0f Çeviri İngilizce
203 parallel translation
- Elbette... deniz...
- 0f course... the sea...
Elbette değil.
0f course not.
Elbette, daha çocukken öğrendim.
0f course, I learned as a boy.
Futbolu.
0f football.
Büyükannem Livia'nın.
0f Livia, my grandmother.
Yaptım, tabi ki.
0f course.
Jerry, o kadar fazla olmasa da senin de öyle olduğunu biliyorum.
I know, Jerry, that you are as human as the rest 0f us, if not more so.
Çünkü söyleyeceğiniz herşey mahkemede...
RUPERT : Mm-hmm. Because anything you say from here on out might be used against you later on in a court 0f law.
- elbette ki gerginsin...
- 0f course you're tense...
Tabii ki biz sudaydık!
0f course we were in the water!
Tabii ki, bildiğiniz gibi, yüzdüm, yine yüzdüm.
0f course, as you know, I swam and I swam.
- ( Bilko ) Tabi ki.
- 0f course.
Azmin nedeniyle senden korktukları ve seni bir çölün ortasına bırakıp gerçek işte burada dediklerinde onlardan bir kürek isteyeceğini bildikleri için bodrumdasın.
You're in the basement because they're afraid of you. 0f your relentlessness. And because they know they could drop you in the desert, tell you the truth is out there..... and you'd ask'em for a shovel.
- Elbette verirler. 21
- 0f course they will.
" Elbette.
" 0f course.
Elbette.
0f course.
" Elbette. Neden olmasın?
'" 0f course, why not?
KİRAZIN TADI
A TASTE 0F CHERRY
Yani beni arkadaşın olarak görmüyorsun. Elbette görüyorum, biz arkadaşız.
So you don't think of me as a friend 0f course I do, we're friends
Tabii ki duyuyorum.
0f course I do
Elbette ki hayır... sadece üç gece.
0f course not... just three nights
Elbette
0f course
Elbette, Ölüm bir çözümdür, Fakat ilk olarak değil. Bu genç yaşında değil.
0f course, death is a solution but not at first, not during your youth
Tabii ki.
0f course.
Almanya'nın... Birinci Dünya Savaşı sonrasına kadar.
0f Germany, who lost it after WW1.
Tabii, asla eskisi gibi olamayacak.
0f course, she'll never be the same.
Tabii ki arzuluyorum, fakat bu şekilde değil.
0f course I do, but not this way.
Tabii ki ediyor.
0f course it does.
- Tabii ki.
- 0f course.
Elbette bir sopayla oynarken oyunu çok da ileri götürmemesi önemli.
0f course, it is important when playing with a stick not to take the game too far.
Tabii ki korkuyorsunuz.
0f course you're afraid.
- Elbette.
- 0f course.
Tabii ya!
0f course!
HAYATININ SON DAKİKASI BAŞLADIĞINDA
WHEN THE LAST MINUTE 0F HIS LIFE STARTED
Tabii ki hamile değilim.
0f course I'm not pregnant.
- Tabii ki eminim.
- 0f course I am.
- Gerçekten!
- 0f course!
Tükürüyorlar, vuruyorlar, zıplıyorlar... Tabii ki onlara küfretmek istiyorum.
They spit, hit, jump... 0f course I want to yell at them.
Elbette, bu bir çılgınlık!
0f course, it's insane!
- Tabii ki...
- 0f course...
Tabii ki, tabii ki.
0f course, of course.
Evet, devam edeceğiz tabii, bu gece bizim gecemiz, daha yeni başladık!
0f course we will keep on playing! The next one is an ice-breaker!
- Donduğu zaman boruları sarıyoruz ya da geçen sene olduğu gibi sıcaklık yüzeyde - 20 dereceye düştüğünde ve çok soğuk havalarda su donmasın diye musluğu azıcık açık bırakıyoruz.
- If it freezes... we pad around the pipe, or we let it drip to stop it freezing when it gets really cold, like last year, when it got to - 7 0F on the ground.
Bunların içinde en yıkıcı olanı muhtemelen balık avı ve asıl sorun olan balık avlama şeklimiz.
0f all of them, probably the most destructive is fishing, and it's the WAY we catch fish that's the problem,
Göçmen işçiler hakkında yeni bir yerin dışında gibi gözüküyor.
- 0f course. It just seems a little out of place in a novel about migrant workers.
Bir biscotti, elbette.
- A biscotti. 0f course.
Orada... birkaç pislik herifte vardı.
There were... some really nasty guys. Guess who they were? BAR QUEEN 0F DIAM0NDS Government inspectors!
- Neyden?
- 0f what?
Tabii ki iyi.
0f course it's good.
Geri çevirmek istemezdim.
0f course I wouldn`t.
Tabiki.
0f course.