Alamıyorum Çeviri İngilizce
3,988 parallel translation
Ve bu ilişkiden bunu alamıyorum, bir dahaki sefer sürünerek bana geri gelme.
And I can't get that here, so next time, don't come crawling back to me.
- Tanrım. Nefes alamıyorum.
God, I can't breathe.
Saatlerdir haber alamıyorum.
I've heard nothing for hours.
Nefes alamıyorum, anlıyor musun? Aklımda birşeyler var.
All the blood goes to my head, and goes around and around...
Gözlerimi senden alamıyorum.
d I can't take My eyes off you d
Nefes alamıyorum!
I can't breathe!
Onunla ilgili iyi bir görünüm bile alamıyorum.
I didn't even get a good look at him.
Sırıtmaktan kendimi alamıyorum.
I can't stop smiling.
Nefes alamıyorum.
I can't breathe.
Benden mal istedi, ben de verdim ama paramı alamıyorum.
This man calls me for shit, I give it to him, he doesn't pay me.
Alamıyorum.
Breathe.
Araba alamıyorum, kapıları açmıyorlar.
I can't take a car. They won't open the gates.
- Ben-ben c... ben nefes alamıyorum!
- I-I c... I can't breathe!
Ben alamıyorum.
I can't get up.
Çok değil, nefes alamıyorum.
The not breathing, not so much.
[Soluk soluğa] nefes alamıyorum.
[gasps] I can't breathe.
Şunu alamıyorum.
I can't get this one.
Nefes alamıyorum, Nikki.
I can't breathe, Nikki.
Şimdi de temiz görüş alamıyorum.
Ah. Now I can't get a clear shot.
Sinyal alamıyorum.
I can't get reception.
Dünden beri haber alamıyorum.
She never showed up.
Sağ taraftan soluk sesi alamıyorum.
No breath sounds on the right.
Nefes alamıyorum!
Help me! I can't breathe!
Sabahları uyandığımda nerede olduğumu fark etmem birkaç saniyemi alıyor. Sonra fark ediyorum ve nefes alamıyorum.
And, like, in the morning, when I wake up, there are these few seconds before I realize where I am, and then I do realize, and I can't breathe.
Neden kendi böbreğimi alamıyorum?
Why can't I just have my own kidney?
Bence birisi aldı ama ağzından tek bir laf alamıyorum.
I think somebody hid it, but I can't get anything out of him.
Binanın içinden hiçbir sinyal yada inernet bağlantısı alamıyorum.
Not getting any Internet or cell signals from inside the building at all.
Sırıtmaktan kendimi alamıyorum.
I literally cannot stop smiling.
Geceyi nişanlımın evinde geçirdiğimde, annemin arabasını da alamıyorum, yani- -
And when I spend the night at my fiancée's house, I can't borrow my mom's car, and...
Orayı herkesin unuttuğu karanlık bir köşedeki bir yer olarak düşünmekten kendimi alamıyorum.
I keep imagining it's some dark corner in a place that everyone's forgotten.
Nefeste alamıyorum tabii.
I couldn't breathe.
Ondan birkaç gündür hiç haber alamıyorum.
I haven't heard from him in a couple of days.
Nefes alamıyorum.
I cannot breathe.
- Nabız alamıyorum!
- I'm not getting a pulse!
" Nefes alamıyorum.
" Gasping for air.
Ben bu dünyayı terk etmeden önce, sadece bir kaç gün var ama kalbimin bana verdiği mutluluk olmadan nefes alamıyorum.
I have just a few days to leave this world, but my heart does not stop breathing without the happiness you gave me.
Gevrek kutusunda saklıyordum. Çünkü Jason'a mesaj atmaktan kendimi alamıyorum... Bu sıralar görüştüğüm ilik gibi bir çocuk...
I was hiding it in the cereal box'cause I can't stop texting Jason, this new hunk of butter than I'm seeing.
Normal bir yayın sinyali bile alamıyorum.
I can't even grab a regular broadcast signal.
Annemden sekiz senedir haber alamıyorum.
Actually, I haven't heard from my mom in eight years.
Kuşuna hayran olmaktan kendimi alamıyorum.
I couldn't help admiring your bird.
Nefes alamıyorum.
I can't really breathe.
Bu benim tüm çevremde, ve nefes alamıyorum.
It's all around me, and I can't breathe.
Nişan alamıyorum.
I got no shot.
Hiç sinyal alamıyorum.
I don't have any reception.
Evet, ben de hiç sinyal alamıyorum.
Yeah, I haven't got any bars either.
Kafasının altından alamıyorum.
I can't get it out from under her head.
Nefes alamıyorum!
I can't breathe.
Bende sinyal alamıyorum, yani bilgisayarı açan biri olmadı yani bilgisayar Grayson'larda da değil.
Well, nothing's pinged on my end, so no one's turned the computer on, which means the Graysons don't have it either.
- Nefes alamıyorum.
Can't breathe.
- Nefes alamıyorum.
[Gasping] I can't breathe.
Sinyal alamıyorum.
I'm not getting any reception.