Alır mısın Çeviri İngilizce
6,021 parallel translation
Bana da bir Stoli Vanilla alır mısın?
Pick me up some Stoli Vanilla?
Beni evine alır mısın?
Will you take me home?
- Bisikleti alır mısın?
- Can you take the bike?
Kahve alır mısın?
More coffee?
- Beni de bekleme listesine alır mısınız?
- Can you put me on the wait list?
Bunları alır mısın?
Can you handle this?
Anne, sonra markete uğrayacaksan biraz buz alır mısın?
Hey, mom. If you're at the store later, could you pick up some ice?
Şunu alır mısınız?
We don't have time for this.
Whitney, aile salonuna gidip yiyecek birşeyler alır mısın?
Whitney, go to the family lounge and get a snack.
Julio ve Amy, onu LAX'ten alır mısınız?
Julio and Amy, will you pick him up at LAX?
Dikkate alır mısın?
Would you consider?
Şuradan beş kişi alır mısın?
Here's the fare for five people.
Ha birde işin bitince bana aşağıdan macciato alır mısın?
Oh, and when you're done with that, can you get me a macchiato from that place downstairs?
Bir bardak meyve suyu alır mısınız?
Would you care for some cold juice, sir?
İskambil destesi alır mısın?
How about a pack of cards?
- Gazoz alır mısınız?
You want a pop?
İçki alır mısın?
You want a drink?
Pete şunu alır mısın?
Pete, grab this.
Dükkana uğrayıp Horry'yi alır mısın?
Thank you. Why don't you swing by the store and pick up Horry?
Şeker alır mısın canım?
Do you take sugar, dear?
- Bay McPhail. - Şunu alır mısınız? Teşekkürler.
Mr. McFail, thanks.
Alır mısınız?
You guys?
Onu sarstım ve "Lütfen benim için içine alır mısın Delilah?" diye seslendim.
So I shake her, shouting, "Please stick it in for me, Delilah."
- Bir bardak su alır mısınız?
May I offer you some water? - No.
- Kahve alır mısın?
Coffee?
- Lucia, onu alır mısın?
Lucia, will you take her?
# Lütfen gelip bebeğinizi alır mısınız #
Won't you please come get your "Baby"
Beatrice, diğer çantaları alır mısın?
Beatrice, do you wanna get the other bags?
- Bir tık daha alır mısın?
Do you want another line?
Burs bile alabilirsin. - Arkadan poşetleri alır mısın?
- Grab the stuff from the back, please?
- İçki alır mısın Manuel?
A drink, Manuel?
Merhaba Donna. - Bana bir içki alır mısın?
Hey, Donna.
- Bauer, gelip bayanı alır mısın lütfen?
- Bauer, would you come get her, please?
- Kahve alır mısın baba?
- Would you like some coffee, Dad?
Sigara alır mısın?
- Would you like a cigarette?
- Şunu alır mısın? - Evet.
- Would you hold that?
Bana bir içecek alır mısın?
Buy me a drink?
Kahve alır mısınız?
More coffee?
Hayır ama her neyse karşılığını böyle alıyorum.
No, but whatever it is, that's what I'm getting out of this.
Koltuğuna birkaç saatlik oturup kafayı çeksem alınır mısın?
Would you be offended if I wanted to sit on your couch for a couple of hours and just get drunk?
Asıl ben sana katılırsam sen alınır mısın?
Would you be offended if I joined you?
Biz, Niners, Çinliler, İtalyanlar herkes payını alır, hepimiz sınırları biliriz ve hepimiz silahlarımızı SAMCRO'dan alırız.
Italians- - we all got our piece and we all got our boundaries... and we all get our guns from SAMCRO.
Kulak iletişim cihazlarımız genelde uçak tarafından aktarılır o yüzden şunları alın.
Our ear comms are usually relayed through the plane, so here's some hardware.
Tom Weston'ın satmaya izni olmadan ne yatırım alırsak alalım nafile!
All the investment in the world is frankly meaningless without Tom Weston's consent to sell.
El-Kaide ve uzantılarının terörizmi, Müslüman Kardeşlerin Mısır'da iktidar oluşu, Şeriat hukukunun günlük siyasal yaşama ve Müslüman toplumlara tesirinin boyutları konusundaki kavganın tezahürleridir.
The terrorism of Al-Qaeda and their affiliates, the rise of the Muslim Brotherhood to power in Egypt, all are aspects of the struggle about how far Sharia law should influence the daily and political life of Muslim societies.
Bir ricam var, şunu alır mısın?
Can you get this for me?
Ben, sanırım Noel Baba'nın söylemeye çalıştığı Noel ruhunun kalbinde olduğu satın alınacak şeylerde değil.
Ben, I think Santa's trying to say that the spirit of Christmas is in your heart, not in material things.
Bunun için para aldım. Emri alınca bunu kasete kaydetmiştim. Bu kaset arabamın yolcu koltuğunda ki torpido gözünde bulunmaktadır.
All the records for the money that I've received to do it... and the recording of her making the request for me to do it... they're all in my car's glove compartment.
- Çay alır mısın?
- Tea?
Eğer kız arkadaşım alınıp satılan bir orospu olmak için yatırımcı herifin tekine kaçmış olsaydı o kadar sinirlenirdim ki ne yapacağımı bilemezdim.
If my girlfriend had run off to be the bought-and-sold whore... of some scumbag developer... I'd just be so angry, I don't know what I'd do.
Ben de anneannemin arabasını alırım.
Then I'm gonna take Grandma's car.