English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ A ] / Avlanmak

Avlanmak Çeviri İngilizce

598 parallel translation
Avlanmak bana sıkıcı gelmeye başlıyordu.
Hunting was beginning to bore me.
Avlanmak için fazla büyük bir safari düzenliyorsunuz.
That's rather a large safari you're organizing for a hunt.
Arabayla gezmek imkansız, avlanmak imkansız yürümek imkansız.
Impossible to ride, impossible to hunt... impossible to walk.
Bir tabela koymalı : "Avlanmak, ateş etmek ve izinsiz giriş yasaktır."
Ought to put up a sign : "No hunting, shooting or trespassing."
- Jackie, avlanmak hoşuna gidiyor mu?
- Jackie, do you like to hunt?
- Daha fazla avlanmak istemiyorum.
Well we won't anymore.
Bu lanet yerli geri dönecek gafil avlanmak istemiyorum.
That damn Indian will be back, and I won't be caught off guard.
Virginia'nın avlanmak için de iyi bir yer olduğunu söylüyorlar.
They tell me Virginia's a great hunting country, too.
Buraya sadece... Buraya sadece avlanmak için geldik.
We just came up here to look into the... we just came up here for the shooting.
Avlanmak mı?
Shooting?
O da bana dediki, "avlanmak senin işin değil"
He says, "But you ain't got no way of hunting."
Aynen öyle, hatta bizim arazide de avlanmak istediler.
Yes, sir. They asked me if they could hunt down our fence,
Demir at sadece tek bir yolda gidebilirmiş ama Kızılderili atı onları avlanmak için her yere götürürmüş.
The iron horse has to stay on one trail and the Indian pony will take them hunting anywhere.
Bütün hayatın boyunca avlanmak mı istiyorsun?
Do you want to be a hunted man all your life?
Çevrede avlanmak da güzeldir.
And there's some mighty good hunting too.
Erkekler devamlı avlanmak zorundadır...
Men just have to hunt...
Mesela avlanmak.
Do you like hunting?
Tuzak kurmak, balık tutmak ve avlanmak.
Setting traps, fishing and hunting.
Avlanmak için.
It is for hunting.
Avlanmak için nereye gittiniz?
Where did you go on that hunting trip?
4 yıl önce buraya gelmişti avlanmak için bir avukatla, adı Irwin.
He was here about four years ago... on a hunting trip with a lawyer named Irwin.
Ama birinin buna avlanmak için ihtiyacı var.
But someone needs that for hunting.
Güneye avlanmak ve sarhoş olmak için geldiklerini sanıyorlar.
They think we came south to hunt and... get drunk.
Avlanmak yasak, yürüyüş yapmak yasak, girmek yasak... izinsiz girilmez, özel mülk, yasak bölge, kapalı alan... yaylan, uzaklaş, kaybol, yokol.
The signs that they got on them. No hunting, no hiking, no admission, no trespass, private property, closed area, start moving, go away, get lost, drop dead.
- Avlanmak mı?
- Hunting?
- Avlanmak.
- Hunting.
- Bir de buna avlanmak diyorlar!
- Call that hunting!
Avlanmak insanın doğasındandır.
It is man's nature to hunt.
Avlanmak avlanmaktır.
Hunting... is hunting.
Bütün yaptığı avlanmak.
All he does is hunt.
Kuşkusuz, bu tüfeklerin sadece avlanmak için kullanılacağı gayet açıktı.
Of course, it was understood these weapons were to be used solely for the purpose of hunting game.
Tüm varlıklar bizim alanımıza saldırıyor... Bizden avlanmak için geliyorlar.
Every creature who invades our domain... comes only to prey on us.
Onunla avlanmak çok ilginç olurdu.
It must be interesting on a hunt.
Tazılar olmadan avlanmak he, kardeşim?
You hunting without blood-hounds?
Belki oraya kaçak avlanmak için gidiyorlardır.
Maybe they go there to poach.
"Tanrının yarattıklarının arasında, avlanmak, şehvet veya açgözlülük yüzünden öldürür."
"Alone among God's primates, he kills for sport or lust or greed."
Avlanmak için oklar ve yaylar fakat kendi aralarında savaş yok.
Bows and arrows for hunting, but absolutely no fighting among themselves.
Avlanmak gibi ama daha zengin ödüller var.
Like the hunt, but with richer rewards.
Erkekler, avlanmak, balık tutmak ve savaş hazırlıklarıyla meşgul olduğundan kadınlar ve çocuklarla çalıştı.
He worked alone with the women and the children since the men were busy hunting, fishing, and preparing for war.
Ölü şövalyeler avlanmak için mezarlarından çıkarlar.
The dead knights come out of their tombs to hunt.
- Avlanmak mı?
- Hunt?
Avlanmak zorundasın demiştin.
You have to hunt, you said.
Avlanmak?
Hunting?
Avlanmak için.
To hunt.
Her zaman avlanmak ben.
Me hunt all the time.
Avlanmak yok.
Hunting, no.
Sadece avlanmak için tırmanılır diye düşünüyorlar.
Thought the whole point of climbing was hunting.
Avlanmak için bir tür köpek yetiştirilir ve aile için farklı bir tür.
A man breeds a dog for hunting and breeds another sort of dog for his family.
Neden avlanmak için Afrika'ya girmiyorsun?
Why not go hunting in Africa?
Yasayı tekrarlayın, avlanmak yok...
Repeat the law! Not to hunt men!
Evet, avlanmak.
Uh, yeah, hunting.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]