Шанса Çeviri Türkçe
2,241 parallel translation
У меня не было даже шанса, да?
Hiç şansım olmadı, değil mi?
Когда ты вовлечен в процесс вызова к жизни такого зверя, но не получил шанса завершить начатое и выпустить его на экран, то он начинает жить у тебя в голове.
Böyle bir canavarı yaşama getirecek bir proje ile alakanız olduğunda... ve şansı yakalayamadığınızda, bu şeyi ekrana koyamayağınızı fark ettiğinizde... kafanızın içinde yaşamaya devam eder.
Твоя машина нам, всем остальным, не оставила ни единого шанса.
Öyle bir araç varken hiçbir şansımız yoktu, değil mi?
Одиннадцать заключенных будут бороться в течение трёх тяжелых дней на одной из самых опасных территорий Земли ради шанса получить главный приз.
11 sürücü, üç gün boyunca dünyanın en tehlikeli arazilerinden birinde büyük ödülü kazanma şansı elde etmek için yarışacaklar.
И если мы ничего не найдём до нашего ухода, у нас не будет другого шанса.
Eğer buradan ayrılmadan bir şey bulamazsak, Başka bir şansımız olmayacak.
Другого шанса не будет, Фрай.
Bu son şansımız, Fry!
Так что, я не собираюсь упускать того шанса, который мне сейчас выпал.
Yine de bana sunulan bu fırsatı sonuna kadar kullanmak istiyorum.
Я буду дожидаться шанса обрести свободу.
Özgürlük fırsatı gelene kadar kendimi zinde tutacağım!
Но разве Эрик не заслуживает шанса... на правосудие?
Ama Eric adalet için bir şansı hak etmiyor mu?
Мой Господин, ради шанса выжить, вы должны отдохнуть.
Efendim, hayatta kalma şansınızı sürdürmek için, dinlenmelisiniz.
У меня не было шанса узнать его хорошо.
Şey, onu iyice tanıyacak fırsatım olduğunu sanmıyorum.
У меня почти не было шанса.
Pek firsat olmadi.
- У Элофа не было ни единого шанса.
- Elof'un başka çaresi yoktu.
Если не справишься, другого шанса не будет.
Şayet başarısız olursa, ikinci bir şansın olmayacak.
Неужели нет шанса все исправить?
İşleri düzeltmenizin imkanı yok mu?
У меня не будет другого шанса.
Bir şansım daha olmaz.
Поймите же вы, у вас нет ни малейшего шанса спасти свою маленькую подружку?
Arkadaşınızı kurtarmak için en ufak şansınız olmadığını fark ettiniz mi?
Я сказал, что у тебя нет ни малейшего шанса спасти свою маленькую подружку.
Arkadaşınızı kurtarmak için en ufak şansınız yok, dedim.
Другого шанса не будет.
Bu son şansımız olabilir.
Второго шанса не будет!
İkinci bir şans bekleme sakın!
Дональд, у нас нет второго шанса на первое впечатление.
İlk izlenim için ikinci bir şansımız yok Donald.
У меня нет ни единого шанса.
Kazanma şansım yoktu.
Не получивших даже шанса попрощаться.
Elveda etme şansları olmayacak.
Эска, я всегда любил тебя. И я всегда хотел быть с тобой. Но теперь, из-за того, что мир рухнет, у меня не будет шанса сделать это.
Eska, seni her zaman sevdim ve her zaman senin yanında olmak istedim ama artık Dünya'nın sonu geliyor asla bunu yapma şansı bulamayacağım.
- Если бы Тэд когда-то узнал, что ты знала, что я твоя дочь, и что есть близнецы, у тебя бы не было шанса.
- Ve sebebini biliyorsun. - Eğer Ted senin kızın olduğumu ve ikizim olduğunu bilse, senin bir şansın kalmaz.
У меня никогда не было шанса. сказать тебе насколько я сожалею из-за того романа. И из-за того, как ты узнала об этом.
- Sana nasıl denk geldiğini ve bu ilişki için nasıl üzgün olduğumu sana söyleme şansım hiç olmadı.
Ведь второго шанса у меня не будет, ты же понимаешь?
Çünkü sana ikinci bir şans vermeyeceğim. Ne demek istiyorum anlamıyor musun?
Без стазисной сети, у вызова нет ни единого шанса.
Staz ağı olmadıkça İsyan'ın hiçbir şansı yok.
Я знаю, ты права. Я недостоин второго шанса.
Ne desen haklısın biliyorum ve başka bir şansı hak etmiyorum.
У меня никогда не было шанса, чтобы сказать тебе, как я сожалею о том романе.
- Bu ilişki için nasıl üzgün olduğumu sana söyleme şansım hiç olmadı.
Церковь "Последнего шанса на спасение".
Kilise. Son Kutsanma Şansı.
Церковь "Последнего шанса на спасение".
"Son Kutsanma Şansı Kilisesi."
Церковь "Последнего шанса на спасение".
"Son Kutsanma Şansı Kilisesi." - Burası, ha?
Наш план переходит на следующую фазу. и я не хочу потерять ни единого шанса.
Planımız bir sonraki aşamaya geçiyor, ve hiç bir şeyi şansa bırakmak istemiyorum.
Нет, просто потому что нет никакого шанса, что ты сделаешь ситуацию еще хуже.
Hayır, çünkü onu daha da kötü hale getirmen mümkün değil.
Типа того. Я объяснила, что, возможно, у него не будет другого шанса попрощаться.
Ona bunun veda etmesi için belki de tek şansı... olduğunu anlattım.
А он сам повис на конце веревки и ни единого шанса выкарабкаться.
O da kendini ipin ucunda bulmuş. Yukarı çıkmasına imkan yokmuş.
Или от шанса увидеть тебя.
Ya da seni görme şansını.
Ты не можешь умереть, У меня не будет шанса убить тебя.
Henüz ölemezsin. Ölmen için bir şans veremem.
Я могу лишь у тебя попросить второго шанса.
Tek isteyebileceğim son bir şans.
У этих людей никогда и не было шанса.
# These Insanlar şansı yoktu.
Прошу, простите меня, у меня не было шанса...
Lütfen, affınıza sığınıyorum, her ne kadar...
Но у них не было ни единого шанса вернуться.
Fakat Kamikaze Birliği plânında sağ kalma şansı yoktu.
У меня не было шанса доказать.
Bunu kanıtlamak için hiç şansım yoktu.
Да. И, тем не менее, у тебя никогда не было шанса получше узнать девушку, вроде меня.
Evet, ve yine de benim gibi bir kızı tanımak için hiç şansın olmadı.
У него никогда не было шанса воспользоваться им.
Kullanmaya fırsatı olmamış.
Вы с Доном заслуживаете шанса.
Sen ve Don'un bir şansa ihtiyacı var.
Ни единого чёртового шанса, что я покажусь в этом на людях.
'İnsanların beni bununla görmesinin imkanı yok.'
- Он заслуживает шанса поступить правильно.
Adam doğru şeyi yapmak için bir fırsatı hak ediyor.
Потому что, ни у кого нет на это шанса.
Çünkü kimsenin buna sahip olmak için bir şansı olmuyor.
они все пришли потому что у них не было ничего они рождены изгоями без единого шанса я знаю, так как сам такой же общество отворачивается от этих людей годами но я никогда я вырос бедным я знаю эту боль знаю какого потерять надежду
Bütün bu insanları görüyor musunuz? Hepsi buraya koşup geldiler, çünkü hiç bir şeyleri yoktu. Doğuştan sefildiler.