Упрёки Çeviri Türkçe
36 parallel translation
Сожаления, взаимные упрёки. Моим наследством были такие вещи, как окровавленные наволочки.
Vasiyetler ve kanlı yastık kılıfları gibi başka şeyler.
Лорд Глостер, слишком долго я сносила упрёки грубые и осмеянье.
Lord Gloucester, bu kabalıklarınıza, acı alaylarınıza fazlasıyla tahammül ettim.
Упрёки - это для Бога и маленьких детишек.
Tanrı'yı ve küçük çocukları suçlarsın.
Но при помощи музыки можно сказать всё, не рискуя заслужить упрёки.
ama senin söylediğin müzikle kınamalar geride kalacak.
- Это единственная чистая блузка а я не хочу слушать упрёки, если твой дядя заметит грязные пятна.
- Vah yazık. Tek temiz tişörtün buydu... dayının minicik elma suyu lekesi için dırdır etmesini çekemem.
У меня нет сейчас настроения выслушивать твои справедливые упрёки, ладно?
- Evet. Bak. Şu anda bu erdemli, beni onaylamayan tavrına hiç gelemem.
А затем мы поймём, что вражда с элементами флирта - это просто вражда, а его неспособность открыться больше не будоражит, а только раздражает... А затем неизбежный разрыв и взаимные упрёки... и два месяца мы не будем разговаривать...
Ve sonra fark edeceğiz ki flörte benzeyen çatışma sadece çatışmaymış ve onun kendini başkalarına açamaması artık heyecanlı değil sadece sinir bozucu olacak ve sonra kaçınılmaz patlama ve karşılıklı suçlamalar gelecek ve bir kaç ay birbirimizle konuşmayacağız.
Оставаться здесь только разожжёт его упрёки в пренебрежении.
Burada kalırsan kocana bakmadığın suçlamalarını haklı çıkarırsın.
Если я хоть немного ещё послушаю упрёки моей матери, я начну брать заложников.
Annemim yargılamalarını biraz daha dinleyecek olursam birilerini rehin almaya başlayabilirim.
Каждый день косые взгляды, упрёки.
Her gün kötü niyetli yorumlar eleştiriler yapmaya başladı.
Но упрёки – не лучший способ использовать это короткое время записи.
Ama bu sınırlı kaydı, suçlama yaparak kullanmak pek iyi olmaz.
Может, перейдём к той части, где мы отправляемся в другой мир, и пропустим все упрёки и сожаления?
Başka bir dünya ya gidiceğimiz kısma gelebir miyiz? tüm bu suçluluk ve suçlama kısmını geçebilir miyiz artık?
Надоело выслушивать упрёки жены.
Karım çok dırdır edecek.
Так что оставь свои упрёки. Пока я не передумал.
O yüzden ya istediğini alırsın... ya da ben geri alırım.
В чем дело? Что за упреки?
Bu da ne demek oluyor şimdi?
Постоянно слышу от Риснера упреки. И раскрытие этого дела придется как нельзя кстати.
Risner bana bunu hep hatırlatır.
Единственное, что их связывает... обвинения и упреки, что они сыпят друг на друга.
Onları bir arada tutan tek şey... birbirlerine yönelttikleri suçlama ve serzenişler.
К тому же, почему бы тебе не взять свои упреки, засунуть куда поглубже и самому придерживаться своих бесконечных мнений советов, предположений и рекомендаций.
Size tavsiyem şu olacak bayım. Karşı saldırınızı alın ve uygun bir yere tıkın. Ve bundan sonra öngörülerinizi fikirlerinizi, önerilerinizi lütfen kendinize saklayın.
Так что упреки, которыми она мне досаждала, теперь уже не терзают моей совести.
Yani önceden bana yönelttiği sitemler sonunda pek bir zarar vermedi.
И ваши слова - это жалкие упреки.
Ve sözlerin de sadece birkaç etkisiz suçlama.
Я не желаю слышать упреки в его адрес.
Buna sitem edeceğini zannetmiyorum.
Я знаю ее упреки наизусть.
Onu sitemlerini ezbere biliyorum.
Вуди, извини за эти упреки в эгоизме.
Ego sorunların olduğunu söylediğim için üzgünüm.
И в конечном счете, все упреки и чувство вины, что свалились на тебя на протяжении многих лет стали слишком тяжелы для тебя, и ты отреагировала агрессивно, почти как мужчина, я должен сказать.
Nihayetinde, tüm o suçluluk hissi yıllar boyunca birikti ve sana fazla geldiğinde de agresif bir tepki verdin. Hatta bir erkek gibi tepki verdin.
Я заслужил твои упрёки.
Bunu hak ettim.
Опять упреки!
Hep sitemler!
твои упреки несправедливые.
Elimden gelenin en iyisini yapıyorum.
Раньше твои упреки заставляли меня стыдиться тебя. Но, Но теперь я знаю, это от одиночества.
Ben... habire şikayet etmenden utanırdım ama ben bu kadar yalnız olduğunu bilmiyordum.
Я знаю, что многие из нас поддались низменным инстинктам за последние два дня, но я верю во всех нас, в то, что мы сможем превзойти страхи и взаимные упреки на пути к восстановлению утраченного.
Biliyorum ki son 2 gündür çoğumuz olayları içgüdülerimize göre yorumladık, ama inanıyorum ki biz artık korkunun üzerine güneş gibi doğacağız ve kaybedilenleri geri kazanacağız.
Отдай мне упреки за то, что не видел того, что ты сделала для меня, Мег.
Benim için yaptıklarını görmediğim için Suçu bana yükle Meg
Но я больше не могу один ставить его на ноги, слушая упреки с твоей стороны.
Senin üzerine düşeni yapmamandan onu tek başıma yetiştirmekten sıkıldım artık.
Были случаи, когда мы чувствовали от вас упреки.
Eleştirildiğimizi hissettik.
Оставим упреки
Kimse kimseyi suçlamıyor.
Но Ваши упреки словно душили меня и делали мою жизнь невыносимой.
Lakin senin katı yöntemlerin beni boğduğu için katlanmamın mümkünatı yoktu.
Упреки.
Bir ton azar.