Ahi Çeviri İngilizce
73 parallel translation
Off!
Ahi!
~ Ahi ve hür
~ Bountiful and free
Ahi... çok ileri Ahit.
New Test... very progressive Testament.
Seni sevmiyorum ve bir daha da sevmeyeceğim. Şimdi ahi gitmiş vahı kalmış çiçeklerini de al ve iş yerimden defol git!
Take your tired-ass roses and get the fuck out of my place of business.
Ali MacGraw!
Ahi M acGraw!
Bu ne biçim dayak!
Ahi! Ahi what a bash up!
Güneşte üç dakika kalırsa orkinos gibi pişer.
Three minutes in the sun, she'd sear like an ahi tuna.
Tru, ton balığının çok lezzetli olduğunu söyledi.
Tru says Ahi tuna's incredible here.
Biberli Ahi ton balığı ve kıtır ıspanak.
The pepper seared ahi tuna with crispy baby spinach.
Tatlım bize yanına hardal olan Sezar salata getirir misin?
Oh, it's- - oh, honey, honey, can we get a couple of seared ahi salads with honey mustard on the side?
Bir davete deniz mahsulleri veriyorlarmış. Tyler, Ahi yerine Mahi Mahi siparişi verince'Cornell'in tepesi atmış.
They were catering a seafood banquet when Cornell flew into a rage because Tyler had ordered mahi-mahi instead of ahi.
Gecenin spesiyali "red snapper" yerine "ahi tuna" ya döndü.
Tonight's special just changed from red snapper to ahi tuna.
Gidelim.
Lleveme ahi.
- Ben de sebze salatası yedim.
I had an ahi salad
- Ahi!
- Ahi!
Dün gece ton balığı yedik. Ve armut salatası.
We had seared ahi last night, pear salad.
- Seared ahi, karışık salata ve buzlu çay, lütfen.
- Seared ahi, mixed greens and an iced tea, please.
Ahi iyi.
Ah, good.
Tamam, bir ton balığı, çok ince dilimlenmiş.
OK... one ahi tuna, sliced extra thin.
Karşıda.
Mi hermano? Es ahi.
Uh şuna bak.
Ooh, ahi tuna.
Yalnız, yediğin sarmalara dikkat etmezsen, Chuck seni de madde bağımlılığından tedaviye almamız gerekecek.
I'm so glad that you both could come. You should watch those Ahi rolls, Chuck or we'll be treating you for substance abuse.
Ahi nasıl?
How's the ahi?
Her Ahi ogluna bi çubuk demir, bi kucak taş... indir o taşları kervan düzmüşsünüz.
After each Brother's pilfered a bit of stone there'll be nothing left.
Teşkilat. lş çoktur amma, ahi değilsen zordur.
A fraternity. There's work if you're a Brother.
Ey bursalı ahi kardeşler esnaf kardeşler bakun, bakun da ibret alun şu halümden
Hey, people of Bursa. Brothers in trade. Look at me and be warned!
Ahi kardaşlarün arasuna kabul edüle... Hanumuz Orhan Gazü ecdadınun Bursa'da hamisi ve vekilü olarak, kendisünün desturuyla ve de Nilüfer Hatun'un iznüyle, Pervane Çandarlı Halil Bin Süllü'yü Osmanlu beyliğünün pul ve vergü işleründen sorumlu nazıru ettük.
And by the power vested in me as deputy acting on behalf of Orhan Gazi in Bursa, and with the agreement of Lady Holofira we hereby appoint Pervane Çandarlý Halil Bin Süllü superintendent of the finances and taxation of the khanate of Osman.
Ey ahi, Taş keser müsün?
Hey, brother.
Bu ahi caminin taşlarını çalıp hela etmiş, it tutiyi.
They stole stones from the mosque to build a toilet.
- Tu tienes algo ahi negro.
- Tu tienes algo ahi negro.
Saygıdeğer eş, Ahi, ve bir numaralı oğul, Yellowtail, kabul ediyor.
Most honorable wife, Ahi, and number one son, Yellowtail, "aglee."
Tüm ailem orada olacak ve ben de... senin yanımda oturuyor olmanı istiyorum, ekmek üzeri meze servis ediyor olmanı değil.
My whole family will be there, and I would... I would like to have you sitting next to me, you know, not serving ahi on toast.
Kurutulmuş tuna balığı filetosu istiyorum.
- I'll have the seared ahi tuna fillet. - Hmm. Good choice.
Luis, içerde! Odanın içinde.
Luis, ahi, ahi, en el cuarto, en la cama!
- Balık fileto, karışık salata ve bir tane buzlu çay, lütfen.
- Seared ahi, mixed greens And an iced tea, please.
Ahi lütfen, yargılamayalım.
Oh, please, let's not judge.
Acılı ezme gibi kokuyorum.
I smell like an ahi burrito.
Ahi bunu sana Peg mi verdi?
Oh, Did Peg Give You That?
Bu arada, sarı yüzgeçli orkinosumun kızartıImasını istedim ama bu kızartıImışa benzemiyor, bebeğim.
And that being said, I also know that I ordered my ahi tuna seared, and, baby, this is not seared.
- Düşünmeme yardım ediyor.
Ahi helps me think.
Teşekkürler.
Ahi tienes.
Nane yaprağı sarılı kızarmış ahi ton balığı.
Seared ahi tuna that's wrapped in mint leaves.
Gecenin üçünde ahi tartar ve biftek sandviç sipariş edebileceğimi biliyor muydun? Bütün gece yemek servisleri var.
Do you know that I can get ahi tartare and a steak sandwich at 3 : 00 in the morning from their all-night dining menu?
Şu benim yatım, adı The Ahi.
That's my yacht, The Ahi.
O kadar çok severim ki teknemin adını The Ahi koydum.
I like tuna enough to name my boat The Ahi.
Ahi esta el demonio.
Ahi esta el demonio.
Kurutulmuş ahi tostada, ızgara kuşkonmaz, kuskus ve tatlı olarak da, erimiş çikolatalı lav keki.
Seared ahi tostadas, grilled asparagus, couscous, and for dessert, molten chocolate lava cake.
çok teşekkürler misafirperverliğinize çok teşekkürler benim için zevk lütfen girin bu hoş davetiniz için ahi teşekkürler bu büyükbabam nasılsınız?
Thank you so much. Thank you very much for you hostility. It's my pleasure.
Rikert'la konuşmamın üzerinden çok geçmeden Stockwell, öpüşüp barışmak için aradı.
And, uh, seared ahi, uh, tuna... and no sooner do i talk to rikert, Then who should call me but stockwell, Wanting to kiss and make up.
Şurada.
Ahi.
İkiniz atlayıp caddenin karşısından bana ızgara ton balığı getirseniz? Charlie, Tanrı aşkına ne yapıyorsun?
So why don't you boys run across the street and get me a nice ahi tuna...