Adres Çeviri İngilizce
4,424 parallel translation
- Açık adres lazım.
I need the full address.
O kadarı yetmez, tüm adres gerekiyor.
That's not enough. I need the whole address.
Gerçek bir adres vermek zorunda kalıyorlar.
They end up using a real address.
Az önce bir adres buldum.
I just got an address.
Bir adres buldum.
There's an address.
Nakit parayla tek kullanımlık telefon alıyor üstelik adres bırakıyor.
The guy buys a burn phone with cash but leaves an address.
Evet ama nişancı telefonu alırken adres verdi.
Yes. Yet, our shooter gave his address to the store.
Adres burası.
This is the place.
Adres hemen şurada.
It's right here.
Burada bir adres var.
There's an address here.
Birisi yayınlanan fotoğrafı görüp aramış. Elimizde adres var.
Somebody saw the photo we released, phoned in - we've got an address.
Seni tutukladığımız zaman adres defterinden kimin adını sildin?
Whose name did you cross out in your address book when we arrested you?
Yeni adres.
New address.
İşte yeni adres.
Here's the new address.
Adres zarfın üstünde yazılı.
The address is on the envelope.
Yağmur yüzünden adres silinmiş hatta posta kodu bile kalmamış.
You see, the rain washed out the address, and look, there's not even a zip code.
Rigby, kaçıranlar hakkında Bir kimlik ve adres var.
Rigby, I got an I.D. and an address on the tatted kidnapper.
- Bir adres ve saat var.
It's an address and time.
Tam adres, 421 Rostami Sokağı.
The address is 421 Rostami Street.
Bu, adres konusuyla mı ilgili?
I mean, is this about the address?
- Evet, adres burası.
Yeah, this is the address.
- Adres nerede?
- To where?
Adres öğrenildi ; 715. daire.
Hippo's nest confirmed, ♪ 715.
Adres burası.
This is the address.
Adres yok.
No address.
Sen bana et ve sosis için adres verdin.
You gave me the address for the lamb and sausage.
Bilmiyorum, adres hakkında bilgim yok ama operasyon araçları Aylesbury yolundalar.
I don't know, I couldn't get an address, but Operations have got the truck headed towards Aylesbury.
Michelle, Santa Monica'daki liseye gidebilsin diye o daireyi adres gösterecektim.
I was renting the apartment to establish residency so Michelle could go to high school in Santa Monica.
"Araziyi ve evleri tamamıyla onlara bırakıyorum. Adres : 1066 Kuzey Hastings Bulvarı."
I give wholly and completely the property and domicile of 1066 North Hastings Boulevard. "
Tam adres yok.
No specific address.
- İstediğim tek şey bir adres.
All I need is an address.
Arkanda bıraktığın cesetlerin adres verir gibi benim evimi göstermesinden bıktım.
You've done enough, don't you think, leaving a trail of bodies like a roadmap to my door?
Kayda geçen adres ve telefon numarası da hepsi sahte.
And the address and the phone number that he listed on the registry, they're fakes, as well.
Eğer istersen bilinen son adres bilgisi de var.
I got his last known address, here, if you want it.
Bir süre önce aradı ve bir adres istedi.
He called a little while ago, needed an address.
Telefon yok, adres yok.
No phone number, no address.
Son bilinen adres bir göçmen sığınağı.
Last known was a refugee shelter.
Son bulunduğu adres 49 derece Doğu, 107. Sokak.
Last known address, 107 49 Street East.
ve yeni taşınmış o yüzden adres yokmuş.
and he moved recently so they don't have an address for him anymore.
Personel dosyasinda bir adres olmali.
His personnel file, it would have to have an address.
Bir adres buldum ve şansımı denedim.
I found an address and took a shot.
Bana bir adres gönder nerede olduğunu bilmemi istiyorsan.
Send me an address if you want me to know where you are.
Belki bir adres çıkarabilirsin.
Maybe you can conjure up an address.
Bu adres tapudaki adresle eşleşmiyor.
This address does not match the once on the deed.
Acilen bir ambulans yollayın, adres 1459 South Laurel.
Send an ambulance A.S.A.P. to 1459 South Laurel.
Ellen Owens'ın ehliyetindeki adres güncel değil.
The address on Ellen Owens'driver's license is out of date.
Evsizler özleri gereği geçicidir ; size ulaşabileceğiniz bir adres falan bırakmazlar.
The homeless are transient by definition ; it's not like they leave a forwarding address.
Adres var mı elimizde?
We got an address?
Bir adres aldım.
I got an adress.
Elimdeki tek şey en son adres bilgisi.
All I have so far is a last known address.
- Adres var mı?
Got an address?