10 sent Çeviri İngilizce
490 parallel translation
- 10 sent para verdi. - Çıkar onu buradan. Çıkar.
- Get him outta here.
Elindekini 10 sent ile değişmek ister misin?
How'd you like to have a dime to go with it?
Ceza kutusuna 10 sent daha borçlusun.
That makes 10 cents more you owe to the dunce box.
Hisse başına 10 sent'e satılıyor ve...
- These shares are selling for ten cents a share and...
- 10 sent, öyle mi?
- Ten cents, eh?
Hisse başına 10 sent'e satılıyor.
These shares are selling for ten cents a share.
Bu hisseler 10 sent'e satılıyor.
These shares sell for ten cents.
- Hisse başına 10 sent değerinde.
And they're worth... Ten cents a share.
Ondan daha iyi olan, hisse başına 10 sent'i istemez misin?
How would you like something better for ten cents a share?
İşte, size 10 sent borçluyum.
Here, I owe you 10 cents.
10 sent borç verirsen getiririz.
We'll get it if you lend us 10 cents.
10 sent mi?
10 cents?
- 10 sent daha.
- Up a dime.
Bu 10 sent'i vurabilir misin sence? Parmaklarımın arasında dururken.
Do you think you could shoot this dime if I held it between my fingers?
İşte al 10 sent.
Here, this dime's the bankroll.
Tam buraya 10 sent koydum.
That dime I put right there.
Bozuk parayı görmedim ama surat ifadesinden anladığım kadarıyla 10 sent falandı.
Well, I didn't see the coin... but from his face, I think it was 10 cents.
Onunla inen beyefendi onca yol için sadece 10 sent tip verdi.
The gentleman that got off with her... give me 10 cents from New York to Jacksonville.
Taze kavrulmuş Georgia fıstığı, paketi 10 sent.
Get your fresh-roasted Georgia goobers, 10 cents a bag.
İşte bizim paylarımız. 10 sent benim için, 10 sent Bay Nolan için ve çocuklar için de 5'er sent.
And here's ours. Ten cents for me, 10 cents for Mr. Nolan, a nickel for each of the children.
Al bakalım, sana da 10 sent.
And a dime for you, my boy.
- 10 sent yeter. - Kalınacak en iyi otel neresi?
What's the best hotel in town?
Sana dal başına 10 sent ödeyeceğim ya da alışverişimi başka yerde yaparım.
I'll pay you 10 cents a branch or take my trade elsewhere.
Dal başına 10 sent.
Ten cents a branch.
İnsanlar asla anti-semitik toplantılara gitmesin ve Gerald LK Smith'e 10 sent bile göndermesin.
The people that'd never go to an anti-Semitic meeting or send a dime to Gerald LK Smith.
151.55 $ eder ve 10 sent de bahşiş.
That's $ 151.55 and a 10-cent tip.
- Yarın benim için 776'ya 10 sent yatır. - 776.
Put a dime on 776 for me tomorrow. 776.
113'e 10 sent yatırmıştım.
I had a dime on 113.
5-10 sent için bir mağazada.
The five-and-ten-cent store.
Sadece 10 sent.
It's only a dime, 10 cents.
Ben... 10 sent?
I'm- - No dime?
Yirmi dolar ve 10 sent.
Twenty dollars and 10 cents.
Pekala, baylar, varoluşun 17 yılından sonra Birleşmiş Ticaret Kurumu'nun kitapları gösteriyor ki rakamlar korkunç 3200 pound 8 şilin ve 10 sent borcumuz var.
Well, gentlemen, after seventeen years of existence, the Amalgamated Mercantile Society's books show the startling figures of a liability of three thousand - two hundred pounds, eight shillings and 10 pence.
Ayrıca toplamda 11 pound, 8 şilin ve 10 sent.
And a total asset of eleven pounds, eight shillings, and 10 pence.
En azından 10 sent dengede.
Well at least the 10 pences cancel each other out.
15 peso, 10 sent, bayım.
Quince pesos, diez centavos, señor.
Alt tarafı 10 sent.
A little dime you don't need?
Viski için 10 sent daha.
Ten cents now, plus the whiskey.
- Ah, evet. 10 sent, toplam 2.05 dolar.
- Ah, yes. Ten cents, two five.
Hadong'dan Park Efendi on torba hurma Youngkwang'dan Choi Efendi on paket balık Wando'dan Oh Efendi deniz kulağı Taean'den Park Efendi otuz torba yosun ve tüm sekiz eyaletten daha bir çok haraç gönderildi.
Park from Hadong sent 1000 big persimmons, Choi from Youngkwang sent 240 dried corvinas, Oh from Wando sent 10 abalones,
Jim Wade'in 10 basit dersini anlatan küçük kitapçıklarımız için 25 sent gönder.
Send 25 cents for our little booklet telling how Jim Wade does it in 10 easy lessons.
10 kelime, 55 sent.
Ten words, 55 cents.
Hemen gel. - Saat 10 : 00'da bir not göndermiş.
- He sent a note over at 10 : 00.
Sana on tane mektup yazdım ama hiçbirini göndermedim.
I wrote you 10 letters and never sent any of them.
Bu sabah saat 10'da, Müfettiş Gruber geldi, onu çalışma odasına götürdüm... Sonra Mr. Czaka beni saatlerine bakmam için istasyona gönderdi.
This morning, when Inspector Gruber arrived, I showed him into the study... then Mr. Czaka sent me down to the railway station for a timetable.
10 dakika önce Carstairs bana bir mesaj gönderdi.
Carstairs sent me a message not 10 minutes ago.
Benimle temasa geçmek için bu akşam 10 : 00'a kadar süresi olduğuna... aksi halde bildiklerimi polise götüreceğime dair haber saldım.
I sent out word that she had till 10 : 00 tonight to get in touch with me... or I'd take what I know to the police.
Biletleri şu arkadaş satıyor. Sadece 10 sent. 10 sent.
It only costs you a dime, ten cents, the tenth part of a dollar, and on the inside they will unveil the most artistic...
Sen çoktan on yılını harcadın.
YOU SENT 10 ALONG ALREADY.
Tanesi 10 sent.
Ten cents apiece.
- 10'a 1 dolar ve 6 sent.
- A dollar and six bits on ten.