Эмоциональной Çeviri Türkçe
1,051 parallel translation
Эта женщина не боится быть эмоциональной.
Bu, duygusal olmaktan korkmayan bir kadın.
Видите ли, птица пострадала от эмоциональной травмы и вцепилась в кожу черепа и нам бы не хотелось отменять ужин, но...
Kuş travma geçirdi ve Niles'ın kafasına kondu. Yemeği iptal etmeyi hiç istemiyoruz ama...
По моей личной, эмоциональной, субьективной оценке - нет. Нет.
Benim içsel duygusal algılayışıma göre farklı değiller diyorum sana!
Но влюбиться, достигнуть эмоциональной близости с 39-летней женщиной - для этого он ребенок.
Ama âşık olmuşsa, otuz dokuz yaşındaki bir kadınla duygusal bir yakınlık kurabilmeyi başarabilmişse...
- Именно! Не лучше ли сразу узнать, какой он в постели,... чтобы потом не было эмоциональной травмы?
Birinin duyguları incinmeden önce, seksin iyi olup olmadığını anlamak daha iyi olmaz mı?
- Итак, это не столько низкая активность сколько недостаток физической и эмоциональной близости.
- Yani, sorun yapamamanız değil. Sorun, fiziksel ve duygusal ilişkinin eksikliğini kabul ettiğinizden kaynaklanıyor.
Секс это просто символическое выражение характера эмоциональной связи.
Seks aslında bir ilişkinin duygusal durumunun sembolik anlatımıdır.
Беседа в оранжерее, направленная на выяснения степени ее самообмана, к результатам не привела ввиду эмоциональной нестабильности пациентки.
Hayal dünyasının boyutlarını anlamak için serada yaptığımız görüşme deneğin duygusal dengesizliği nedeniyle sonuca ulaşmadı.
В том деле замешан старший ребенок с большей эмоциональной привязанностью.
O davadaki çocuk daha büyüktü ve duygusal bağlar söz konusuydu.
А теперь перестаньте быть эмоциональной потаскушкой и будьте той, кем мы хотим, чтобы вы были. Ничего более.
Şimdi şu sıska, zırlayan pasaklı kadın görüntünden kurtulup tam bizim istediğimiz kişi olacaksın.
Ну, для дружеского общения и эмоциональной поддержки нет никого лучше тебя.
Arkadaşlık ya da duygusal destek söz konusu olduğunda, senin gibisi yok.
Некоторые отношения основываются на глубокой эмоциональной связи.
Bazı ilişkiler derin duygusal bağlar üzerine kuruludur.
А у тебя эмоциональной зрелости не больше, чем у пирожка с черникой.
Kız daha 18 yaşında. Sen ise bir yaban mersinli çöreğin duygusal olgunluğuna sahipsin.
ƒо эмоциональной стабилизации никаких покупок!
Duygusal olarak sakinleşene kadar dükkanlara girme.
Вы пытаетесь отвлечь себя от вашей эмоциональной травмы.
Duygusal olarak gördüğünüz zarardan dolayı kendiniz avutuyorsunuz.
Видишь, теперь ты стала немного эмоциональной..
Bak, şimdi de biraz duygusal davranıyorsun. Ya, niye acaba?
Теория Чизмена об эмоциональной энергии.
Cheeseman'ın Duygusal Enerji Teorisi. Ciddi söylüyorum.
Чизмен изначально вел исследования с дрозофилами, но потом он понял, что у них не хватает эмоциональной энергии, у них ее уровень низковат.
Cheeseman aslında önce meyve sinekleriyle çalışmış ve daha sonra fark etmiş ki yeterli duygusal enerjiye sahip değiller. Bir nevi yetersizler.
Вот он и подумал : ведь люди - творческие, эмоциональные существа, у них должно быть достаточно эмоциональной энергии, чтобы разорвать причинную цепь, изменить прошлое и создать новое будущее.
Sonra düşünmüş ki, insanlar yaratıcı ve duygusal varlıklardır. Belki de onlar, yeterince enerjiyi bir arada toplamayı başarabilirlerse nedensel zinciri kırar, geçmişi değiştirir ve yeni bir gelecek yaratırlar.
Возможно, мы сейчас разрушим причинную цепь прямо сейчас, если мы произведем достаточно эмоциональной энергии, мы...
Nedensel zinciri şu anda kırıyor olabiliriz. Eğer yeteri kadar duygusal enerji üretebilirsek, Ruby!
Хорошо. Ну что, хватит с тебя эмоциональной энергии?
Tamam, canımı acıtıyorsun ama gayet iyi.
И психологически и эмоционально он больше похож на женщину.
- Daha basit tabiriyle ; hem psikolojik hem de duygusal olarak daha çok bir kadın gibi.
Она думает, что ты можешь знать, где он находится физически, не эмоционально.
Richard'ı bulamıyor. Onun duygusal tepki nedeniyle fiziksel olarak nerede olduğunu bilebileceğini düşünüyor.
Эмоционально ты идиотка.
Duygusal olarak, sen bir budalasın.
Сексуально, эмоционально.
Birlikteliğimiz şimdiye kadar hiç bu kadar iyi olmamıştı.
- Она заставила тебя эмоционально раскрыться, так ведь?
O seni duygusal olarak daha ulaşılabilir bir hale getirdi.
Я не настолько эмоционально слаб.
Ama apar topar yolculuğa çıkacak kadar hassas durumda değilim.
Знаешь, эти фильмы замечательные, но они так эмоционально опустошают.
Bu filmler müthiş, ama duygusal anlamda çok yorucu.
"я потрясён твоей работой, я просто эмоционально раздавлен". Но здесь...
Seni seviyorum gibi bir şeyler işte.
Я просто не была эмоционально готова к тому что Эд пойдет на гору снова.
Ed'in, zirveyi tekrar denemesine duygusal olarak hazır değildim.
Но не эмоционально. Я их всех любила.
Ama sorun kafalarındaydı, hepsini sevdiğim halde bunu hiç biri anlayamadı.
Эмоционально...
Duygusal olarak.
- Есть шанс, но я хочу быть эмоционально неприступным.
Hiç şansı yok. Ama bu benim için bir artı. Duygusal olarak ulaşılmaz birini arıyorum.
Этот офис переполнен эмоциональной неустойчивостью.
Bu iş yeri, duygusal istikrarsızlıkla dolu.
Согласно журналу вашей жены вы сказали, что "желаете быть внутри нее." Эмоционально?
Ve karınızın günlüğüne göre, ona, içinde olmayı çok istediğinizi, söylemişsiniz.
Я думаю, что в уме ты готов стать адвокатом, Орен. Но эмоционально...
Bence zihnen avukatlık yapabilirsin, Oren.
Эмоционально-упорный наш?
Duygusal maratoncu Giles mı?
Полностью закрытым, эмоционально ущербным?
Bütün duygusal yasaklarımın mührünü mü kaldırayım?
Потому что для мужчин это физиологично, а для женщин - эмоционально.
- Neden? Çünkü erkeklerde olay fizikseldir.
- А я люблю секс. Ты эмоционально-непригодная.
- Ben seksten hoşlanırım.
- Я эмоционально-непригодная?
Buhar gırtlağımı acıtıyor.
- Я не эмоционально недоступна.
Duygusal olarak erişilmez değilim.
Если ты собираешься выражать свое "спасибо" слишком эмоционально, то я ухожу...
Eğer duygusal bir teşekkür patlatmak üzereysen... ... ben gidiyorum.
Ты должна быть эмоционально свободной в своем роде к...
Ama bir çeşit duygusal düşüş yaşamak zorundasın...
Я думаю, что нравлюсь ей потому, что кажусь эмоционально свободным.
Sanırım beni duygusal olarak ıssız bulduğu için benden hoşlanıyor.
И эмоционально я осталась защищена.
Ve duygusal olarak korunmuş durumdaydım.
Я чувствую... ну не знаю, питаюсь ими духовно, эмоционально.
Büyülü. Bilemiyorum, onlarla besleniyorum. Ruhsal olarak.
Мы не сорвали друг с друга одежду только потому, что так более интимно более эмоционально, более связано с поцелуем, чем любой физический акт.
Birbirimizin elbiselerini yırtmamamızın sebebi muhtemelen, daha samimi ve daha duygusal olması.
Рано или поздно, вам придется повзрослеть даже эмоционально.
Zamanıdır. Er ya da geç büyümek zorundasın. Duygusal olarak da.
А эмоционально - это совсем другая история.
Duygusal olarak, bu başka bir hikaye.
... я буду эмоционально и электрически истощен.
Ey. Bunlar gerçekten çok lezzetli.