English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ A ] / Abartmıyorum

Abartmıyorum Çeviri İngilizce

249 parallel translation
Gerçekten, abartmıyorum.
Really, I'm not exaggerating.
Bu sefer abartmıyorum, müfettiş.
This time I do not exaggerate, Inspector.
İnan abartmıyorum Andrea.
Believe me, Andrea, I'm not.
- Abartmıyorum.
- I'm not.
Abartmıyorum.
Oh, no.
Abartmıyorum yani, hakikaten manyakça.
And I really mean something terrific.
Abartmıyorum!
I do not exaggerate!
Abartmıyorum, kusura bakmayın! - Bakın!
I swear on my honour, I'm not kidding.
- Fazla abartma. - Fazla abartmıyorum.
Don't overdo it.
Hiç abartmıyorum, Pedere ne olursa olsun yetmez.
Without no exaggeration, whatever happens to Reverend ain't enough.
Abartmıyorum.
That's no put on.
Olmadık şeyler, hiç abartmıyorum.
It's odd, and this is only an understatement.
Hayır, abartmıyorum.
I`m not. I`m not exaggerating.
Abartmıyorum.
I haven't exaggerated.
Abartmıyorum, memur bey!
I'm not, officer.
Abartmıyorum, değil mi?
I haven't exaggerated it, have I?
Aslında.. .. hiç abartmıyorum..
The fact is... without any exaggeration...
- Hiçbir şeyi abartmıyorum!
- I exaggerate nothing!
Hayır, abartmıyorum. Sana da güvenmiyorum.
I got inside his room and I could plant bugs.
Abartmıyorum.
I'm not exaggerating.
Efendim, emin olun abartmıyorum.
And you do understand, sir, I'm not exaggerating.
Yer gök dolaşıyoruz, abartmıyorum.
We move heaven and earth, no exaggeration.
Atmosferden geçmeyi başarabilen meteor sayısı o kadar düşüktür ki bizim sınıfta bir kişinin başına düşme ihtimali abartmıyorum astronomik boyuttadır.
The percentage of meteors that survive entry into the atmosphere is so small... that the odds against it happening locally to some one in our class... are astronomical, no pun intended.
Yüzlerce kadın ki bunu abartmıyorum madam,... bunu ödemişlerdir.
"Hundreds of women, and I am not exaggerating, madame... "... have paid for it.
Abartmıyorum!
I'm not exaggerating!
Hayır, abartmıyorum.
No, I'm not.
Hayır, abartmıyorum, Raoul.
No, I'm not trying to be a noodge, Raoul.
30 ya da 20 yıl önceki gibi... abartmıyorum.
I feel as I did 30 or 20 years ago... without exaggerating.
Hayır, abartmıyorum.
Oh, Gloria.
Abartmıyorum.
That's no lie.
Bir de ona avukatlık etmesi için kimi getirdiğime bak ülkenin en iş bitirici avukatlarından biri abartmıyorum, geleceğin adalet bakanı.
Look who I've gotten to be his attorney... one of the most talented in the nation... a future Minister of Justice, no less.
Hayır abartmıyorum.
No, I'm not exaggerating.
Sizin hakkınızda çok şey duydum, inanın abartmıyorum.
I've heard much of you, and the praise hasn't been exaggerated.
Gerçekten abartmıyorum.
Indeed I do not, nor cannot.
Abartmıyorum. Gerçek anlamıyla söylüyorum.
I'm not just tossing out hyperbole.
Abartmıyorum.
All right.
- Abartmıyorum!
- I'm not overreacting!
Sorun... Sorun gerçekler abartmıyorum gerçekler acıdır.
The problem - the problem is that the truth - and I mean this literally - the truth hurts.
Hiç abartmıyorum.
I shit you not.
Abartmıyorum.
No pun intended.
- Abartmıyorum. Bunlar gerçek.
I'm not exaggerating. lt's true.
Telafi etmek için bir şeyi abartmıyorum.
I'm not overcompensating, you know.
Deli değilim ve durumu da abartmıyorum.
I'm not insane and I'm not overreacting.
Gerçekten abartmıyorum.
It can be hard to take.
Kesinlikle fazla abartmıyorum.
I certainly am not overreacting.
- abartmıyorum, belgelenmiş gerçektir -..
It's a documented fact.
Hiç de abartmıyorum!
Nothing of the sort!
- Hayır abartmıyorum.
No, I'm not.
Ve hiç abartmıyorum.
And I'm notexaggerating.
Durumu abartmıyorum.
I'm not exaggerating in the slightest.
Tamam, belki bazı şeyleri abartmışımdır... çünkü bilirsin, bunu aptal liseli kızlar için yazıyorum.
Okay, maybe I exaggerated some stuff...'cause, you know, I'm writing this for stupid high school girls.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]