Эквадор Çeviri Türkçe
49 parallel translation
Это, определенно, не Эквадор.
Burası kesinlikle Ekvador değil.
Эквадор 1981 Эквадором многие годы управляли диктаторы, марионетки США, причём достаточно жёстко.
Ekvador, uzun yıllar boyunca çoğu sert olarak nitelendirilebilecek Amerikan yanlısı diktatörlerce yönetildi.
В конце 60-х Всемирный Банк ворвался в Эквадор с большими займами. В течении следующих 30-ти лет бедность увеличилась с 50 % до 70 %.
1960'ların sonlarında Dünya Bankası büyük kredilerle Ekvador'a müdahale etmiş, takip eden 30 yılda yoksulluk oranı % 50'den % 79'e çıkmıştır.
Ты летишь в Эквадор.
Yerlilerle bazı sorun yaşıyoruz.
В конце 60-х Всемирный Банк ворвался в Эквадор с большими займами.
Dünya Bankası, 1960'ların sonunda Ekvator'a büyük krediler vermişti.
Мы снимем еще пять сюжетов для своей программы по пути в Эквадор.
Yoldayken beş tane program çekeceğiz.
Да, я знаю. Я служу в церкви и... И я еду на религиозную миссию в Эквадор на этой неделе.
.. evet biliyorum.. kiliseye gittim.
Нет, он сказал, что направляется в религиозное паломничество на Эквадор.
- Yok göreve gittiğini söyledi
Это любила говорить моя жена прежде, чем она бежала в Эквадор со своим долбанным садовником.
Tıpkı eski karımın bahçıvanla Ekvador'a kaçmadan önce söylediği gibi.
Ты поехала в Эквадор беременная?
Ekvator'a hamileyken mi gittin?
В Эквадор? !
2 aylığına hem de?
Да, потом в Чили, Эквадор и Аргентину.
- Evet, sonra Şili, Ekvador ve Arjantin. Peki ya sen?
Я так рада, что ты уезжаешь в Эквадор.
Ekvatora gideceğin için o kadar mutluyum ki.
Дэниел Пармитт Эквадор?
Daniel Parmitt. - Ekvador.
Эквадор.
Ekvador.
- Не, ну правда, Эквадор?
Ekvadorlu yani. Evet.
Когда Расти уезжает в одну из своих командировок в Эквадор, я очень по нему скучаю, и иногда засовываю лицо в миску с мелочью, глубоко вдыхаю, и он словно появляется рядом.
Rusty Ekvator'a iş gezisine gittiğinde onu çok özlediğim zamanlar yüzümü bozuk para dolu kaseye yaklaştırıp derin bir nefes alırdım ve yanımda oturuyormuş gibi hissederdim.
" Эквадор.
" Ekvator.
Он был президентом Эквадор-Американского Бизнес Клуба.
Her zaman kurallara landsby oynadı.
Ну, Эквадор граничит с Колумбией, и запах рыб могут отвлечь собак от наркотиков.
Peki, Ekvador, Kolombiya sınırları. Ben Mateo çalışıyoruz, onun güvenini kazanıyor.
Эквадор, Перу, Боливия...
Ekvator, Peru, Bolivya...
Мы пытаемся найти частный самолёт, чтобы перевезти его из Москвы в Эквадор или, может быть Венесуэлу.
Kendisini Moskova'dan Ekvador'a götürecek olan özel bir jet ayarlamaya çalışıyoruz. Ya da Venezuella veya belki de İzlanda.
" Уехал в Эквадор
" Yürüyüş yapmak için birkaç aylığına
Атакама Эквадор
ATACAMES, EKVADOR
Курт говорит с Максом по-испански, мы скоро поедем на работу в Эквадор.
Arkadaşım bunları kendi çiftliklerinde üretiyor. Geri dönüşümlü şişe kullandıkları için üzerlerinde etiket yok.
Ты летишь в Эквадор.
- Umarım o aşamaya gelmeyiz. - Beraber Ekvador'a gidiyoruz.
Я хотел сказать, что лечу в Эквадор, где война, опасно и круто.
Ekvador'a gittimizi bilsin istedim, savaştan zarar görmüş ülke ya, hava atarım.
Это я... я лечу в Эквадор.
Merhaba, benim. Devam eden savaşla ilgili haber yapmak için Ekvador'a gidiyorum.
Как Эквадор?
Hoş geldiniz. Ekvador nasıldı?
Нам нужен именно Эквадор.
Bu haber olmalı, Ekvador'da olmalı ve haberi biz yapmalıyız.
Вот вам и Эквадор.
Ekvodar'a hoş geldiniz.
Наш журналист Фрэнк Бонвиль смог попасть в Эквадор до закрытия границ и расскажет о последних событиях в стране.
Sınırlar kapatılmadan hemen önce ülkeye girmeyi başaran muhabirimiz Frank Bonneville, Q365 dinleyicileri için Ekvador'dan bildiriyor.
Кажется весь Нью-Йорк успел пробраться в Эквадор.
New York'daki tüm işe yaramazlar sınır kapanmadan Ekvador'a girmişler.
Когда Маллард отправил тебя в Эквадор, что он сказал?
Mallard sana Ekvador'a git dediğinde tam olarak ne söylemişti?
Лидер Фронта за Свободный Эквадор начал свой путь из низов.
Karizmatik Özgürlük Cephesi liderinin, mütevazi bir aileden geldiğine inanılıyor.
Насколько мне известно, Альварез давно стремился возглавить Фронт за Свободный Эквадор.
Kaynaklarımdan öğrendiğim kadarıyla Alvarez özellikle son yıllarda Ekvador Özgürlük Cephesi içinde önemli bir konuma yükseldi.
Фронт за Свободный Эквадор взял нас в плен.
Ekvador Özgürlük Cephesi'nce rehin alındık.
Мы в плену у Фронта за Свободный Эквадор. Я прошу вас, мистер президент,...
Ekvador Özgürlük Cephesi tarafından rehin alınmış durumdayız size yalvarıyorum Sayın Başkan, ne olur bize yardım edin.
Мы делали репортаж о ситуации в Эквадоре, Фронт за Свободный Эквадор взял нас в плен.
Ekvador Özgürlük Cephesi tarafından rehin alındığımızda bu bölgede haber toplamaya çalışıyorduk.
Мы должны быть в посольстве в Кито. Нам надо попасть в настоящий Эквадор.
Quito'daki ABD Elçiliği'ne gitmek zorundayız yani gerçekten Ekvador'a gitmeliyiz.
В конце концов мы едем в Эквадор.
"Üzgünüm, iyi ki doğdun. Şimdi bir de Quito'ya gitmen lazım."
- Нам... надо в Эквадор.
- Ekvador'a giriş için lazım.
Слушай, я не собираюсь врать тебе и притворяться, что поездка в Эквадор - это опыт, меняющий взгляд на жизнь, но знаешь, это может немного пролить свет на его натуру.
Bak, sana yalan söylemeyecek ve Ekvator'un yaşam değiştiren bir tecrübe olmadığı gibi davranacağım ama bilmiyorum, belki de onu entelektüelleştirir.
Несколько дней назад он прилетел в аэропорт Портленда рейсом из Кито, Эквадор.
Hepsi bu yıl içinde. Quito, Ekvador'dan birkaç gün önce Portland'a iniş yaptı.
Они собирались помочь ему бежать в Эквадор или в Венесуэлу.
Onun Ekvador veya Venezuela'ya kaçmasına yardım edeceklerdi.
В Эквадор.
Ekvador'da.
Мы не едем в Эквадор. - Не едете?
- Gitmiyor musunuz?
Эквадор, 1987 года.
Ekvador, 1987.