Alfie Çeviri İngilizce
735 parallel translation
Yürü Alfie.
Come away, Alfie.
Alfie?
Alfie?
Beni dinle Alfie. Arabamın yanında birini gördün mü?
Listen to me, Alfie, did you see anyone near it?
Evet, ama yine sormam gerektiğini düşündüm Alfie.
Yes, but I thought I'd ask you again, Alfie.
İzin vermediğim takdirde buraya girmeye hakkın yok. Biliyorum, biliyorum Alfie.
You... you've no right in here if I don't want you.
Hayır, yapmazdım Alfie. Yapmazdım.
No, I wouldn't, Alfie.
Alfie? İyi misin?
Alfie, are you all right?
- Polis, Alfie'nin yerindeydi.
They're down at Alfie's.
Onu Alfie ile konuşurken gördüğünü söyledi.
Then Freddie comes round and he said he'd seen him yakking to Alfie.
Evet... Alfie'nin yerine gittik, onu biraz hırpaladık ve gelen adamın çaldığım Anglia'nın sahibi olduğunu söyledi.
Well, we went round to Alfie's and after a bit of an up and a downer, he admits this fellow's the owner of that new Anglia I stole.
- Yani Alfie'ye ders verdik.
- So we done Alfie.
Alfie seni nasıl ele verdi Tommy?
How could Alfie put him on to you, Tommy?
- Alfie hiçbir şey söylemezdi.
- But Alfie won't say...
Haksızlık olduğunu biliyorum Alfie.
I know it isn't, Alfie.
Anlıyor musun Alfie?
You understand, Alfie?
İşin bitti Alfie. Bu dünyada artık bunlar kadar bile işe yaramazsın!
You've no more use in this world... than these.
Alfie Barnes ile bu akşam, George'un önünde.
Alfie Barnes this evening outside The George.
Alfie Barnes'ın ifadesini almak istemiştim. Ama bu ifadeyi alamam çünkü Alfie öldü.
I wanted a statement from Alfie Barnes, and I can't get that statement because Alfie's dead.
- Hiçbir şeyi bıraktığım yok. - Ama Alfie ile birlikteydi.
- I'm not leaving it anywhere.
Alfie için gittiğini biliyorum. Arabamı aldığını biliyorum.
I know that he went for Alfie and I know he's got my car.
Alfie bana arabamı senin aldığını söyledi.
That old man Alfie told me you took it.
Hadi gel Alfie, eve gidelim artık.
JAMIE : Come on, Alfie, let's go'ome now.
Sen o işi bana bırak oğlum.
ALFIE : Leave that to me, my boy.
Evet Alfie, yapacak başka bişi yok.
Well, Alfie, there's nothin'else to do.
" Tabii namuslu edepli takılabilirsin
ALFIE : " Oh, you can walk the straight and narrow
" Sana hep iyilik eder dururlar
ALFIE : " They're always throwing goodness at you
Senden iyi feminist olur Alfie.
You'd make a good suffragette, Alfie.
Saygıdeğer Alfie Doolittle.
The Honorable Alfie Doolittle.
Artık içki paranı ödeyebilirsin Alfie Doolittle.
You can buy your own drinks now, Alfie Doolittle.
Sen şanslı adamsın Alfie Doolittle.
You're a lucky man, Alfie Doolittle.
" kadın peşinde koşmak bir erkek için suçtur
ALFIE : " It's a crime for a man to go philanderin'
- Pırofösör Higgins?
ALFIE : Professor Higgins?
Bi dakka ama patron.
ALFIE : Now wait a minute, Governor.
Burada, Patron.
ALFIE : Here, Governor.
kullanmam patron, valla öyle yapmam.
ALFIE : Not me, Governor, so'elp me I won't.
Bu para daha iyi harcanamazdı.
ALFIE : You couldn't spend it better.
Temizlenince güzelleşiceği hiç aklıma gelmezdi.
ALFIE : I never thought she'd clean up so good-looking.
Hadi gel Alfie, bikaç saat içinde kilisede olmamız lazım.
Come on, Alfie, in a few hours we have to be at the church.
Hey Eliza, gelip bu sabah başgöz edilişimi görmek ister misin?
ALFIE : Here, Eliza, would you like to come and see me turned off this morning?
Hadi gel Alfie.
Come along, Alfie.
Ne kadar zamanım kaldı?
ALFIE : How much time have I got left?
Alfie.
Alfie.
Çok iyi vakit geçirdim.
I've had a lovely time, Alfie.
Alfie?
Alfie? !
Alfie, dinle.
Alfie, listen.
Ama bana sadece sen yardım edebilirsin.
I know, I know, Alfie.
Kime soracağım Alfie?
Asking who, Alfie?
Kim yaptı Alfie?
Who did it, Alfie?
Dinle Alfie.
Listen, Alfie.
Biliyorum, biliyorum Alfie.
No, I know, Alfie.
- Sık sık oradan gazete aldığını söyledi.
- But he was with Alfie.