месье Франсуа?
Francois yemek ister misin?
Обедать! Но только без четверти 12.
Beslenme saati!
Дамы и господа будут обедать? О, совсем по чуть-чуть!
Sipariş verecek misiniz?
Вы будете обедать? Нет.
Yemeğe kalacak mısınız?
Очисти театр, отправь всех обедать и включи софиты! Энни?
Annie!
Я пошел обедать.
Peki.
Обедать-то скоро будем?
Yük arabalarını gönderiyorlarmış. Ne zaman yemek yiyoruz?