English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Rusça → Türkçe / [ У ] / Учительницей

Учительницей Çeviri Türkçe

297 parallel translation
Да, героиня вспоминает время, когда она была учительницей.
Öğretmen olduğunu söylediği bir geri dönüş sahnesi var.
"Моральные качества этой женщины не позволяют ей быть учительницей".
"Bu kadın ahlâki açıdan yaptığı işe uygun değildir".
Каждый раз, поднимая ящик или мешок, я говорю себе : Это чтобы Ида стала учительницей.
Bir sandığı veya kahve çuvalını her kaldırışımda, kendi kendime bu Edie için diyorum, öğretmen olsun, namuslu bir hayat sürsün diye.
Знаешь, она была школьной учительницей.
Okul öğretmenliği yapmıştı.
Чарли, моя жена была школьной учительницей.
Karım okul öğretmeniydi. Çok iyi okur.
Она хочет быть учительницей.
Sonrasında, bir öğretmen olacak.
Ты никогда не мечтала стать учительницей?
Hiç seni bir öğretmen olarak hayal edemiyorum?
Ведь вы лишь притворялись новой учительницей?
Yani demek istediğim. Onları inandırmak için mi yaptınız bunu?
Моя мать была учительницей. А отец - послом.
Annem öğretmendi, babamsa elçi.
Поэтому я стала учительницей.
Bu yüzden, buraya geldim ve öğretmenlik yapmaya başladım.
Я очень хотела стать учительницей.
Öğretmen olmayı çok istiyorum.
Я встретил Этель, когда я был директором... а она была внештатной учительницей.
Ethel ile ben okul müdürüyken tanıştık. Vekil öğretmendi.
Я буду учительницей!
Ben öğretmen olmak istiyorum!
Я поговорю с учительницей.
Gidip öğretmenimden izin isteyeyim.
Моя мать была учительницей музыки... Она вышла замуж за моего отца, его семья была очень богата.
Benim annem müzik öğretmeniydi ve ailesi çok zengin olan babamla evlendi.
Поговорите с учительницей через пять минут.
Öğretmeninizle 5 dakika içinde konuşabilirsiniz.
Твоей учительницей музыки.
Harika bir kadın.
Будь осторожен с учительницей Китами...
Kitami Öğretmen etrafta dikkatli ol...
Иди спорь со своей учительницей.
Çan çan çan çan. Git öğretmenini sinir et.
Я никогда не была учительницей, но я всегда хотела попробовать.
Hiçbir zaman bir öğretmen olmadım, ama her zaman yapmak istediğim bir şeydi.
Да, я помню этот день. Я никогда его не забуду потому что в этот день потерял свою девственность с мисс Стаффорд с роскошной учительницей.
Ve hiçbir zaman da unutmayacagim çünkü o gün bekaretimi Bayan Stafford'a vermistim o sehvetli ana okulu ögretmenine.
Мисс Хани была замечательной учительницей.
Bayan Honey çok iyi bir öğretmendi. Herkesle arkadaştı.
Она будет нашей первой безголовой учительницей информатики.
Okulun ilk başsız bilgisayar öğretmeni olacak.
Она была моей лучшей учительницей.
Benim en iyi öğretmenimdi.
А сама стала учительницей.
Artık ben de bir öğretmenim.
Покруче, чем скандал с мэром и учительницей.
Belediye başkanı ve öğretmenden de büyük.
Вы были учительницей Садако Ямамуро 11 лет назад...
11 yıl önce öğrenciniz olan Yamamura Sadako hakkında...
Это было в девятом классе, с учительницей.
Dokuzuncu sınıftaydım, öğretmenimdi.
Учительницей?
Öğretmenin mi?
не спи со своей учительницей. Поверь мне, из этого никогда ничего хорошего не выйдет, как бы ты не думал.
İnan bana, asla düşündüğün gibi olmuyor.
Да, а что если она была учительницей физкультуры?
Peki ya beden eğitimi öğretmeni idiyse?
Снова мы сталкиваемся с учительницей физкультуры.
Yine, bir beden eğitimi öğretmeni.
Ты способна на большее, чем быть школьной учительницей.
Hayır, işinden bıktığını biliyorum. Öğretmenlik dışında bir tutkun olmalı.
Я люблю детей. Поэтому я работаю учительницей.
Bu yüzden öğretmen oldum.
в шестнадцать у меня был роман с миссис Элстед, моей учительницей геометрии.
ve 16 yaşıma geldiğimde... Bayan Elstead'le yaptık. Geometri öğretmenim.
Фрэнк и Орвилл рассказали мне об одной учительнице...
Hank bana yeni bir öğretmenden bahsetti... Ben öğretmen istemiyorum!
Я пыталась объяснить этой проклятой леди учительнице... почему у него нету денег на ланч, и она разозлилась на меня!
O öğretmen hanıma neden yemek yiyecek parası olmadığını... açıklamaya çalışıyordum ve kadın bana kızdı.
Когда я была учительницей, у меня был коллега.
Uzun zaman önce okulda bir iş arkadaşı vardı.
- Но мы же говорим об учительнице химии.
Bir sürü kişisel şeyleri olur. Kimya öğretmeninden bahsediyoruz.
Но ведь мама уже дала адрес вашей учительнице.
- Annen öğretmenine vermedi mi?
Я сказала своей учительнице по физкультуре, что сердце моё было разбито злодеем, и она исправила 3 на 4.
Beden hocasına kötü kalpli erkeğin kalbimi kırdığını söyledim. "C" notumu "B" ye yükseltti. Çok kötüyüm!
Шизуки, пойдём к учительнице Касаки. Ладно, но сначала, заглянем в учительскую, ладно?
Shizuku baksana, gel Bayan Kouzaka'ya gidelim.
Повтори это оей учительнице.
Bunu öğretmenime sen söyle.
Передайте учительнице, что здесь опасно, садитесь в лодку и отправляйтесь домой.
Öğretmeninize gidip bota binmeniz ve hemen eve dönmeniz gerektiğini söyleyin.
Он сказал маме, что зайдет домой к учительнице, поработать над научным проектом, но не сказал куда именно.
Xander evde değil. Bir proje için öğretmeninin evine gideceğini annesine söylemiş ama yerini söylememiş.
Я, я... я надеюсь, это не прозвучит бестактно, но я хотела сказать, я сожалею о той учительнице, мисс Келиндер.
Umarım haddimi aşmıyorumdur. Öğretmen arkadaşın Bayan Calendar için ne kadar üzgün olduğumu söylemek istiyorum.
- Увы. Она работала учительницей в школе.
- Okul öğretmeniydi.
И вот я начал учиться. И когда мать поняла, что из меня получится настоящий пианист, то решила повезти меня в школу, к учительнице в Сьенфуэгос.
Annem yeteneğim olduğunu ve ileride büyük bir piyanist olabileceğimi gördüğünde beraber çalışabilmem için bana Cienfuegos'da bir öğretmen ayarladı.
- Эбби была учительницей?
Abby öğretmendi değil mi?
Ты говоришь об учительнице Такэкавы.
Takekawa'nın öğretmeni yani.
Что была учительницей.
- Evet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]