Тугой Çeviri Türkçe
559 parallel translation
И наверняка заставляла тебя носить тугой воротничок или загоняла в постель каждый вечер.
Fakat bahse girerim, yatak örtüsünü boynuna sarıp seni boğmuyordur ya da her gece yastığının etrafında yaygara koparmıyordur.
Полагаю, такой молодой как ты не оценит удовольствия снять тугой воротник.
Sanırım senin gibi genç bir adam dar bir yakayı çıkartmanın zevkini anlayamaz.
Ошейник слишком тугой?
Tasman çok sıkı galiba.
В чем дело, неужели крючок слишком тугой?
Tetik çok sıkı mı?
- Очень тугой спуск.
Bu iyidi. - Aptalca sarhoş görünüyor.
Тесным, как жгут тугой,
Sargı bezi gibi sıkı!
Тугой, как...
"... kadar sıkı "?
Тугой, как...
"... kadar sıkı... "
Тугой, как барабан, вот что я загадал.
"Davul kadar sıkı" idi, aklımdan geçen.
А если попадётся фраза "тугой, как..." ответом будет "барабан".
Ve "... kadar sıkı " deyimi sorulduğunda..... cevap davul olacak.
- Я свой не закрываю - замок слишком тугой.
- Ben benimkini hiç sürgülemiyorum, çok sert.
А еще не нужно затягивать так туго подвязку.
Her halükarda, bu kadar sıkı bir jartiyer kullanmamalısın.
Посмотри, милая, как туго затянута твоя подвязка.
Baksana, sevgilim, jartiyerin ne kadar sıkı.
- Нам сейчас туго приходится.
- Bugünlerde bize az şey kalıyor.
Ремень туго затянут.
Bu kemer çok sıkı.
Краны, которые используются при сушке лодки. Они всегда туго закручены, когда ты находишься в море.
Ah, evet, deniz muslukları teknedeki suyu boşaltmak için kullanılan vanalardır ve denizin üzerindeyken mutlaka sıkıca kapalı tutulurlar.
Он будет... - Знать достаточно, чтобы придти, когда становится туго.
Gerçeği görecek kadar bilgi sahibi olması şartıyla.
Вы слишком туго накрутили.
Misina fazla gergindi.
Что я сама их съем, когда придется туго?
Yetkili makamlar başıma üşüşmeden onları kendim yememi mi?
А потом, когда нам туго, мы о отчаянии вопрошаем : неужели же Господь не видит?
Hayatımız iyi gidiyorken ne tanrıyı ne de başka bir şeyi düşünürüz.
* * Пока не станет туго
Başı dönene kadar
Слишком туго затянуты.
Bunlar çok sıkı bağlanmış.
Мне нужен не дуболом, а человек, который знает, что идёт на риск, и не станет жаловаться, если станет туго.
Herhangi bir serseri istemiyorum. Senin gibi birini istiyorum. Tamamen güvenebileceğim birini.
Только получилось слишком туго, тебе не кажется?
Biraz sıkı dikmişler. Sence de öyle değil mi?
Ох, а Юнас Скат сбежал, нас бросил, так что теперь нам туго придется.
Skat bizi yüzüstü bırakıp kaçtı.
- Не затягивайте верёвку слишком туго. Особенно, если верёвка очень крепкая.
Özellikle, halat çok dayanıklı değilse, ip çok sıkı olmamalı.
Моего сына забрали так некстати. Нам пришлось без него туго.
Oğlumu aniden aldılar zar zor geçindiğimiz bir zamanda.
Туго!
Sıkı!
Теперь проверь, туго ли она завязана.
İpin gergin olduğundan emin ol.
Может быть, леди, но дело знают туго.
Olabilir bayan, ama niyetleri iyi.
Если придется туго, я сдамся.
- Başım belaya girerse... pes ederim.
Варвару с острыми ушами приходится туго.
Sivri kulaklı barbarın başı dertte gibi gözüküyor.
Не туго?
Çok mu sıkı oldu?
Если будет туго, приходи.
Eğer "zor durumdaysan" nereye geleceğini biliyorsun.
- Слишком туго?
- Çok mu sıkı oldu?
У тебя туго с корейским?
Korece bilmiyor musun?
Дома сейчас туго с работой.
Memlekette bedava işçiden geçilmiyor.
Крылья туго натягиваются перекачкой крови в вены.
Damarlara kan pompalanması yoluyla kanatlar uzatılır.
Беднякам придётся туго. Купите зерно где-нибудь ещё.
Mısırı başka yerden alın.
Туго затянут, как ремешок на кошельке твоего дяди Скруджа.
Dayın Scrooge'un cüzdan bağı kadar sıkı!
- Должно быть туго.
- Sıkı olmalı.
Туго?
Çok mu sıkı?
Может даже про нас когда-нибудь напишешь, если станет туго с материалом.
Konu sıkıntısı çekersen bizi bile yazabilirsin.
Ну если уж совсем туго придётся, а?
Herhalde bunun için çok zor durumda olmam gerek.
Если тебя обвинят в измене Соединенным Штатам, то тебе придется очень туго, надеюсь, ты понимаешь, о чем я.
Vatana ihanet suçlamasının bayağı ciddi cezaları vardır.
С туго закрученным хвостом
Kıvrık kuyruklu olandan.
¬ идимо, в канализации туго с качественным обслуживанием номеров.
Kanalizasyonda iyi hizmet bulmak biraz zor.
Если будет туго, то она поможет нам получить немного преимущества.
- Ne yapıyorsun? Eğer işler yolunda gitmezse, bu beni bir adım ileri alır.
Их делали в 45-м году, под самый конец войны. Да, у немцев было туго с железом, точно?
O kadar iyi değil- - savaşın sonuna doğru 1945'de yapıldı.
Карл, слушай внимательно, придется туго.
Carl, dikkatle dinle. Başınız belada.
Папа меня туго укутал и у меня от этого кровь не поступает в руки и ноги.
Babam çok sıkıştırdı, o kadar sıkı ki... elimi ayağımı oynatamıyorum.