По тебе видно Çeviri Türkçe

Это по тебе видно.

Bunu anlayabiliyorum.

- По тебе видно.

Öyle görünüyorsun.

Дин, по тебе видно, что ты не можешь никого убить.

- Dean, söyleyecek çok şey var. - Ama sen katil olabilecek tipte biri değilsin.

По тебе видно.

Evet... Davranışlarından anlayabiliyorum.

По тебе видно.

Senin işine yaramış gibi görünüyor.

Потому что по тебе видно, ты любишь свободу ".

"Sen özgürlüğe aşıksın çünkü." dedi.

- Оставь По тебе видно, что ты готов сброситься с моста.

Köprüden atlayacak birisi gibi konuşuyorsun.

Конечно. По тебе видно.

Bunu tabii ki de biliyordum.

По тебе видно.

Belli oluyor.

- Да по тебе видно!

- Hadi canım sen de!

Да уж, по тебе видно

Bunu bir daha söyleyebilirsin.

- Ну да, по тебе видно.

- Evet, bu oldukça açık.

По тебе видно, что у тебя до сих пор стадия медового месяца.

Her yerinde balayın safhasının kokusu var.

По тебе видно, что выбирался ты с трудом.

Tipine bakınca canını zor kurtardığın anlaşılıyor zaten.

По тебе видно, когда у тебя голова занята чем-то другим.

Odaklanamadığın zaman kendini belli ediyorsun.

По тебе видно, что ты реально переживаешь.

Gerçekten yıkılmışsın.

По тебе видно, что ты бы принес.

Parayı getirecek biriymiş izlemi veriyorsun.

Ты сыграл на все, а теперь мне разбираться, что по тебе видно.

Pekâlâ. Hepsini sürdün ve benim neler döndürdüğünü anlamam gerekiyor.

По тебе видно, что любишь корицу.

Yüzünde tarçın sever bir ifade var.

По тебе видно.

Anlatabilirim.

Да, по тебе видно.

Evet, yüzün de öyle diyor.

По тебе видно.

Oldukça hasta görünüyorsun.

По тебе видно.

Orası kesin.

Нам вас здесь не видно, но голос у тебя веселый. Я скучаю по тебе.

Biliyorsun burada sizi göremiyoruz, ama sesin harika geliyor.

Забавно, но по тебе не видно. Луис!

Eğlenceli, hiç göstermiyor.

А по тебе не видно...

Öyle görünmüyorsun...

Правда? По тебе этого не видно.

- Ama kötü görünmüyorsun.

По тебе ведь это видно.

Belirttin.

Пойми, что бы ты там ни придумал... позволь тебе помочь, потому что я говорю тебе... как уборщик уборщику, больше никого со шваброй на горизонте не видно.

Çünkü bildiğin önemli şey her ne ise izin ver sana yardımcı olayım, çünkü sana bir hizmetli olarak diyorum ki, ufukta elinde süpürge ile bekleyen biri yok.

По тебе же все видно.

Bunu gözlerinde görebiliyorum.

- Не волнуйся, по тебе ничего не видно.

- Surat ifaden öyle demiyor.

Ну, по тебе-то видно. А вот мне не дашь 34.

Sen öyle görünüyorsun ama ne kadar bakarsam bakayım, 34 görünmüyorum.

Но по тебе не видно

Hiç hasta gibi durmuyorsun.

По тебе видно.

- Belli oluyor.

По тебе и так видно.

Söylemek zorunda değilsin zaten.

Рэйлан, дружище, не знаю, видно ли тебе оттуда, но у нас тут, по эту сторону двери, полно народа, как ты и просил.

Raylan, eski dostum? Bilmiyorum içeriden anlaşılıyor mu ama kapının arkasında oldukça kalabalığız, aynen istediğin gibi.

- По тебе не видно

- Kimse farketmiyor.

- По тебе тоже видно.

- Sen de kendini belli ediyorsun.

Мам, по тебе не видно, что ты работаешь без передышки.

Anne, muhtemelen kapasitenin altında çalışıyorsun.

По тебе ведь сразу видно, какая ты есть.

Ne de olsa, önce içinde olacak insanın.

Ну, он скоро узнает об этом. По тебе будет видно.

Yakında karnın büyümeye başlayınca öğrenecek.

По тебе так и видно, что ты жаждешь секса.

Sırf seks için bekleyen biri gibisin.

Да, по тебе и видно.

- Evet, bayağı meşgulsun gibi.

Это тебе не на сеновале валяться. - Неужели по мне не видно?

Fundalıkta oynaşmaya benzemediğini yüzümden anlayamıyor musun?

А тебе и не нужно говорить. Это видно по твоим бровям, - когда ты расстроен.

Söylemene gerek yok, canın sıkkınken kaşlarının şekli bir tuhaflaşıyor.

Да, по тебе сразу видно, что ты готов к сотрудничеству.

Evet, ciddi bir işbirliği için aday olduğun aşikar.

Видно же что он до сих пор сохнет по тебе.

Seni hâlâ sevdiği çok açık.

По тебе не видно.

Uykulu gibi durmuyorsun.

- По тебе видно.

Belirtilerin var.

По тебе это видно.

- Bunu gördüm.

По тебе не видно. Просто, когда я вижу его, появляется неловкость, потому что я уезжаю, и всё сложно.

Onu görünce, sadece, garip işte çünkü ben gideceğim ve her şey çok karışık.