Пути Çeviri Türkçe
15,425 parallel translation
Больше не по пути.
- Yolculuk planımızda yok artık o.
Если бы я нажал на курок, мой отец и Алисия остались бы на лодке, а мы бы были на пути в Мексику.
Tetiği çekseydim babam ve Alicia gemide olacaktı ve şimdiye Meksika'ya doğru yola çıkmıştık.
Пути назад нет.
Artık dönüşü yok.
- Тех, кто встанет у вас на пути - убить! - Да!
- Yolunuza çıkan olursa öldürün.
Наши пути расходятся.
Farklı bir yöne doğru gidiyoruz.
Что лежит за ними пустошь конец пути.
Duvarın ötesi bir hiçlik bir son.
У нас всё получится, и пути назад нет.
Başaracağız. Geriye dönüş yok.
Мы сбились с пути, и теперь нам остаётся только ждать, когда случится неизбежное.
Sapkınlığa uğradık, ve şimdi tüm yapabildiğimiz kaçınılmaz olanı beklemek.
Господин президент, бомбардировщики уже на пути к Европе.
Bay Başkan, bombardıman uçakları Avrupa'ya doğru yol alıyorlar efendim.
- Гэвин, вы всегда говорили, что "на пути к величию" Холи " нужно прежде достичь духовности."
Gavin sürekli "Mükemmeli başarmak için önce iyi olmayı başarmalıyız." derdin.
И... мы рассказали ей в машине по пути сюда, зачем мы едем. Но... я сомневаюсь, что она поняла.
Yolda gelirken buraya neden geldiğimizi anlattık ama anladığını sanmıyorum.
Итак, мы взяли восьмилетнего Барта и шестилетнюю Лизу, и после десяти часов пути, я наконец-таки узрел божью благодать.
Böylece, sekiz yaşındaki Bart'ı ve altı yaşındaki Lisa'yı aldık. On saat araba kullandıktan sonra nihayet, olabilecek en muhteşem yapıyı gördüm.
Но если твой муж встанет на пути Василия, он станет разменной монетой.
Fakat kocan Vasily'nin yoluna çıkarsa ikincil zarar olur.
Они лишь ступенька на пути к Джошу.
Onlar Josh'a giden yolda bir basamak taşı.
А если кто-то встанет на пути?
- Birisi yolumuza çıkarsa ne olacak?
Если такое случилось, назад пути нет.
Bu seviyeye gelince geri dönüşü olmuyor.
Безжалостная убивающая машина на пути выследить нас всех. Но зачем заявлять о себе с помощью таинственной открытки?
Acımasız bir ölüm makinesi bizi avlamaya geliyor.
Как только дверь закроется, пути назад не будет.
Kapı kilitlenirse, buradan çıkış şansımız yok.
И где-то в пути он совсем вошел во вкус.
Yol boyunca ilerlerken bir noktada canının istediğinin bu olduğunu fark etti.
Следующий поезд отходит с первого пути.
Ayrılan bir sonraki tren bir numaralı hattan hareket edecektir.
Если ты хочешь пойти по этому пути, Марко... Я могу продолжать всю ночь. А ты?
Böyle yapmak istiyorsan, Marco bütün gece devam edebilirim.
Я говорил тебе, есть другие пути вернуться в империю.
O zaman da İmparatorluk'a farklı şekilde girebileceğini söyledim.
Ты обманываешь себя, думая, что эти монгольские солдаты были последними на твоём пути.
O Moğol askerlerden başka kimsenin peşine düşmeyeceğini sanıyorsan yanılıyorsun.
Мы в полдне пути от рек-близнецов.
Hızlı ilerlersek, ikiz nehirlere gitmemiz yarım gün sürer.
Если мы провалимся, пути назад не будет.
Başaramazsak, geri dönüşü olmaz.
Много лет назад я скатился к отчаянию и сбился с пути.
Uzun zaman önce çaresizliğe düştüm ve yolumu kaybettim.
- Ради указания пути.
- Yön.
За вашими спинами ад, который поглощает всех на своем пути.
Arkanızda bir alev topu var yoluna çıkan her erkeği, kadını ve çocuğu yutuyor.
Скорая уже в пути. Мы отвезем тебя в больницу.
Ambulans yolda, seni hastaneye götüreceğiz.
Уже в пути.
Yoldayım.
А теперь, прежде чем ты сожгешь все мосты на пути назад в Метрополис, я так и быть, заплачу за твой автобус.
Sen ta Metropolis'e gitmeden önce seni otobüs bileti parasından da kurtarayım.
Думаешь, она будет стоять у нее на пути?
- Hala yolda mıdır sence?
Супергерл совершенно сбилась с пути.
Supergirl iyice kendini kaybetti.
Так же, как и Криптон, эта планеты на пути экологического разрушения.
Aynı Krypton gibi bu gezegen de ekolojik bir yok olmanın eşiğinde.
Армия Соединенных Штатов заняла позицию на каждом входном пути в Нэшнл-Сити.
Amerika Birleşik Devletleri Ordusu National City'nin tüm giriş ve çıkışlarında pozisyonunu aldı.
Мы были на пути, пока не услышали обо всем этом.
Olanları duyuncaya kadar yolumuza devam ediyorduk.
Пути назад нет.
Artık geriye dönüş yok.
Криминалисты в пути.
Adli tıp yolda.
♪ Назад пути нет ♪ ♪ Ты в зоне опасности ♪
Geri dönüş yok tehlikeli bölgedesin
Да, но как вы можете видеть, на датчике справа, вода идёт только по одному пути.
Fakat şu vanadan da görebildiğiniz üzere su yalnızca bir yöne gitmeye zorlanıyor.
И если у них можно отсудить миллиарды, значит Джош и я будем есть перуанскую еду и сициллийскую пиццу в Пути́н Плейс.
Eğer milyarlar değerinde dava edilebilirlerse Josh ve ben şu poutine restoranında Peru ve Sicilya pizzası yiyeceğiz demek oluyor.
Я хочу быть лучшей, а ты стоишь у меня на пути.
Ben en iyisi olmak istiyorum ve sen benim önümü kapatıyorsun.
Здесь пути кончаются.
Burası yolun sonu.
Ты вечно стоял у меня на пути.
İstediğim şeyler ve benim aramda bir tek sen varsın.
Мы не можем позволить прошлому встать на пути у будущего.
Geçmişin geleceğimizin önüne geçmesine izin veremeyiz.
По пути их приветствуют тысячи собравшихся на улице граждан.
Yol boyunca onları karşılayan binlerce insan var.
Мне стало понятно, что она стоит на твоем пути к успеху.
Bu gayet açık. Senin başarıya giden yolunun altını, şakaları ve kelime oyunlarıyla oyması.
Это гиперсексуальная, жестокая версия меня, которая убивает всех, кто встает на пути.
Yüksek cinsellik içerikli benim vahşet dolu versiyorum Yoluma çıkan herkesi öldürüyorum
Ранее в "Пути"...
Önceki bölümlerde "...
Ранее в "Пути"...
The Path'in önceki bölümlerinde... - Evime gelir misin?
Но другого пути нет.
- Ama elimizde sadece bu var.