Побежали Çeviri Türkçe
496 parallel translation
Побежали!
Koşun!
Вот как побежали! На войне как на войне!
Nasıl yürüyorlar!
Почему все побежали?
Neden hepimiz kaçıştık?
- Куда они побежали?
Ne tarafa gitti? Bul onu.
Ты хоть заметила, куда они побежали?
- Ne tarafa gittiler?
Мы увидели дом в поле и побежали к нему укрыться.
Kırda bir ev gördük ve oraya koştuk.
Они побежали к этой стене, чтобы укрыться и помолиться о спасении.
Sığınmak için oradaki duvara koştu ve dua etti.
Побежали за ним.
Peşinden gidelim.
Побежали домой пить лимонад.
Haydi eve gidip limonata içelim.
Почему вы побежали?
Neden kaçtın?
Вы говорите, что побежали к дому, побежали к окну, вы побежали внутрь, вы побежали к Мэйелле, вы побежали за шерифом.
Siz eve koştuğunuzu, pencereye koştuğunuzu söylüyorsunuz... içeri koştunuz, Mayella'ya koştunuz ve Şerif Tate'e koştunuz.
- Побежали!
- Haydi!
Ох, мы побежали в разные стороны.
Çok hızlı kaçtı. Farklı yönlere saptık.
Никакого сравнения. - Подождите, куда вы побежали?
Böyle daha iyi.
По моей спине побежали мурашки.
Tüylerim diken diken oldu.
И мурашки побежали вниз и опять вверх, как маленькие ящерки.
Vücudumda yavaş ve küçük kertenkeleler yukarı aşağı geziniyor gibi tüylerim ürperdi.
- Все побежали и я побежал.
Herkes kaçıyordu, ben de kaçayım dedim.
Да, я видела, как они побежали в сад.
Evet. Bahçede koşarak giderlerken gördüm.
"Вдруг мы засмеялись и побежали к старым качелям, которые не видели с детства".
Birden gülmeye başladık ve çocukluğumuzdan beri görmediğimiz o eski salıncağa doğru koştuk.
Флаг поднят и участники побежали.
Bayrak havada ve yarış başladı.
Когда Вы вошли сюда, Вы даже не зажгли свет... а побежали прямо к фонтану.
Buraya geldiğinde, ışıkları bile açmadan. Doğruca çeşmeye koştunuz.
Побежали...
Ne oldu?
[свисток] Побежали!
Koş.
Они побежали к Дому Дождя!
- Nereye gittiler? - Yağmur evine koşmalısınız
Побежали.
Hızlanalım.
Наши друзья побежали в другую сторону.
Arkadaşlarımız diğer yoldan gitti. Halen dışarıdalar!
У меня мурашки по коже побежали!
Tüylerim diken diken oldu.
Побежали!
Herkes koşacak!
Побежали.
Başaracağız.
Пастухи, увидя происшедшее, побежали и рассказали в городе и в селениях.
Çobanlar olanları görünce kaçtılar, köylülere haber verdiler. Halk koşup geldi.
- Да.. - Ну, готов? Побежали!
Hadi, hazır mısın?
- Куда они побежали?
- Nereye gittiler?
Побежали вокруг, ветер подул.
Hortum gibi etrafında dönüyoruz.
Я знаю вы побежали домой за наличными
Biliyorum. Eve daha fazla para almaya gidiyorsunuz.
Они - дети, наверное, побежали за комиксами.
Ozzie bir şeyler bulmuştur.
Я хотел толкнуть вас... Так я для себя решил... толкнуть вас на какой-то шаг, чтобы вы расплакались или побежали...
Bunun sizi ağlatmanın, sizi koşturmanın tek yolu olduğunu düşündüm.
Он сказал мемфисской полиции, что они с младшим братом нашли тело в лесу и побежали домой звонить в полицию.
Kardeşiyle ormanda tesadüfen bulmuşlar cesedi. - Sonra polis çağırmışlar. Yalan.
Господи, у меня мурашки побежали.
Oh, tanrım. Oldukça sarstı beni.
Кончита. Потом я услышала ужасный шум, грохот, крики, и когда все побежали, я вышла из коридора и присоединилась к вам.
O korkunç gürültüleri duydum, çığlıkları, ve herkes koşup geldiğinde, ben de aralarına katıldım.
Давай, сынок. Побежали.
Haydi evlat, gidelim.
Побежали!
Haydi!
Побежали, на всякий случай.
Koşarsan gecikmezsin.
Побежали.
Haydi.
"Зайчишки прыг, скок, побежали"
"Tavşanlar, zıplar hoplar koşar."
Побежали.
Kaçtılar.
Они побежали туда!
Bu tarafa gittiler!
Все побежали.
Herkes koştu!
Побежали!
Koş hadi! Koş!
Побежали, Гилберт!
Hadi! Gel hadi Gilbert!
Они побежали туда.
Şu yöne gittiler!
Побежали, сели!
Rover, otur!