Целибат Çeviri Türkçe
42 parallel translation
Я думал, это ей не нравится, когда ее трогают. Пэтти выбрала целибат, на Сельму он просто распространился. - Но, Мардж- -
ama bildiğim kadarıyla dokunulmayı sevmeyen tek kişi o patty evlenmemeyi seçti ancak selma bu olayı saplantı haline getirdi ama marge- - homer, ona bir koca bulacaksın!
Я не совсем в курсе всего этого, но разве целибат не является частью работы? Я сделала ошибку.
- Bakın, çok iyi takip edemediğimi kabul ediyorum ama evlilik yasağı hâlâ işinizin bir parçası değil mi?
- Я принял целибат.
Ben cinsel ilişkide bulunmam.
Я практикую "пармачария". Тантрический целибат.
Bir çeşit bekarlık yemini ettim.
- Ты раздражаешься из-за конфет... значит, целибат не для тебя.
- Lanet şekeri bana ver. - Hey, belki de şekerleri böyle çiğnemen bekarlığın sana göre olmadığının bir işaretidir.
На это же направлен и целибат, котроль над желаниями,... перенаправление сексуальных импульсов на любовь к Господу.
Bekârlık yemininin anlamı budur zaten ; arzuları kontrol etmek. Cinsel arzuyu, Tanrı sevgisine yönlendirmek.
- Я думала, что целибат это основная часть проблемы.
Bekârlık yemininin, sorunun büyük bir parçası olduğunu sanıyordum.
- Большинство священников, соблюдающих целибат, не являются секс-преступниками. - Но этот - является.
- Çoğu peder, seks suçlusu değildir.
Целибат?
Celibate? - Celibate!
Нет, я не гей. Просто блюду целибат.
Yoo, gay değilim.
У меня целибат.
Ben bekarım.
Нет, целибат.
Hayır. Bekarım.
У меня целибат, а выпивка с ним не совместима,
Bekarlık alıştırmaları yapıyorum. İçkiyle bekarlık bir arada gitmiyor.
То есть у меня целибат, а вязание полезно для хирургической сноровки, поэтому я вяжу свитер.
Sizin anlayacağınız, bekarım ve örgü örmek cerrahi beceriler için iyidir, ben de o yüzden örgü yapıyorum.
Ты - и целибат?
Yani bekarsın?
чтоб потом подменить этот свитер, и чтоб она думала, что умеет вязать, потому что если кто-то и должен принять целибат, то это Меридит, потому что она испортила жизнь Джорджу.
Bekarlık yemini ettiğimiz için ördüğünü sanmasını istiyorum böylece seksin yerine örgüyü koyacak, kazaklardan bazılarını ben öreceğim onunkilerle değiştireceğim ve o da örgü yaptığına inanacak çünkü bekar kalmaya ihtiyacı olan biri varsa o da Meredith'tir zira George'u kırdı. Biliyor musun?
Понимаешь? - Ты приняла целибат?
- Sende mi bekarlık yemini ettin?
И как я мне теперь залезть тебе в трусы, если у тебя целибат?
Bekarlık yemini ettiysen pantolonunu nasıl çıkaracağım?
И тебе стоит знать, что у меня целибат.
Ve bekarlık yemini ettiğimi bilmelisin.
- Они без секса живут. Типа целибат.
- Gızgurusundan anlarsın sen.
- Целибат?
- Gızgurusu mu?
Ты имеешь ввиду "целибат".
Kızkurusu demek istedin herhalde.
Ну да, целибат.
Evet, gızgurusu.
Может, где-то в деревне так и говорят - "целибат". А мы говорим с "е" в середине. - Короче, ты меня понял.
Köylüler gızgurusu diyor olabilir, ama biz uygar insanlar kızkurusunu k ile söyleriz.
Ну, знаешь, целибат.
Bekar ne biliyor musun?
Говорю тебе, Тина, этот целибат подействовал как глобальная чистка организма.
Diyorum sana Tina bu bekarlık işi bünyem için temizlik oldu.
Значит ты целибат?
Bekarsın yani.
Нет. У меня целибат.
O taraklarda bezim yok artık.
Целибат означает никакого секса?
Seks anlamında mı?
Что, мы не можем защищать Стену, не приняв целибат?
Ne yani, bekâr kalmazsak duvarı koruyamaz mıyız?
Целибат сделал тебя врединой.
- Bekârlık seni bozmuş.
Ты год, целый год должна соблюдать целибат.
Bir sene boyunca bir ilişkiye girme, tamam mı?
Это ты у нас принял целибат.
Bekar kalacağına dair yemin eden sensin.
И чтобы ты знала, у меня целибат.
Cinsel ilişki yaşamadığımı da bilmelisin.
Почему у тебя целибат?
Neden kimseyle ilişkiye girmiyorsun?
У меня правда целибат.
- Hayır, gerçekten ilişkiye girmiyorum.
Ты даже не знаешь, что такое "целибат".
Bekarlık nedir bilmiyorsun bile.
Только 50 % духовенства соблюдают целибат.
Rahip sınıfının sadece % 50'si cinsellikten uzak duruyor.
Ты ведь знаешь, что в Цитадели тебя тоже заставят блюсти целибат?
Hisar'ın sana kadınlara dokunmamak üzere...
Я очень хочу быть здесь, больше всего на свете, даже если придётся соблюдать целибат ещё 14 дней.
Senin yanında olmak istiyorum, her şeyden çok 14 gün daha seks yapmamak zorunda olsam bile.
- Вы верите в то, что монашки должны соблюдать целибат?
Bunu reddetmek zorundayım. Bayan Long, rahibelerin evlenmemeleri gerektiği görüşüne katılıyor musunuz?
Целибат.
Sekssiz.