Araya girme Çeviri İngilizce
109 parallel translation
Sana kaç kere söyledim araya girme diye?
How many times have I told you not to butt in?
- Ben! - Araya girme, Harold!
- One of you has to go outside.
Pis birer fahişesiniz, ve Gérard da pezevenginiz! Araya girme.
You're rotten tarts and Gérard's your pimp.
- Araya girme.
Look, Dickerman, will you please not interrupt?
O halde lütfen, araya girme.
Now, please, do not interrupt.
Sayın hakim, araya girme yetkim var mı?
Your Honor, am I allowed to get a word in?
Araya girme, bu konuşma için yaşın daha çok küçük.
Stop interrupting. You're too young for this conversation.
Sen de araya girme!
Keep out of this! Shut up!
- Charlie, araya girme.
- Charlie, don't interfere.
Dinlemiş olsaydın, araya girme ihtiyacı hissetmeyecektin.
If you'd listen, you wouldn't need to interrupt.
- Araya girme.
- Stop it.
- Araya girme!
- Don't butt in!
Sessiz ol, araya girme.
Quiet. Don't interrupt.
Sakın araya girme!
My mother has been treating him with her inner powers.
Araya girme, annem yapmamız gerekeni söyler.
Don't interrupt, mother will tell us what to do.
Araya girme de şuna doğru dürüst bağırayım.
Please just let me yell at him without interrupting.
Araya girme.
Don't interfere.
Araya girme, Linda!
- Stop interrupting!
- Araya girme.
- Don't get in the middle.
Yalan yok, soru yok, araya girme yok.
Without lying, without interrupting, no questions asked.
Araya girme mecburiyetim var.
I'm obligated to intervene.
- Araya girme bu mu?
- Is this the interference?
Büyükler konuşurken araya girme. - Sus!
You mustn't interfere when there are big people talking.
Araya girme!
Stay out of this!
Araya girme.
No cuts.
Araya girme.
The noise can penetrate.
Bir çeşit araya girme olayı mı, öyle mi?
Is this some kind of intervention thing, is that it?
Sen araya girme.
Don't interfere!
George Clooney, araya girme!
George Clooney, don't get in the middle!
Bir düelloda bir daha asla araya girme.
Never interrupt a man in the middle of a duel.
Araya girme ilkesi.
The principle of interception.
Ben hayatımda en çok sevdiğim iki insanın mutlu olması için. araya girme gereği duydum ve...
I intervened only out of love and caring about the two people... Oh, put a sock in it.
Araya girme.
Hey, no cuts.
Nadia, lütfen sen araya girme.
Nadia, please, don't interfere.
- Araya girme vaktim geldi galiba.
- I think it's time for me to pipe in.
Araya girme hakkım var.
I have every right, Luke.
Anne, araya girme lütfen.
MA, YOU'RE INTERRUPTING.
Yaşlılar konuşurken araya girme.
Don't interfere when elders speak.
Çözüm bulmaya çalışıyoruz. Araya girme sen.
We don't need you interfering.
Seni seviyorum, ama onu da seviyorum. Araya girme vakti gelmiş gibi hissettim.
And I love both of you... and it just seemed like it was time for me to meddle.
Evet, ve tamamlamadan araya girme, ne kadar aptalca görünürse görünsün.
Yes, and don't interrupt before I finish, no matter how stupid it sounds.
- Araya girme, George.
- Don't interrupt, George.
- Büyüklerin konuşurken araya girme.
- Don't interrupt your elders.
Karımın hatrı için araya girme.
I'm a police man. You don't worry.
Bu çok iyi bir örnek babanın sürekli araya girme- -
That's a perfect example of how your father's always interrup -
- Araya girme.
- Don't interrupt.
Araya girme, Molly.
Don't interrupt, Molly.
Kapat çeneni. Sana kaç defa dedim müşterilerle konuşurken araya girme diye, gerzek?
How many times have I told you not to interrupt me while I'm talking to customers, nimnuts?
Sen girme araya ; kırmızı benimki, sarı onun ki!
That's wrong, you're in yellow attire ;
- Sizinki güzel bir araya girme.
A welcome interruption.
Bu yüzden mi araya girme hakkını gördünüz kendinizde?
And so you thought you had a right to interfere.