Шелест Çeviri Türkçe
34 parallel translation
И вы слышите только шелест листвы.
Konuşun, sırlarınızı anlatın. Sizi kimse dinlemiyor.
О нас? ( Шелест )
Bizim?
Увы, наши голоса, когда мы шепчем друг другу... спокойные и невыразительные, как шелест ветра в сухой траве... или как шорох мыши, ступающей маленькими лапками на осколки битого стекла в подвале.
Yazık, kurumuş seslerimizle birbirimizle fısıldaşırken sessizce ve anlamsızca, kurumuş otlardaki rüzgar gibi veya kuru bir mahzende kırık şişeler arasında gezen bir fare gibi.
я уже слышу, как шелест € т банкноты на ветру, который дует в нашем направлении.
Kontrolümüzdeki banknotların hışırtısını hissediyorum. Serin bir rüzgar gibi ; yüzüme yüzüme...
Как шелест бумаг о разводе.
Boşanma kağıtlarının hışırtısı gibiydi.
Когда услышишь тихий шелест.
Duyduklarım hafif hışırtılı geldiği zaman.
Шелест денег?
Paranın sesini?
Услышу ветерка в деревьях шелест, Я с этим шумом сравниваю то Молчанье бесконечное : и вечность,
Ve şu yaprakların içinden mırıldanarak esen rüzgâr gibi, zihnim, ebedi sessizlikle bu fısıltıyı kıyaslayıp duruyor.
Похоже на шелест крыльев.
Kanat sesine benziyor.
О, это сладкий шелест выигранных мной 75 баксов.
Sadece kazandığım 75 doların tatlı sesi!
И мы забыли вкус хлеба, шелест листвы, прикосновение ветра.
Unuttuk ekmeğin tadını ağaçların hışırtısını rüzgarın yumuşaklığını.
Шелест.
Bir şey duydum.
Клянусь - я слышу шелест.
Yemin ederim.
- Это их шелест!
- Onun sesiydi! - Ne sesi?
- Какой шелест? Шелест американских паспортов.
Amerikan pasaportlarının sesi.
Их уши могут обнаружить малейший шелест.
Bu kulaklar en ufak hışırtıyı bile yakalayabilir.
Ќе шелест € листвой, - в такую ночь "роил всходил на стены" рои, верно,
Çıt çıkarmazlar böyle bir gecede, Troilus at sürer Turuva duvarlarına.
Одинокие прохожие... Тихий шелест листвы...
İnsanların herbirinin üstünde yürürken nazikçe titrettiği cadde.
А тихий шелест дождя
Ve fısıldayan yağmur damlalarını beklemekte
Вы слышите шелест пальм...
Palmiye ağaçlarının sesi...
Спустя некоторое время, шелест травы убаюкал меня и я задремала.
- Çok geçmeden, çimenlerdeki rüzgârın sesi beni sakinleştirip uykuya daldırdı.
Шелест листвы!
Ağaçlarda esen rüzgâr.
( Шелест бумаги ) Почти всегда так и есть.
Her zaman öyleyimdir.
Как мило ( шелест пакета )
Tutmayın ağlayacağım.
Мы поднялись затемно и бродим по джунглям ночью, надеясь услышать треск ветвей или шелест листьев наверху на деревьях.
Gece kalkıp ormanda gidiyoruz. Şempanzelerin kırdığı dalları... ve oynattıkları yaprakları duymayı umuyoruz.
( ШЕЛЕСТ ) АТТЕНБОРО : Внезапно камеры отключились.
Kameralar birden kesiliyor.
И, в конце концов, одной ночью я услышала шелест в кустах, где было мое лучшее дерьмо, гибриды.
Ve sonunda, bir gece arazimin sinirinda hisirtilarini duydum. Orada kaliteli maldan AK-47 adli melez bir bitki yetistiriyordum.
Вдруг, мы услышали шелест и рычание.. в лесу.
- Aniden ormanda hışırtı ve hırıltı vardı.
Шаги, кашель, шелест бумаг...
Ayak sesleri, öksürük, kağıt hışırtıları.
Там была одна подсказка на латыни... ( Шелест бумаги ) "Мир крутится между небесами и кучей пепла"
Latince bir ipucu vardı! Dünya gök kubbe ve küllük arasında dönüyor.
Шелест платьев и роскошь вокруг
Sihir, müzik ve görkem burada
- [Шелест бумаг]
Biliyor musun, Brandon'a söylemiştim...
- [Шелест бумаги ] - [ Голос Синди Лу] Папочка!
Babacığım!
( Шелест бумаги ) Да ладно.
Ah, hadi ama.