English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Rusça → Türkçe / [ О ] / Она не знает

Она не знает Çeviri Türkçe

2,362 parallel translation
Мисс Дежардин, мне кажется, она не знает, что у нее месячные.
Bayan Desjardin, adet gördügünü bilmiyor galiba.
Она не знает Вас.
Seni tanımıyor.
Она не знает, что я хочу тебе сказать.
Buraya ne söylemeye geldiğimi bilmiyor.
Поэтому она не знает, и никогда не узнает.
Bunları bilmiyor bilmesi de gerekmiyor.
Она не знает, как он выйдет.
Onu nasıl çıkaracağını bilmiyor.
Она не знает хинди.
O hintçe bilmiyor.
Есть ли что-нибудь, чего она не знает?
Bilmediği bir şey var mı?
Говорит, она не знает почему он вернулся.
Neden geldiğini bilmiyormuş.
Она не знает.
Bil-mi-yor.
Потому что она не знает конца!
Çünkü mandingo partisi durma-a-a-az!
Когда ты читаешь другую сюжетную линию, там другое письмо, но она не знает.
Kalan satırların her birinde farklı bir mektup yazıyor. Ama kadın bunu bilmiyor.
Не бойся. Она не знает что это значит.
Endişelenme, ne anlama geldiğini bilmiyor.
Бабуля, она не знает.
Büyükanne, bilmiyor.
Она не знает, какую рыбу хочет зажарить?
Ne tür balık kızartacağını bilmiyor mu?
Она не знает, кто оставляет их?
Kimin bunları bıraktığını bilmiyor mu?
Она не знает, о чем говорит.
Ne dediğini bilmiyor. Ne istediğini bilmeyecek kadar genç.
Кому-нибудь, кто не знал, что она знает.
Onun bildiğini bilmeyen birilerine.
Она даже не знает нас.
Bizi tanımıyor bile.
Эл, да она меня даже не знает... это девчонка. Господи!
El, bu kız daha beni tam olarak tanımıyor bile.
- Ты уверена, что она ничего не знает?
- Hiçbir şey bilmediğinden emin misin?
Она сказала, что не знает, где он, верно? Ага.
Nerede olduğunu bilmediğini söylemişti, değil mi?
Яйцеклетка не глупа. Она знает, что делает.
Rahim aptal değildir, ne yaptığını bilir.
Она этого ещё не знает, но она тоже изучает Схождение.
Henüz farkında değil ama o da Kavuşma'yı araştırıyor.
Что ж, она знает о Нассе всё, не так ли?
Evet, Nasse hakkında bilinmesi gereken her şeyi bilir, öyle değil mi?
Не думаю, что она что-то знает.
Çok iyi anladığını düşünmüyorum.
Потому что она ничего не знает.
Bilmediği için.
Просто Роуз о тебе еще не знает, и я не хочу, что бы она узнала о тебе при таких обстоятельствах.
Hani Rose seni henüz tanımıyor falan, ve bunu öğrenmesinin doğru yolunun da bu olduğunu hiç sanmıyorum.
Не знаю, что она знает. И знать не хочу.
Ne bildiğini bilmediğim gibi, bilmek de istemiyorum.
Думаешь, она знает обо мне то, чего не знаю сам?
Hakkımda benim bile bilmediğim şeyler bildiğini mi düşünüyorsun?
Пропадает... Даже семья не знает, где она.
Yok olur... ailesi bile nerede olduğunu bilmiyordur.
В этом нету смысла, она полностью интегрирована сейчас он не может быть загружена опять.Я уверен, он знает это.
Hi gereği yok, bu sefer tam olarak entegre ettik. Yeniden indirilemez. Eminim bunu biliyordur.
Был на ее уроке танцев, но она меня не знает.
Sadece bir kere dersine katılmıştım, ama varlığımdan haberi bile yok.
В смысле, она никого тут не знает, так что...
Benden başkasını tanımıyor o yüzden...
Она слишком мала и неопытна, и ничего не знает о духах.
O ruhani konularda bilgi sahibi olamayacak kadar genç ve eğitimsiz.
И она только что звонила доктору Теду, чтобы спросить его, не знает ли он кого-то, у кого был бы мотив убить Шелли.
Ayrıca Dr. Ted'i arayıp, ona Shelley'i öldüreni bilip bilmediğini sordu.
Она ничего не знает.
Hiçbir şey bilmiyor.
Она рисует не то, что видит, а то, что знает.
Gördüklerini çizmiyor, bildiklerini çiziyor.
Мы отправим её обратно на улицы, никто не знает что она может сделать.
Ama olabilir. Onu dışarı salarsak ne yapacağı belli olmaz.
Она просто ещё не знает тебя.
Sana daha ısınamadı o kadar.
Никто не знает, чего она добивается.
Ne istediğini kim bilebilir.
Но у меня тут покупательница. Она хочет зажарить рыбу, но не знает как.
Kızarmış balık yapmak istiyor ama nasıl yapacağını bilmiyor.
Я не думаю, что она знает.
Onun da bildiğini sanmıyorum.
Она ничего не знает.
Hiç birşey bilmiyor.
Хочешь сказать, она фэйри и не знает об этом?
Bana Lisa'nın Fae olduğunu ama bilmediğini mi söylüyorsun?
Она знает, что на пятёрку не тянет, но всё равно в деле.
A sınıfı olmadığını biliyor ama işini öyle güzel yapıyor ki.
Если Эбигейл не помогала отцу, может она знает кто помогал.
Abigail babasına yardım etmediyse, belki kimin yardım ettiğini biliyordur.
Она знает, что не выиграет.
Hayır, kazanamayacak.
Я не говорил Паркер про Дженни. Она ничего не знает.
Parker'a Jenny'den bahsetmedim, bir şey bilmiyor.
Нет, она даже не знает его.
Hayır. Sordum.
Знает, что она ему никогда не наскучит...
Asla sıkılmayacağını biliyor.
Она ведь не знает, что ты шутишь.
Şaka yaptığını bilmiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]