Устали Çeviri Türkçe
1,053 parallel translation
Можете сесть, мсье, если Вьi устали.
Eğer yorgunsanız kendinize bir sandalye çekebilirsiniz, efendim.
Вьi устали, мсье?
Yorgun musunuz efendim?
Мы устали.
Yorulduk.
Люди устали от их наследия.
İnsanlar miraslarından bıktılar.
К тому же, вы устали и...
- Ve şu anda yorgunsun ve...
Вы устали, но не волнуйтесь.
Yoruldun ama endişelenme.
Ну, ладно, вы устали.
Tamam. Yoruldunuz, Haydi dinlenin.
Вы устали?
Yoruldunuz mu Matmazel?
- У меня руки уже устали хлестать тебя.
Seni kırbaçlamaktan kollarım yoruldu.
Но мы устали.
Ama sonra yorgun düştük.
Это мы так устали, или они так прекрасны?
Sebep bizim yorgun ve onların da güzel olması mı?
- Твои люди устали.
- Adamların yorgun...
Не ругайте судьбу без устали, Пока не стали такими, как мы.
" Sonları gelecek günün birinde.
Наверно, вы от меня устали. Каждый раз, когда вы приходите, я в паническом состоянии.
Her geldiğinde tamamen panik olmuş durumdayım.
Вы устали, Джим. - Истощены.
Jim bu işten bıktın ve yoruldun.
Вы устали.
Dinlenin biraz.
Мы очень устали, м-р Спок.
Çok yorgunuz, Mr. Spock.
Ладно. Вы, наверное, устали.
Yoğun gün geçirdiniz.
Вы устали.
Yorgunsun.
Экипаж отлично поработал, но все очень устали.
Mürettebat muhteşemdi ama yoruldular.
Те, что есть, устали, на пределе... и давно заслужили отдых.
Elimizdeki pilotlar nöbet değişimi geçtiği için yorgun ve gergin.
Потери велики, а наши пилоты устали... и машины требуют ремонта.
Kayıplarımız yüksek, pilotlarımız yorgun ve uçaklarımızın bakıma ihtiyacı var.
Продолжим, или вы устали?
Devam edelim mi, yoksa yoruldun mu?
- Вы, наверное, устали
- Yorgun olmalısınız.
Устали? Ну вот, теперь плачете.
Yorgun olduğun için ağlıyorsun.
Вы устали, езжайте домой.
Siz de yorgunsunuz, eve gidip dinlenin. Daha sonra gerekli işlemleri hallederiz.
- Доктор, мы устали. - Подержи.
- Doktor, çok yorulduk.
Вы устали, присядьте.
Yorgun görünüyorsun, otur.
Вы должно быть устали.
Yorgun olmalısınız.
- Устали?
- Yoruldun mu? - Hiç de bile.
Закрой свой рот. Мы устали платить тебе деньги за то, что ты ничего не делаешь.
Doğru dürüst yapamadığın bir iş için sana para vermekten bıktık artık.
А вот я могу болтать без устали.
Ben başladığımda hiç durmam.
- Вы очень устали? - Нет.
- Çok yorgun musunuz?
- Вы чувствуете, что устали?
- Çok mu yorgunsun?
Я думал, что вы уже устали проигрывать, Харриган.
Kaybetmekten yorulmuşsundur, diyordum Harrigan.
Учишься смотреть на картины, как будто они - часть стены или потолка, а на стены - как будто это картины, и ты готов без устали прошагать тысячи дорог, изображённых на них, войти в опасные лабиринты, погрузиться в тексты, которые никому не расшифровать, в распадающиеся лица.
Resimlere, sanki asıldığı duvarın veya tavanın veya parçasıymış gibi duvarlara da seni onlarca, binlerce yola, merhametsiz labirentlere, kimsenin asla çözemeyeceği şifrelere çürüyen suratlara sürükleyen tablolarmış gibi bakmayı öğreniyorsun.
И сейчас мы действительно, смертельно устали!
Ve şimdi yorgunluktan biz de geberdik!
Вы с дороги устали, а я сразу не сообразила.
Tabii ki, uzun bir yolculuk yaptın. Daha iyisini yapabilirdim.
Они очень устали, после прошлой ночи.
Sisin bir duvar gibi adalara doğru geldiğini hatırlıyorum.
Да, да, мы все устали.
Anladık yorgunsun. Hepimiz yorgunuz.
Я знаю, что вы устали...
Yorgun olduğunu biliyorum.
А вы не устали?
Yorulmadın mı?
Учитель, Кажеться Вы устали после обеда.
Efendim, bu öğlen biraz yorgun gözüküyorsunuz.
Мы так устали!
Çok yorulduk.
- У меня разрывается мозг, когда я думаю об этом. - Люди так устали...
- Bunu düşündükçe aklım çıkacakmış gibi oluyor.
Мы устали от вашей глупости.
Aptallığınız bizi rahatsız etti.
Вы устали.
Yorulmuşsundur.
Если вы устали, можете отдохнуть.
Yorgunsanız, dinlenebilirsiniz.
Вы, парни, наверное сильно устали, верно?
Kimse umursamıyor.
Вы устали, пан директор.
Çoğunluk onlar.
Мы все устали.
Yorgunsunuz.