Это не так уж страшно Çeviri Türkçe
32 parallel translation
Это не так уж страшно.
Ölmezsin.
Это не так уж страшно. Ничего.
- Fena sayılmaz.
Это не так уж страшно, если все захотят вам помочь.
Bunun önemi yok. Tabii onlar da sana yardım etmek isterse bilemem.
Это не так уж страшно.
Bu o kadar da kötü değil.
Это не так уж страшно.
O kadar önemli değil bu.
Это не так уж страшно.
Zaten büyük bir anlaşmada değildi..
Наш главный инженер сказал, что всё это не так уж страшно, но всё-таки, немного сбивает с толку.
Baş mühendisimiz az önce bana, bunun büyük bir sorun olmadığını söyledi. Öyle bile olsa, bu biraz dikkat dağıtıcı.
А за остальное не беспокойся - это не так уж и страшно.
Ah, diğer olaya gelince. Gözünde büyütme.
Может быть это не так уж и страшно.
Belki de o kadar kötü olmaz.
Это прикольно и не так уж и страшно.
Ve, ee... - Bilirsiniz, kimse yaptığımızı görmez, duymaz.
По-моему, это не так уж страшно.
Pek de kötü değilmiş.
Не так уж это и страшно.
Çok korkunç değil, değil mi?
Не так уж это страшно.
Korkacak bir şey yok.
- Это не так уж страшно.
- Bu gerçekten çok ani oldu.
Это не так уж и страшно.
Bu gerçekten de büyük bir bahise benzemiyor.
Ну, не так уж это и страшно.
- Çok da kötü değil.
Да, ну в общем думая, перед разговором, не так уж это и страшно.
Konuşmadan önce düşünmek, Trey'in iyi yaptığı şeylerden biri değildir.
Они просили меня о помощи и я думала, что это не так уж и страшно Потому что понарошку. Понимаете?
İnsanlar gelip benden bir şeyler yapmamı istiyorlar bende sorun olmadığını düşünüyordum çünkü hiç biri gerçek değildi.
Это... это не так уж и страшно.
Bu manyak bir şey. O kadar da büyütmeye gerek yok.
Это не самое страшное Это не так уж и страшно, как раньше с Дэмианом.
Yani tabi, Damien'le olandan daha kötü değili.
Знаю, что это не звучит так уж страшно - облако - но это облако вдруг как бы переносит вес машины на крылья.
Biliyorum, - bulut - lafı kulağa çokta korkunç gelmiyor fakat bu bulut, kanatlar üzerinde aniden bir araba ağırlığında baskı yapıyor
Это не так уж и страшно...
Tabii, tabii.
Это не так уж и страшно.
Kötü de olmaz hani.
Да ладно тебе. Не так уж это и страшно.
Bir şey olmaz.
Послушай, Джесс, это не так уж и страшно.
Bak Jess o kadar da büyütülecek bir şey değil.
Видишь, когда я представляю все вот так, это звучит не так уж страшно, да?
Gördün mü? Böyle söyleyince o kadar da korkutucu gelmiyormuş, değil mi?
Эй! Это было не так уж страшно.
Bu o kadar da fena değildi.
Успокойся, это не так уж и страшно.
- Sakin ol, büyütülecek bir mesele değil.
- Я не думала, что это будет так уж страшно.
- Önemli olduğunu düşünmemiştim.
Ты только спал с ней, это уж не так страшно.
Onunla sadece yattın. Bu kadar korkutucu olmamalı.
В общем, имея это в виду, в смысле... может, не так уж страшно, если бы... мы были... ну, понимаете, как бы... все... вместе?
Yani, bunu aklınızdan çıkarmayın... Asıl ne yanlış olurdu biliyor musunuz? Birlikte nasıl desem hep beraber yapsak.
Это не звучит так уж страшно.
Korkutucu durmuyor.