Чешет Çeviri Türkçe
51 parallel translation
"Когда у него чешется, как он чешет, если он слепой?"
"Madem kör, kaşıntısı tuttuğu zaman, yerini bilip kendisini nasıl kaşıyabiliyor?"
Он чешет на ностальгических круизах и публика хавает.
Lou gemilerde eski şarkılarını söylemeye başladı ve seyirciler de bu söylediği şarkılara bayıldı.
Вон, чешет один из них. На тебя положил глаз.
Seni istiyor.
- Он чешет прямо к ОПС.
- ADH'ye doğru koşuyor.
И вдруг ты начинаешь замечать только мокрые полотенца на полу и то, как он пялится в телек и чешет себе спину вилкой.
Yerde çok fazla ıslak havlu olduğunu, kumandayı kapıp, sırtını çatalla kaşıdığını fark ediyorsun.
Если человек чешет нос, то любой эксперт скажет вам, что он врёт. Но не всегда.
Eğer biri burnunu kaşıyorsa uzmanlar bunun yalan söylediği anlamına geldiğini söylerler.
Эй она сюда чешет.
Hey bu tarafa doğru geliyor.
Э, цени какой лузер чешет.
Şu sefil yaratığa bir bakın.
Вот он чешет.
Bak işte orada.
А я то думал, тебе семинолка во Флориде брюхо чешет.
Florida'ya gittin ve bir Seminol'e... göbeğini ovduruyorsun sanmıştım.
Пусть тебя не чешет мой бизнес.
Ne olup olmadığımı takma kafana.
О Боже, снова началось, Без конца чешет про человеческие жизни.
Tanrım, yine başladı, insanların hayatları ve dahası...
"Кто этот сумасшедший гринго, и что он там чешет?"
"Kim bu deli gringo ve ne zırvalıyor?"
Он им тут же чешет что-то про подземные воды, лопатой этой совковой начинает из могилы эту жижу вычерпывать, жижа назад.
Adam suyun çevresine bir hat çizip kürekle suyu dışarı atmaya çalışır. Fakat nafile, su tekrar dolmaktadır.
- Парень в серой рубашке с красной отделкой, чешет свои яйца.
- Kim? - Şu gri tişörtlü, kızıl sakallı, t.şaklarını kaşıyan herif.
Платье летит на пол, она чешет свою задницу.
Kıçını çamura sürter.
Чешет глубоко и усердно.
Götünün deliğini kaşır.
- Как какой-нибудь гребаный жлоб чешет своим поганым языком.
- Canını sıkıp kaba konuşan koca bir ahmak gibi.
Смотри, как чешет...
Baksana...
Она чешет по всем клиникам города.
Şehirdeki tüm kliniklerde iş yapar.
Ты прямо как тот заклинатель крокодилов из Флориды который чешет им пузики и они засыпают.
Timsahların karınların okşayarak uyutan Florida'daki adam gibiydin.
Как будто оргазм чешет тебе спину.
Orgazm sonrası masajı gibi.
Это единственный мэр, который выглядит, как будто он пытается завести мотоцикл, когда он просто чешет свой живот.
Illinois'daki tek belediye başkanı, karnını kaşıyınca motosiklet çalıştırmaya çalışır gibi görünüyor.
И что он ходит по квартире в одних трусах, чешет там себе?
Evin içinde aynı taytını giymiş dolanırken sürekli kaşınıyor.
А чешет он все время.
Ama sürekli kaşınıyor.
Ну, чешет... "
ama kaşınıyor... "
Он чешет свои ноги всем, что попадется.
Bacaklarını kaşımak için ne bulursa kullanıyor.
Другой пример : после месяцев наблюдений я констатирую, что вся семья чешет зад.
Bir örnek daha : Yakından inceledikten sonra fark ettim ki hepimiz kıçımızı kaşıyoruz.
Он её чешет.
Kaşıyıp duruyordu.
Ну, он хамло, конечно, и матерится много а еще пару раз я видела как он чешет свои пришельческие яйца.
Yani, biraz kaba çok küfür ediyor ve bir kaç defa onun uzay adamı toplarını kaşıdığını gördüm.
- Нет, я поперхнулся и гланды чешет.
- Hayır. Tüy yuttum.
А сейчас наверно сидит на руках у бабули, которая чешет ему животик.
Şimdi de büyükannenin kucağında oturmuş karnını okşatıyor.
В четыре года, месье, ребёнок не может придумать, что папа чешет её между ног.
Dört yaşındaki çocuk, babasının poposunu ellediği yalanını uyduramaz.
А он в ответ только пожимает плечами и чешет затылок ключами.
Omuz silkti ve anahtarlarıyla kendini çizdi işte sonra.
"Обеими руками" "О, он чешет обеими руками!"
"İkisiyle de." "İkisiyle birden kaşıyor!"
Папа в Риме чешет жопу.
Roma'nın Papa'sı kıçını silsin.
Он чешет другому парню за ухом.
Diğer herifin kulağının arkasını kaşıyor.
Конечно ты! Лёг со мной на пол, сзади меня обнял и чешет...
Önce yere yatırıp, bir de arkadan dayatıyorsun.
Он всегда чешет ту странную часть моей спины, до которой я не могу достать.
Her zaman sırtımda ulaşamadığım o tuhaf yeri kaşıyor.
Да, и гусь всегда в паре с парнем, который чешет затылок.
- Evet, işte o ördek ensesini kaşıyan adamla dolaşıyor sürekli.
– азведка чешет.
Keşifçiler.
Чешет без перерыва.
Kaltağa bak.
- Чешет яйца в Кронштадте.
- Kronstadt'a mayın avında.
Кэмерон балует ее чешет брюшко, покупает драгоценности, целует в губы.
Cameron göbeğini sevmelerle, mücevherlerle, dudaktan öpmelerle ona kur yapıyor.
Кливленд постоянно чешет спину о деревья.
- Cleveland'ın sırtını ağaca sürtmeyi kesmemesi yüzünden.
Чехов пусть шишку чешет.
Önce bir eline al da sonra Çehov'dan bahsedersin. Otur bakalım.
Один из вас чешет ухо — значит, у него валет или выше.
Birisi kulağını kaşıdığında elinde vale ya da daha iyi bir şey olduğu anlamına geliyor.
Еще он застегивает тебе молнию и чешет тебе локти.
Yapmayacak artık.
А тот, кто это сделал, наверное сейчас чешет себе затылок и думает :
Şimdi oy verenlerin hepsi kafasını kaşıyıp, "Tüh, keşke vermeseydim" diyor.
Смотри как чешет.
Kaçışına bakın.