Allied Çeviri İngilizce
922 parallel translation
Bizimle müttefik olan diğer organizasyonlar ilerki bölgede savaşmaya başladı.
The other organizations allied with us have started fighting in the areas ahead in order to counter them.
"Gözyaşı dökemediğini kendin de görüyorsun çünkü Şeytan'la iş birliği içindesin."
"See for yourself - you cannot shed tears, as you are allied with the evil one."
İşte Belçika'daki müttefik ajanlarının listesi.
Here is the list of the Allied agents in Belgium.
Bu çalışma daha başında olmasına rağmen... bugün 52,000 adamımız çalışmakta... ve diğer bir 100,000 kişi... bununla bağlantılı işlerde çalışmaktalar.
Although this work is in its early stage... today there are already 52,000 men on the job... and another 100,000... engaged in the work of allied industries.
- Tiyatro ve benzeri meslek erbaplarına.
- The theatrical and allied professions.
Ben, Müttefik Devletlerin müşterek hizmetindeyim.
I'm in the enjoined services of the Allied Governments.
Beyler, anladığım kadarıyla İngiliz Parlamentosu'nda Afrika'daki müttefik kuvvetlerine başkomutanlık için kime görev verilmesi gerektiği sorusu sorulunca bazı üyeler benim adımı önermişler.
Gentlemen, I understand that not long ago when the question came up in the British Parliament as to who should be entrusted with the supreme command of the allied forces in Africa some members suggested my name.
Müttefik kuvvetlere katılmak üzere, birilerinin adadan kaçtığını biliyorsun.
You know that some are escaping the island to join the allied forces.
Madagaskar'ı yanlarına çekmek üzere bir telsiz yayını oluşturmama yardım etmeleri için müttefik makamlarını ikna ettim.
I persuaded the Allied Authorities to help me create a radio broadcast in order to get the Madagascans on their side.
Gerçek şu ki, Müttefiklerin karaya çıktıklarını öğrenir öğrenmez...
The truth is that as soon as he learnt of the Allied landings...
Müttefik kuvvetler için ilginç bir savaştı.
It was a strange war for the Allied Forces.
1943 yılının 10 Temmuz gecesinde Müttefik donanmaları Sicilya'nın güney kıyılarına ateş açmaya başladı.
On the night of July 10, 1943, the Allied fleet opened fire on the southern coast of Sicily.
Gecenin karanlığı altında Müttefik kuvvetleri İtalyan toprakları üzerinde ilerlemeye başladı.
Under cover of the first shadows of night, Allied patrols advance into Italian territory.
8 Eylül'de Müttefik topları Napoli'ye nişan aldı.
On September 8th, Allied cannons were trained on Naples.
Savaş suçlularını cezalandıran müttefik komisyonundayım.
I'm on the Allied Commission for the punishment of war criminals.
- Hayır, bir Müttefik subayı ile...
- No, with an Allied officer.
Ahlak kılavuzun Müttefik subaylarıymış!
Your moral guides - Allied officers.
Antwerp'e giden yol kesilirse... en az 20 müttefik tümeni tamamen desteksiz kalır.
If the supply line to Antwerp is cut... at least 20 Allied divisions will be strictly out on a limb.
Burası Birleşik Yayın Kuruluşu.
This is the Allied Broadcasting Company.
plajlardan müttefik tankları ve askerleri Fransa içlerine doğru yayılmış... ve Ren ırmağına doğru koşularını başlatmışlardı...
Allied tanks and men had fanned out across France... and begun their race for the Rhine.
Müttefiklerin Balkanlardaki bombardıman hedefleri ve zaman çizelgesi
The latest Allied time-table of the shuttle-bombing of Balkan targets.
İlk olarak, Müttefik, Mihver ve Tarafsız devletler diplomatlarının eşleri bu haftayı kıskançlıktan çatlayarak geçirdi..
Well, to begin with, the noses of the wives of the Diplomatic Corps Axis, Allied and Neutral have been badly out of joint this past week.
Muhakkak ki, biraz sonra söyleyeceklerim size olan sevgimin... ve Müttefiklere duyduğum sadakatin en büyük delilidir. Sizi haberdar etmek isterim ki o pek güvendiğiniz Diello bir Alman casusudur.
Surely I can offer no greater proof of my affection for you and my devotion to the Allied cause than to inform you now that your trusted Diello is a German spy.
Dost ve müttefik ulusların temsilcisi olan sizleri karşıladığımıza memnunuz.
We're pleased to welcome you, gentlemen... as the representatives of friendly and allied nations.
Müttefik Hava Güçleri kötü görüş şartları sebebiyle karaya oturdu.
The Allied Air Force is grounded by poor visibility.
İtalya hükümeti kendisini Prusya'ya bağladı ve istiklal savaşının çıkması an meselesi.
The Italian government has allied itself to Prussia and the war of liberation is imminent.
Müttefik kuvvetler açıkladı.
... from the headquarters of the Allied Command in Europe.
Diğer müttefikler henüz bir açıklama yapmadı.
It has not been confirmed by other correspondents or by Allied Headquarters.
Almanya, koşulsuz olarak Müttefiklere teslim oldu.
Germany has surrendered unconditionally to the Allied Armies.
" Müttefik kuvvetleri arasındaki mükemmel işbirliğinin delili Amerikan Komuta Karargahı'ndaki yüksek rütbeli bir subaydan geldi.
"Splendid evidence of Allied cooperation came from a high-ranking officer of the U.S. headquarters command."
Müttefik Kuvvetler Karargahı, Cezayir.
Allied Force Headquarters, Algiers.
Müttefiklerin bütün taleplerini koşulsuz kabul ettiler.
They've accepted all the Allied demands unconditionally.
Bu bildiri ile Fransa'daki hükümet değişikliğinin... ne bu iki ulus arasındaki işbirliğini ne de müttefik güçlerle olan... muhteşem koordinasyonu etkilemeyeceği ilan ediliyor.
It declares that the change of government in France will not change cooperation between the two nations and perfect cooperation between the heads of the Allied forces.
Müttefik subaylarının İngiltere'ye geçmek için kullandıkları kaçış yolu bulunmalı ve yok edilmeli.
The escape route by which these allied officers are being smuggled out to England must be discovered and destroyed.
Müttefik personeli kurtarma operasyonumuz tehlikede.
Our entire operation of rescuing allied personnel is in danger.
Dün akşamüzeri Pierre Michel ile görüşmenizden bu yana, iki müttefik subayı daha çıkageldi.
Since you saw Pierre Michel yesterday afternoon, two more allied officers have shown up.
O Müttefik İstihbaratı'ndan, ve ben onunla çalışıyorum.
He's with Allied Intelligence, and I worked with him.
Tüm müttefik donanma birimlerine haber verin.
Notify all Allied naval units :
O zaman Ege Denizi'ndeki hiçbir Müttefik gemisinin durduramayacağı kadar güçlü ve hatasız iki top.
Guns too powerful and accurate for any Allied ship then in the Aegean to challenge.
Müttefik İstihbaratı, planlanan bu saldırıyı ancak bir hafta önce öğrenebildi.
Allied lntelligence learned of the projected blitz only one week before the appointed date.
Buchenwald'da bulunan eşyalar müttefik bir subay tarafından sergilendi.
An exhibit of by-products of Buchenwald, displayed for the local townspeople by an Allied officer.
MacKenzie-Smith, Avrupa'nın Müttefik Kuvvettlerince işgal planını hazırlıyordu ve ne pahasına olursa olsun durdurulması gerekiyordu.
MacKenzie-Smith was drawing up the plans for the Allied invasion of Europe and had to be stopped at all costs.
Kızılordu'dan General Zlinkov'la Kızılhaç merkezinin açılışına katılacaksın.
Launching the Joint Allied Red Cross with General Zlinkov of the Red Army.
Müttefik zaferlerinin üstünde mutlak bir disiplinin olduğu kadar değerini bileceğimiz bir şey yoktur.
the Allied victories there is nothing in the world that we must value as highly as discipline.
Ama binlerce Müttefik'in hayatının sana bağlı olduğunun farkında olmalısın.
But you must realize thousands of Allied lives may depend upon you.
Zaman, yer ve müttefiklerin işgal gücü.
The time, the location and the strength of the allied invasion.
Bu Alman paraşütçü müttefik bir asker kılığına girmiş.
This German paratrooper is masquerading as an allied soldier.
Müttefik koruması altındaki batı bölgesi,.. ... barış içindeydi, gelişmekteydi ve demokrasinin tüm güzelliklerinin tadına varıyordu.
The Western Sector, under allied protection, was peaceful, prosperous and enjoyed all the blessings of democracy.
Müttefik ordusu burada.
The Allied army is here.
AA herhangi bir meslek grubuna, dini veya siyasi görüşe, kurum veya kuruluşa bağlı değildir.
AA is not allied with any sect, denomination, politics, organization or institution.
Ama Müttefik askerlerinden bir teki bile sahile çıkamayacak.
But not a single allied soldier shall reach the shore.