English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ A ] / Akıl almaz

Akıl almaz Çeviri İngilizce

813 parallel translation
Akıl almaz güçlü kalbim sayesinde kolay kolay korkmam.
Thanks to my incredibly strong heart, I'm not easily surprised by any.
Bu belki bir katalizördü. Bunun anlamı, biz kendi sınırlarımızı aştığımızda akıl almaz güçler kazanabiliriz.
That might be a catalyst, meaning that, given time, those that we've overclocked ourselves could possibly acquire unimaginable powers as well.
Kendisi, Maxwell Şeytanı'nın insan formundaki hali değilse, böylesine bir güç akıl almaz!
Unless he's Maxwell's demon somehow represented in human form, such power is inconceivable.
Günümüzün mücadelesi planı tamamlamaktır Proleteryanın akıl almaz kahramanlıkları sosyalist rekabeti arttıracaktır Madenlerde ve fabrikalarda duyrulacaktır :
In the days of struggle to fulfill the Plan of the proletariat's inconceivable heroism of the boost in socialist rivalry, mines and factories proclaim :
Polly baylar önünüzde duran bir adam ki kralımız akıl almaz bilgeliğiyle diğer adamların üstüne yükseltti ama bu adam tüm fırtınalarda arkadaşım olmaya devam etti vesaire, vesaire.
Polly... gentlemen... before you stands a man whom the king, in his unfathomable wisdom, elevated high above his fellow men. And yet this man remained my friend through every storm, and so forth and so on.
Akıl almaz bir saçmalık.
Preposterous nonsense.
Akıl almaz bir hikâye!
Oh, a fantastic story!
Kızının bu akıl almaz ay yolculuğunu düşlemesine neden izin verdin?
Why did you let your daughter dream of going on this mad moon journey?
Akıl almaz bir şey.
This is inconceivable.
Sen tanıdığım en akıl almaz yaratıksın.
You are the most incredible creature I've ever met.
Bu akıl almaz.
Preposterous.
Geçen gün, arkadaşlarından biri geldi beni görmeye evli kadının mal varlığıyla ilgili akıl almaz karmaşık şeyler danıştı.
A friend of yours came in to see me the other day... to consult me about some inconceivable tangle... under the Married Woman's Property Act.
Akıl almaz bir sahtekarlık.
Preposterous fake.
Gözü dönmüşken eline bir kravat aldı ve karısının boğazına dolayarak akıl almaz bir zalimlikle bağladı!
In a blind rage, he took the necktie he had in his hands... dropped it around her throat, and tightened it with unimaginable cruelty!
- Bu akıl almaz bir davranış!
- This is incredible behavior!
Buda'nın müritlerini sebepsiz öldürmek akıl almaz bir emirdir.
It is preposterous to command for no reason the killing of disciples of Buddha
Bu o kadar akıl almaz bir şey mi?
Is that so inconceivable?
- Akıl almaz bir şey.
- This is preposterous.
Bu akıl almaz bir şey.
It's outrageous.
Myriame, bu yaptığın akıl almaz!
Myriame, you are incorrigible.
Ama en akıl almaz olan ne biliyor musunuz?
You know what's crazy about the whole thing?
Bir arkadaşım akıl almaz bir şey yaptı.
One of my friends did an incredible thing.
Akıl almaz şeylere inanmasaydık, inancımıza ne olurdu?
If we didn't believe the unbelievable, what would happen to faith?
Kılıcımın akıl almaz gücünü göreceksin.
You'll see the mysterious power of my sword.
- Akıl almaz...
- Unbelievable...
Akıl almaz!
Preposterous!
Akıl almaz bir şekilde.
Unimaginably.
Böyle bir şeyi hayal etmeniz akıl almaz.
It's incredible you should imagine such a story.
- Akıl almaz bir şey.
- That's shocking.
Şeytanın gözüyle ilgili bir sorunu var muhtemelen hava akımından kaynaklanan bir arpacık... - kaldı ki cehennem için akıl almaz bir şey. - Sanki, dünyada oynanan tiyatroda olan bir şey gibi.
Satan has something wrong with his eye perhaps a sty which must have come from a draught of air unbelievable in Hell or from some drama that has taken place on Earth
"Çocukken ailesi onu dövmemiş." Akıl almaz bütün suçlarda bu geçersiz bahaneleri dinledim.
Excuses for the roughest crimes.
Sülale içinde, çılgın, zır deli, akıl almaz işler yapan Saroyanlar olmalı. Sonra, şimdi sizin yaptığınız gibi bir kenara gizleniyorlardı.
Some Saroyans long ago probably did some crazy things and then hid out, like us now.
Akıl almaz harikaların diyarı...
A land of wonders beyond comprehension.
Yüce Tanrım sana danışmaksızın akıl almaz kötülükleri olan birkaç ruhu da sana yolladık.
O Lord without consulting with thee we have sent thy way some souls whose evil ways passeth all understanding.
Doğru, akıl almaz bu olanları
True, the mind won't and can't understand it.
Istırap akıl almaz bir şey, izaha gerek duymuyor.
Suffering is incomprehensible, so it needs no explanation.
Doğu Afrika'da akıl almaz katliamlar yaşanıyor.
Unimaginable massacres in East Africa.
Bu akıl almaz teoride ısrar mı ediyorsun?
Are you persisting in this preposterous theory?
Akıl almaz günahkarlarsınız, hepiniz.
You are incredible sinners yourselves.
"Akıl almaz." Tam olarak ne söylemeye çalıştın?
"Extraordinary." Meaning what exactly? Be specific.
Üç gün, akıl almaz üç gün.
Three days. Three incredible days!
30 yıldır bundan daha saçma... akıl almaz, düzensiz, karmakarışık... vergi iade formu görmedim.
It is the most ridiculous... impossible, jumbled, disorganized return... I have ever seen in all my 30 years.
Aklınızın almayacağı amaçlar için, akıl almaz güçlerin açığa çıktığı bir mücadele.
A struggle for such goals and the unleashing of such power that you could not comprehend.
Fransız ordusunun yenildiği yerde İngilizlerin başardığını görmek onlar için akıl almaz bir şeydi. Böyle hissediyorlardı.
They felt that it was inconceivable that the English succeed where the French army had been beaten.
Sistemi tamamen çözmüş olman akıl almaz İstediğin ekmeği almanın yolunu buldun!
Fantastic that you could figure that all out so that you could come up with a way to get your toast!
Erkeklerle ilgili akıl almaz bir merak içindesin.
You have great curiosity about men... almost a divine curiosity.
Akıl almaz şey
Unthinkable
Dönüş için akıl almaz bir yol seçiyor, onu da yanında tutabilmek, hayatta kalabilmek için atı ortaya sürüyorsun.
I know that instead of commanding him to continue the journey you chose to bribe him with the horse which means with your life.
Nedense ısrarla modern tıbbın akıl almaz yöntemlerine maruz kalıyordu. Ve aynı akşam saat 7 : 30'da öldü.
He was relentlessly subjected to the benefits of modern medicine... and died at 7 : 30 that evening.
Wonka çikolataları akıl almaz bir hızla tükeniyor.
Wonka Bars are disappearing at a rate to boggle the mind.
Niye bu akıl almaz hikaye için röportaj yaptın?
What were you thinking giving that interview and getting involved in such absurdity?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]