Aslanlar Çeviri İngilizce
1,344 parallel translation
Burası Roma sirki değil... bu yüzden lütfen aslanlar gibi davranmayın.
This is not a Roman circus so please don't behave like lions.
Oldukça sosyal olan aslanların aksine, yetişkin kaplanlar yalnız yaşar ve avlanır ve yalnız olarak çok iyi yırtıcılardır.
Unlike lions, which are very social, adult tigers like to live and hunt alone, and they are very skillful solitary predators.
Geceleri çölün ötesinden aslanların sesini duyardık... köyümüzü anlatırdık
At night, we'd hear the lions out in the desert and we'd talk of our villages.
Aslanlar gibi savaşıyorlar.
They fight like lions.
- Aslanlar, kaplanlar, ayılar... - Çok etkileyici, değil mi?
- Lions and tigers and bears...
Bu harika ama kurtlar ve dağ aslanları da beraber çalışıyor!
That's great. But so are the wolves and cougars!
Kurtlar ve dağ aslanları rozbif sandviçlerimiz yedi.
Wolves and cougars ate our roast beef
Şimdi de deniz aslanları.
Now, on to the sea lions.
Sizin de gördüğünüz gibi deniz aslanları, aslında aslan değildir.
Sea lions, as you will see, are not really lions.
Dün gece rüyamda sizin aç aslanlar gibi kalktığınızı ve bir sürü yemek yediğinizi gördüm.
Last night I dreamt that you woke up like hungry lions and you ate lots of food.
Aslanların en büyüğü.
The biggest lion of them all.
Sizi seviyorum, benim küçük aslanlarım,
I love you, my little lions,
Sen olmadan aslanların krep yediklerini veya bir yatağın sandal olabileceğini asla keşfedemezdim.
Without you I could have never found out that lions eat pancakes or that the bed could be a raft.
Öyle mi? Ben birini onlarca kez izledim, aslanlar hakkındaydı.
Well, this one I've seen about a dozen times.
Aslanların hayat döngüsü ve grubun lideri hakkında.
It's about... the cycle of life of the lions... and the leader of the pack.
Aslanlar kaplan olmaya çalışmaz.
A lion don't try to be a tiger.
Aslanlar ormanların kralıyken biz halkımızı hiç ihmal etmezdik. - Sen neden bizi ihmal ediyorsun?
When lions ruled the jungle, we never neglected our subjects, why are you neglecting us?
En azından aslanların krallığında hiç olmamıştı.
At least not when lions ruled.
Bu paranın çoğunu, senin gibi çiftçiler için dağ aslanlarını vurarak kazandım. Almanı istiyorum.
I earned this money in large part killing mountain lions for ranchers like you.
Ya herşey değiştiyse... aslanlar koyunlarla uyuyorsa ve renkliler beyazlarla karışıyorsa...
And what if everything's changed like that... And lions lay down with lambs and colours mix with whites...
İki gece önce aslanları besleyemedi. Benim beslememi istedi.
So, two nights ago, he can't feed the lions.
Aslanları beslemek yerine nereye gitti?
Where did he go that he couldn't feed the lions?
Aslanları beslersem paradan bana da pay vereceğini söyledi.
He says I feed the lions, he cut me in.
Daniel'ı aslanların mağarasına gönderdi.
He sent Daniel into the Lion's Den.
Deniz aslanları, kıtaya eziyet eden film ekiplerinin artıklarını yiyerek yaşar.
These sea lions survive by eating the leftovers of the various film crews that plague the continent.
Kuzey Amerika'nın Pasifik sahillerinde balık avlayan başka deniz memelileri de vardır. Deniz aslanları.
There are other sea-going mammals that fish along these Pacific coasts of North America - sea lions.
Ancak foklar yüzme uyumunu deniz aslanlarına göre biraz daha ileri noktaya taşımıştır.
Seals have taken their swimming adaptations slightly farther than sea lions.
Deniz aslanlarında var olan dış kulaklarını tamamen kaybetmişlerdir ve bunun sonucu olarak yüzerken kafaları daha az direnç gösterir.
They have completely lost their small external ears, which sea lions have retained. Consequently, their heads are just that much better streamlined.
Su samurları, foklar ve deniz aslanları, antik bir avcı memelinin torunlarıdır ve suya girip balıkçı olmaya yönelmişlerdir. Ancak atalarının özelliklerini hâlâ korumaktadırlar.
Otters, seals and sea lions are all descended from an ancient group of hunting mammals that were tempted into the water to become fishermen, but they've retained very much the character of their ancestors.
Ama aslanlar hayatları boyunca tutsak kalamaz.
But lions can't be captives their entire lives.
Ben deniz aslanları gibiyim.
I'm like the sea lions.
Aslanların Pride Rock'ı var.
Sure, the lions get Pride Rock.
Deniz aslanları atletizmle ünlüdür yunuslar da zekalarıyla.
Sea lions are known for their athleticism and dolphins are known for their intelligence.
Burada aslanlar yok ama Sudan'da varmış ve çocukları kovalıyorlarmış.
There aren't lions roaming here but there were in Sudan, and the orphan boys got chased.
Bay Nimieri aslanlar ve timsahlar tarafından kovalanan Sudanlı bir yetim.
Mr. Nimieri's an orphan from Sudan... Who was chased by soldiers and crocodiles.
Aslanlar ve koyunlar asla aynı sudan içmez, Mohan bey.
Lions and sheep never drink water from the same pond, Mohanbabu.
Aslanların domuz leşi için nasıl kavga ettiğini hatırlıyor musun?
Remember when we saw those lions fighting over the wart hog carcass?
Hadi aslanlar. Hadi Arif.
Now go my boys!
Ama aslanların güzel tüyleri var, o yüzden daha sevimli duruyorlar.
But lions have nicer hair and somehow seem cuddly.
Vulkanlar aslanlar gibi yalan söyleyip, hile yapabilirler.
Vulcans can lie and cheat with the best of them.
Vahşi Serengeti- - Afrika'nın dağ aslanının muadili normal aslanların vatanı.
The wild Serengeti- - home of Africa's equivalent to the mountain lion, the regular lion.
Sen de evlatlarını aslanlar gibi pençelerinle koruyacaksın.
You'll defend your children like a lion with her cubs.
Bilmiyorum, bu dağ aslanlarına kürtaj nasıl yapılır göstermem gerekiyor,
I don't know, I, I'm supposed to show these mountain lions how an abortion is performed or something,
Masamın başına toplanın, şirin küçük aslanlar,
Gather around my table, cute little lions,
Siz dağ aslanlarının korkacağı kadar büyüğüz.
Which you mountain lions find terrifying.
Günümüzde aslanlar leşin % 70'ni tüketirken,
While lions today consume seventy per cent of a carcass,
Hayvanat bahçesindeki aslanları gördün mü hiç?
You ever see lions at the zoo?
Aslanlar.
Lions.
Kaçın aslanlar. - Sen ne içtin böyle?
Run away, brave men!
Sen aslanların yemeğisin, hepsi bu.
You're lunch for a lion, and that's about it.
Deniz aslanlarını sevdim.
Loved the sea lions.