Avukatlar Çeviri İngilizce
4,483 parallel translation
- Avukatlarımla konuştum.
- I've discussed this with my lawyers.
Hukuk firmamın bütün avukatları için tasarlanmadı odam.
It was not designed for the entire partnership of my law firm.
Avukatları öyle bir şart bağlar ki yıllarca paçamızı kurtaramayız.
The lawyers, they'll tie it up for years.
Yılda bir kez New York'a gelip bankacısı ve Amerikalı avukatları ile görüşür.
Once a year, he comes to New York to meet with his banker and his American attorneys.
Başkan'a avukatlar aracılığıyla konuşmamızın beni üzdüğünü söyle.
Tell the President it saddens me that we now have to communicate through lawyers.
Avukatlarımın mahkemeden kurtulmamın % 50 olduğunu söylüyor.
My lawyers are saying fifty-fifty that I survive a trial.
Avukatların yazı tura atıyorlarsa onlara iyimser olmaları için çok fazla para ödüyorsun demektir.
If your lawyers are putting it at a coin toss, then you're paying them too much to be overly optimistic.
En azından avukatlarım öyle söylüyor.
At least, that's what my lawyer says.
Aile avukatlarım istedi, bu konuda ısrar ettiler.
It's my family's lawyers, they insisted on it.
- Avukatlarım kabul eder etmez.
As soon as my attorneys say it's ok.
- Avukatlar her şeyi yavaşlatır, bilirsin.
- Lawyers slow everything down, you know that.
Dale, avukatlar yok mu?
Dale, no lawyers.
Peki ya Jesus ve Mapleton'ın şartlı tahliye memurları ve avukatları?
What about Jesus and Mapleton's parole officers and lawyers?
- Bence avukatlarımız konuşmalı.
I think our lawyers should talk.
Kincaid'ler avukatlarını tuttu.
The Kincaids have lawyered up.
Doktorlar, avukatlar, belediyede binasındaki herkes.
- Yeah! Doctors, lawyers, and Town Hall, everybody.
Kanunları bu LLB avukatlarından daha iyi biliyorsun.
You know the law better than these LLB lawyers...
17 farklı ülkede avukatları var.
She has lawyers in 17 different countries.
O zaman bırakalım da gerisini avukatlar halletsin.
So we'll let the lawyers talk, and that's that.
Benim endişem, avukatlar,... iki duruşmanın ayrılması, zamanında talep edilmedi.
My concern, counselors, is that severance of the two trials was not requested in a timely fashion.
Avukatlarımız mahkemede bunun dolu bir seçim sandığı olduğunu savundular.
Our lawyers argued in court that it was a stuffed ballot box.
- Sayın Yargıç, bizler burada eş avukatlarız.
Your Honor, we are co-defendants here.
- Avukatlar hâlâ itiraz mı ediyorsunuz? Aslında hayır Sayın Yargıç.
- Are you counselors still objecting?
- Başlamadan önce belirteceğiniz bir husus var mı avukatlar?
Any other matters counsel would like to address
Hayır, Florrick'in kampanya avukatlarından biriydim.
No, I was one of a number of Florrick campaign attorneys.
Onun avukatlarından biri olarak,... açığa çıktığını düşündüğünüz bir sandığı geçersiz kılma girişinde bulundunuz mu?
And in your capacity as one of his attorneys, did you attempt to invalidate a ballot box that you believed had been compromised?
Salim bir zihinle konuya yaklaşabilmem için yarınki boşanmamızı kolaylaştırmak amacıyla avukatlarımızı toplayacağım.
And, so that I may approach it with a clear mind, I wanted to pop by in anticipation of convening our attorneys to cement our divorce tomorrow.
Sadakat sorunlarımız vardı. Bu yüzden avukatlarımız iş sözleşmelerine bazı maddeler ekledi.
We've had some loyalty issues, so my lawyers added some fine print to their employment agreements.
Avukatlarım bu düşüncedeler.
My lawyers seem to think so.
- Avukatlar bedava mi calisiyor?
Uh, lawyer work for free?
Ama avukatlarım buna izin vermedi.
But my lawyers wouldn't let me.
Bakın, Chicago veya New York'ta yargıçlar ne yapıyor bilmiyorum ama biz burada avukatlarımızın Perry Mason'cılık oynamasına izin vermiyoruz.
Now, I don't know how they run their courtrooms up in Chicago or New York, but down here, we don't allow our attorneys to play Perry Mason.
Sorduğum sorulara cevap alamazsam avukatlarımızı kapınızın önüne yığarım.
I'll have my attorneys on your ass if I don't get some answers.
Size hatırlatmak isterim ki bu büyüklükte davalardan kazanç sağlayan tek avukatlar davayı kazananlardır.
I would remind you that the only attorneys who benefit from cases of this magnitude are ones who have emerged victoriously.
Bana kalsa gitmezdim ama sendika avukatları gitmemi söylüyor...
I do. If it were up to me, I'd stay, but my union lawyers want me out, so...
Avukatlarını toplayıp gelecek sonra ne yapacağız?
I mean, she's just gonna lawyer up, and then where will we be?
Daha az hazırlık zamanı araçları Daha avukatlar, değil mi?
Less preparation time means more lawyers, right?
Sanderson'ın avukatları duyduğunda... -... balkabağına dönüşecek.
When Sanderson's attorneys find out about it, it'll turn into a pumpkin.
- Eğer öğrenirse avukatları bayram eder.
If she finds out, her lawyers'll have a field day.
Karınızın avukatları gelecekte ne kadar para edeceğinizi bulmaya çalışıyorlardı. Böylece ne kadar paylaşmanız gerektiğini bileceklerdi.
Your wife's lawyers were busy trying to figure out how much you would be worth in the future so they would know how much you would have to share.
Avukatlarımız parayı emanette tutacak.
Our lawyers will hold the money in escrow.
Bay Walton, avukatların söylediklerini anladınız mı?
Mr. Walton, do you understand what these attorneys have said?
Hiçbir şey olmasa bile dünyadaki en iyi avukatlarından birinden bedava danışmanlık alacaksın.
If nothing else, chalk it up to free advice from one of the best trial lawyers on the planet.
Avukatlar ne içer?
So what do lawyers drink?
Bütün savunma avukatlarını korkutacağını biliyordum.
Knew it would put the defense attorneys back on their heels...
Çünkü, abi, bazı avukatlar benim gibi dürüst oluyor.
What "why"? Some lawyers can be honest as well.
Bu yemeğin avukatlar hakkında yazdığı bir kitap hakkında olduğunu söylediğini...
I thought you said this lunch was just about a book
Bay Bishop, bizler sizin avukatlarınızız.
ALICIA : Mr. Bishop, we're your lawyers.
Avukatların imzalattığı kağıtı okumadın mı?
Didn't you read the papers that the lawyers made you sign?
Bay ve Bayan Grant,... eğer başka bir avukat istiyorsanız, size diğer avukatların listesini getireyim,... ama arkamdan iş çevirmeyin. Hem de duruşma sırasında.
Mr. and Mrs. grant, if you want another lawyer, I'll get you a list of other lawyers, but don't go behind my back.
Muhtemelen McCall birazdan buraya gelip avukatlarımızı çağırmamızı isteyecek.
McCall is going to come out here any minute and probably talk attorneys.