180 Çeviri İngilizce
1,653 parallel translation
Beyaz bir erkeğin cesedi, yaklaşık 90 kilogram...
Body of a white male, approximately 180 pounds.
İkinci bölgedeki 9A istasyonunun 180 metre çevresinde.
It's within 200 yards of Tower 9-A, phase two.
Bir "Her neyse, kaltak" ve çalışma holüne 180 derece geri dönüşle birşeyler yaşayabilirdik.
A "whatever, bitch," and a 180 back to study hall and we could have had something.
Max, Jimmy'ye çıkıştığında 8. Sokak'taki bir bardaymış.
The night Max did his 180 on Jimmy, he was at a bar on 8th Street.
Burada yüz seksen dolar yazıyor.
this is $ 180.
Yüz seksen dolar mı?
can we just, uh... $ 180?
Pentagon'a yaklaşık 25 km. uzaklıkta bulunan, Andrews Hava Üssü'ndeki, Başkent Washington'un "Ulusal Muhafız Birliği" nden üç F-16,. Kuzey Carolina'daki bir eğitim görevi için, 180 deniz mili uzaklıkta bir mesafeye uçurulur.
Three F-16s from Washington DC's National Guard at Andrews Air Force Base, 15 miles from the Pentagon, are flown 180 nautical miles away for a training mission in North Carolina.
Aaron, Beyaz Saray'ın hemen karşısında, Lafayette Parkı'nda bulunuyorum, muhtemelen, Beyaz Saray'ın konut binasından yaklaşık 180 m. mesafede, yaklaşık 10 dk. önce, yukarıda dönüp duran, beyaz bir jet vardı.
"Aaron, I'm standing in Lafayette Park directly across from the White House" "perhaps about 200 yards from the White House residence itself" "about 10 minutes ago there was a white jet circling overhead."
Iga Saklı Kabza'ya bundan yaklaşık 180 yıl önce geldim.
It was a mere 180 years ago that I found myself in Iga Tsubagakure.
Limana hızla gir ve bir 180 çek!
Rush in and pull a 180 at the pier!
Sonra da 180 derece dönüp yumuşak olduğunu itiraf ettin.
And then fast as you can squeeze out a fart, you confessed me you're a fag.
Evet, daha şimdiden, 1 80. bölgeden çalınan bir oy sandığı ile ilgili bir arama geldi.
Yeah, we already received a call about stolen voting machines down in Precinct 180.
Kalkıştan sonra, 180 uçuş numaralı uçak patlamış.
And on takeoff, Flight 180 blew up.
Bu olay, 180 uçuş numaralı uçağın düşmesinden bir yıl sonra oldu.
Look. This occurred one year to the day... of the Flight 180 disaster. Look at the road sign.
Yol işaretine bak. Bunları, 180 numaralı uçuş konusunu aklına benim getirdiğimi düşündüğün için gösteriyorsun sanırım.
Look, I guess you came to me with this... because I'm responsible for putting this in your head... with the Flight 180 thing.
180 numaralı uçuştaki çocuklar, uçakta kaldıkları takdirde ölecekleri sırayla, kazada öldüler.
OK, those kids on Flight 180 died in accidents... in the order they would've died if they'd have stayed on the plane.
Fotoğraf makinesindeki resimlerden 180 numaralı uçuştan, Frankie ve Lewis'ten ve Ian'la Erin'i neden görmeye gittiğimizden bahsettim.
I told them about the pictures in the camera... and Flight 180 and Frankie and Lewis... and why we went to see lan and Erin and...
180,000 kişilik bu kalabalık müthiş bir gün geçiriyor.
... and this crowd of over 1 80,000 is enjoying one heck of a day.
- 180 kilometre ötede.
180 kilometers away.
180 kilometre mi?
180 kilometers!
160, 170, 180.
160, 170, 180.
Hemoroidli küçük çocuğu 16 blok öteye götürmen için 180 dakikan var.
One hundred and eighteen minutes to get a little hemorrhoid 1 6 blocks.
Saatte 180 km. basarsan, sana yetişemezler. Denemezler bile.
You can do better than 180 k, they can't catch you, so they don't even try.
Android denek, dört aylık, 82 kilo.
Android subject, four months of age, 180 pounds.
956, 180 baş ver.
Executive 956 turning 180.
Her şey aniden hızlandı ve kamuoyu dalgası neredeyse 180 derece benim lehime döndü.
And then... everything just skyrocketed, and the tide of public opinion turned in my favor almost 180 degrees, because regular people thought,
180 olmalıydı, bu nasıl olur?
It used to be 180, how is that possible?
Borneo'nun 180 kilometre doğusunda.
It lies 120 miles due east of borneo.
230 avro 180 avro
230 EUROS 180 EUROS
biliyorsunuz ülkede şuan 180.000 benzin istasyonu var.
You know, we have a 180.000 gas stations.
Bu bir tak çalıştır melez PRIUS, ki normal bir Toyota PRIUS'un aynısı, bu size galon başına 150, 180 mil tasarruf imkanı sunuyor.
This is a Plug-in Hybrid PRIUS, which is a modification to a normal Toyota PRIUS that allows you to travel, which gives you up to 150, 180 miles per gallon for the first 50 to 60 miles of the day.
180'e 120. Kriz geçirecek.
( MONITOR BEEPING RAPIDLY ) He's 180 over 1 20, he's gonna stroke.
Dr. yengeç eti adlarını değiştirmek için 180 $ bulamadı.
Dr Crabmeat here hasn't come up with the $ 180 to change their names yet.
180 derece döndün şimdi.
You've done a complete 180.
Babam bir neden yokken 180 derece dönmez.
My father doesn't just change on a dime like that unless there's a reason.
Boca Raton'da babanın adına kayıtlı 180 bin doların bile izini sürmüşler.
They even tracked down the 180 grand in Boca Raton under your father's name.
Gedik, deniz seviyesinin 180 metre üzerindeydi.
The breach was 600 feet above sea level.
- Demek şu gediği bulup araştırdınız. Sonra Küre ortaya çıktı. Londra'nın 180 metre yukarısında.
So, you find the breach, probe it, the Sphere comes through 600 feet above London, barn!
Fitz Sokağında, 180 metre ilerde...
- Waiting up Fitz Street, 200 yards...
Şifreleme sistemleri iyiyse, 180-256 bitlikse- -
If they're using a sophisticated encryption system, it could be 128, even 256 bit...
- 180.
180.
170,000... 180,000.
170,000... 180,000.
Toplamda üç kamera var. Kapıda bir tane balkonda iki tane var. Her biri 180 derece açıyla çalışıyor.
There are three cameras in total, one on the door, two on the balcony, each doing a 180 degree rotation.
Toplanın. Carol. 180 sayı.
Whoa, Carol!
81 kilo civarı, zayıf bir aksanı var, Alman veya Hollandalı.
About 180 pounds, slight accent, maybe German, maybe Dutch.
Schane bir 180 çekti.
Schane pulled a 180.
Evet ve sen de yalnız 81 kiloyum demiştin.
Yeah, and you said you're only 180 pounds.
Ve sonra 100 kilo ağırlığında başka bir adam onun üzerine düşer.
And then another guy weighing 180 falls and lands on top of him.
180 ekran projeksiyonlu televizyon ve delüks çevresel ses istiyorum.
SO I WANT THE PROJECTION TV WITH THE 6-FOOT SCREEN AND THE, UH, DELUXE SURROUND SOUND.
- Yüz seksen milyar dolar.
- $ 180 billion.
180cm uzunluğunda, polis kıyafetli. Hareket etmekte güçlü çekecektir.
He's about 180 cm tall and dressed as an officer, he's uncomfortable to move,