Adjust Çeviri İngilizce
1,815 parallel translation
Ve benden uyum sağlamamı istiyorsun.
And you just want me to adjust to it.
Uyum sağlamak, bilirsin...
"Oh, it's polio, you know. Just adjust to it."
Şu anda bir tahminde bulunacak olursam, yönümüzü değiştirebiliriz.
But if I had to make a guess right now, I'd say we could adjust our trajectory.
İkarus, lütfen kalkanı dönecek şekilde ayarla.
Icarus, please adjust shield to allow for rotation.
- Rotayı ayarlayın, teğmen.
- Adjust course, lieutenant.
Kendimizi buna uydurmak çok zor, çünkü normal bir hayat yaşamıyorduk.
And it's incredibly difficult to adjust, because we haven't lived normal lives.
Sana kaç kere söyledim, arabamı kullandığında koltuğun ayarını değiştirme!
How many times I got to tell you, when you drive my car, don't adjust my seat!
- Düzelmek için biraz zaman lazım.
- Needs a little more time to adjust.
Bir de bu eksikti.
I adjust what we need.
Gözlerim alışmaya çalışıyor.
Eyes are just starting to adjust.
Yeni bir elbisem vardı babam eteklerini düzeltmemi söylüyordu.
I had a new dress... and asked my father to adjust the skirt.
Onu sağa sola götürmeye devam edersek hiçbir zaman uyum sağlayamayacak.
He's never gonna adjust to it if we keep yanking him out.
Tek yapman gereken davranışlarını ona göre ayarlamak.
That means you have to adjust your behavior.
Onunla nasıl geçinebileceğim?
Then how will I adjust with him?
O seninle geçinebilir, o bir Hintli.
He will adjust.. he is Indian..
Evlat. Onunla geçinebilir misin?
Son, will you be able to adjust?
_ Tabiî ki.
- l will adjust, dad..
- Sorun yok, onunla geçinebilirim.
- No problem, dad. I will adjust.
Alışmaya başladın mı?
You starting to adjust?
Yatak ayarları.
Bed adjust.
Görelim!
Let me adjust the scope.
Sanırım birinin ilaçlarımı ayarlaması lazım!
I think someone needs to adjust my meds!
... sanırım buna biraz alışmak gerekiyor.
Just need a little time to adjust.
Parametreleri ayarlamaya çalışıyordum.
I've been trying to adjust the parameters.
Vücudunun düzene girmesi için zamana ihtiyacın var.
Your body just needs time to adjust.
Namluyu dikkatlice ayarlamayı unutma.
Don't forget to adjust for that error.
Yerçekimi alanı ve Yeryüzü devir oranını - 0.0009'a ayarla.
Adjust for the gravity field and revolution of the Earth by - 0.0009.
- Böylece beynimiz birbirimizi farklı algılamaya uyum sağlayabilir.
- Why? So the brain can adjust to alternate perceptions of each other.
- Vücudun alışması zaman alıyor.
- It takes the body awhile to adjust.
- Alışmak istemiyorum.
- I don't want to adjust.
Bölüm'e göndermeden önce raporu değiştirebilirim.
I can adjust the report before I send it to Division.
Stratejimizi değiştirmemiz gerekiyor.
We'll have to adjust our strategy.
- Çabuk uyum sağlayacaktır.
And she'll adjust quickly.
Alışması zaman alabilir ama endişe etme. Her şey düzelecek.
It might take him some time to adjust, but... don't worry, everything's going to turn out fine.
Gözün alışır.
Your eyes will adjust.
Ben bunu ayarlarken parmağını burada tut.
Keep your finger on the space bar while I adjust this.
menzil 100 metre.. her atım için dışa doğru 25 metre ayarlayın.
H.E. Range : 100 meters... and adjust outward 25 meters per round.
Vergi konusuna geçersek, senatör, eğer seçilirseniz vergi sistemini daha önce milletvekili Bridges'ın önerdiği şekilde düzenleyecek misiniz?
Moving on to the issue of tax policy, senator, if elected, would you adjust the current tax system as congressman bridges suggested earlier?
- Şunu bir ayarlayayım.
- Let me just adjust this.
Şöyle ayarlayacağım ve...
I'll just adjust it here and...
Rüzgarı da hesap et.
Adjust for wind.
Anteni ayarlamak için iki defa dönmek zorunda kaldı.
He had to turn to adjust the antennae.
Eğlencenin yarısı? Tatlım eğer olur dersem.. bu yüzdeyi daha da düşürürsün.
Oh, honey, if I ever do say yes you're gonna adjust that percentage way down.
Hatırlasana, babanın bunu kabul etmesi ne kadar uzun zaman almıştı?
You remember how long it took for your father to adjust?
Gerçek şuydu ki... Wisteria Lane'deki herkes, Carlos'un içinde... bulunduğu duruma alışmasına... yardım etmek için istekliydi... Ama karısı...
In truth, everyone on wisteria lane was more than willing to help caos adjust to fe as a blind man- - everyone, that is... but his wife, who was quickly starting to feel she was the one with the handicap.
Bilirsiniz, herzaman ayarlamalar yapmanız lazım. davulun sesi herşey
You know, you always have to adjust the sound of the drums and everything.
Afedersiniz, düşündüm de dikiz aynasını biraz daha iyi ayarlamam lazım.
Sorry, I just thought that I should adjust this mirror a smidge.
6 ay oldu ve artık bazı şeyleri halletmenin zamanı gelmiştir.
Okay, it's been six months, and maybe it's time we started to adjust to something.
Toby'nin sandalyesindeki destek çubuğunu ayarlıyorum. Hani şu yukarı indirip kaldıran. Çalışmıyor da...
I'm trying to adjust the lumbar support on Toby's chair, and that made this up / down lever thing not work.
Biz, ayarlayabiliriz..
We can adjust..
Dolu yaşam ayarlar
Full life adjust.