English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Rusça → Türkçe / [ Ш ] / Шепчутся

Шепчутся Çeviri Türkçe

64 parallel translation
Они все шепчутся, и я уверена, что о ней!
Herkes fısıldaşıyor, bahse girerim onun hakkındadır.
( шепчутся ) Ну-ка, быстро все замолчали.
Kesin sesinizi!
Слышу, как шепчутся слуги.
Evin öbür ucundaki uşakların fısıldaşmalarını bile duyabiliyorum.
Они не шепчутся и не держат дистанцию!
Fısıldamaz ve mesafeli dururlar!
Шепчутся и шепчутся.
Fısıltı, fısıltı, fısıltı.
[Полицейские, медсестра шепчутся] Думаю, это написано на латыни.
Galiba buraya Latince bir şeyler yapılmış.
Почему они шепчутся?
Bunlar ne konuşuyor?
Сидят в гостиной, шепчутся, а как только я войду, замолкают.
Oturma odasında oturuyorlar ve fısıldaşıyorlar, ben içeri girdiğimde ise hemen susuyorlar.
- Они шепчутся. Они шепчутся!
- Fısıldaşıyorlar.
Это было звёздным часом, я думаю, хотя мне также нравится заходить в помещение и слышать, как люди шепчутся и смеются надо мной, и потом нет ничего лучше, чем потянуться к последнему десерту и получить незапрашиваемый сексуальный совет от незнакомца.
Günün zirvesi o andı. Gerçi bir yere girdiğimde insanların fısıldaşıp bana gülmesi de çok hoşuma gitti. Bir yabancıdan talep etmediğim halde cinsel nasihat almak, hepsinden daha iyi geldi.
Они вечно шепчутся, когда я прохожу мимо, смотрят на меня косо.
Her geçtiğimde fısıldaşıp, bana pis pis bakıyorlar.
А они шепчутся и пальцем показывают.
Onlar arkamdan fısıldaşıyorlar.
Взрослые думают, мы ничего не понимаем, и шепчутся с полицейскими на кухне.
Bizden bir şeyler saklayabileceklerini sanıyorlar ama ardından gidip mutfakta polislerle fısıldaşıyorlar.
Я видел, что они шепчутся.
Onları fısıldaşırlarken gördüm.
Во дворце тоже об этом шепчутся.
Sarayda da bir söylenti var.
Ну, я слышал, как мама и Тиззи шепчутся.
Annem ve Tizzy fısıldarken duydum.
- Они шепчутся, Мейс.
- Fısıldayarak konuşuyorlar, Mace.
- Какого черта они шепчутся?
Ne halt etmeye fısıldıyorlar?
Да все вокруг шепчутся о том,.. ... что у 4Ever есть целая серия засекреченных военных проектов.
4ever şirketinin ordunun projeleriyle direkt bağlantısı var.
Мне кажется, что люди шепчутся.
İnsanlar bir şey biliyor gibi.
В сенате все шепчутся o твoем... Слишкoм скopoм вoзвpащении.
Senatoda, erken dönüşün yüzünden dedikodular dolaşıyor.
Я вижу, как они... пялятся на меня, шепчутся.
Onları görebiliyorum işaret ediyor, mırıldanıyor, bakıyorlar.
Парни шепчутся за нашими спинами о том, как мы, девчонки, выглядим каждый день.
Öyle mi? Erkekler nasıl göründüğümüzü arkamızdan her gün fısıldıyorlar.
Очевидно, это было величайшей любовной историей, учитывая то, как люди шепчутся вокруг нас.
Milletin yanımızda temkinli olmasına bakarsak anlatılan en büyük aşk masalı olmadığı aşikâr.
Я собираюсь показать им, что это не имеет значения, если они орут на меня или шепчутся за моей спиной.
Bana bağırsalar da arkamdan fısıldasalar da önemi olmadığını bana zarar veremeyeceklerini onlara göstereceğim.
Но когда о тебе шепчутся на алгебре, то вряд ли после этого попытаются тебя убить.
Tabii bu fısıltılara bir takım rakamlar eşlik ediyorsa sizi öldürmeye kalkışmaları daha az olasıdır.
Они шепчутся между собой?
Omuz omuza verip aralarında fısıldaştıkları oluyor mu?
Шепчутся, закрывают двери, переключают канал, если показывают "Эллен".
Fısıldaşmalar, kapıları kapatmalar Ellen çıkınca kanalı çevirmeler...
Но когда женщина пытается быть с двумя мужчинами, которых она любит, все недовольны и шепчутся.
Ama bir kadın deliler gibi âşık olduğu iki adamla birlikte olmak isteyince herkes homurdanmaya başlıyor.
О чем шепчутся?
Senin hakkında ne fısıldandığını?
Они там об этом шепчутся.
Herkes bunu fısıldıyor.
Они держатся за руки и романтически шепчутся весь вечер.
Bütün gece el ele tutuştular ve birbirlerine romantik sözler fısıldıyorlar.
Девочки шепчутся.
Kızlar konuştular.
Басс, я слышала, как твои люди шепчутся внизу.
Bass, aşağıda adamlarını fısıldaşırken duydum.
Люди уже шепчутся насчет меня.
Millet zaten hakkımda konuşuyor.
Все давно шепчутся о нас по всей Италии.
Dedikodumuzu zaten yaptılar.
Я знаю, что все думают, что завуч - шутница, я слышала, как шепчутся за моей спиной.
Herkesin müdür yardımcısının şaka gibi olduğunu düşündüğünü biliyorum. Fısıltılar duyuyorum.
Я не люблю, когда люди шепчутся обо мне, Брик.
İnsanların benim hakkımda fısıldamalarını sevmem, Brick.
- Нет, я знаю какового это когда все странно смотрят на тебя, шепчутся у тебя за спиной.
- Hayır, insanların sen gittikten sonra tuhaf tuhaf bakıp arkandan fısıldamaları nasıl bir şey bilirim.
Должно быть, люди шепчутся, независимо, ведете ли вы доверительные беседы, очерняет ли вас нечто подобное.
İnsanlar onunla beraber karar verip suç ortağı olduğunuza dair dedikodular yapıyordur.
О чем они там шепчутся, блин?
Ne hakkında konuşuyor bunlar?
Люди шепчутся, это ужасно, но это правда.
Bu geleneksel bir savaş değil, Jim.
"Друзья", о которых ты говоришь, которые шепчутся по углам - передай им от меня -
Bu dediğin "arkadaşlar" hani gölgeler içinde fısıldayanlar onlara benden şunu ilet :
Рядом с моей женой, малыши шепчутся, смеются
Karım yanımda yatarken, çocuklarımız fısıldaşıp gülüşüyorlar.
Я уже слышала, как они тревожно шепчутся.
Yeis fisiltilari kulagima çalindi bile. Söylesenize...
- О чём они там шепчутся?
- Ne fısıldıyor bunlar?
Крутые девочки шепчутся справа!
Üç yönünde havalı kızlar fısıldaşıyor.
Шепчутся.
Fısıltılar.
Можешь передать своим приятелям, что они могут перестать шептаться. Не то, чтобы я не знал, о чем они шепчутся.
Dostlarına fısıldamalarını kesebilirler, söyleyebilirsin.
. Как думаешь, о чем эти двое шепчутся?
Sence o ikisi ne komplolar kuruyor?
Об этом шепчутся по всему двору.
Tüm avlu fısıldaşıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]