Avustralya Çeviri İngilizce
2,765 parallel translation
Avustralya'dan geçtim bayağı da stresli dönemlerdi .. çok fazla etkilendim diyemem.. çünkü buna zamanım olmadı.
Off to Australia, took up some surfing, but a buddy of mine got his leg chopped off by a great white so not wanting to tempt rate any further,
Kanada'dan buraya, buradan Güney Afrika'ya ve oradan da Umut Burnu'na Hint Okyanusu'ndan Avustralya ve Yeni Zelanda'ya ve oradan Burma'ya, Çin'e, Hindistan'a ve Malezya'ya...
From Canada, here, all the way to the south of Africa and the Cape of Good Hope. Across the Indian Ocean, to Australia and New Zealand, and on to Burma, China, India and Malaya.
Avustralya'ya tahliye olmuş.
He was evacuated to Australia.
Avustralya nasıldı?
How was Australia?
Sanırım Avustralya'ya ilk defa gitmiştik.
I think it was the first time we went to Australia.
Avustralya'dan bir kız bulup getiriyor, işimi ona veriyor ve yaltakçı ben oluyorum.
He finds a girl in Australia who puts out, she gets my job, and I'm the bootlicker.
Crocetta Avustralya'ya gitti. Size bir ay önce bırakın, dedim.
Crocetta went to Australia, I said to drop it a month ago.
Bence bu maçın 179 puanla kazanılması sağlayabilir. Ve bu sahada Avustralya için zorlu bir gün olacak.
'I think that should be a match-winning score of 179...''... and on this pitch I think it's going to be...'... a very tough chase for Australia.'
Ve şimdi Avustralya.
'And here come Australia's openers.'
Avustralya'ya karşı ilk atış. Ve Kaali Uluslararası kriketi başlatıyor.
'The first ball of the Australian innings...''... and Kaali's first ball in international cricket.'
Avustralya için iki atış gerekli.
'Two runs required for Australia.
Ama Avustralya bu maçı kazandı.
'But Australia has won this match.'
Avustralya bu maçı kolayca kazandı.
'Australia has won this match easily.'
Avustralya kazandı kolayca bu maç.
'Australia has won this match easily.'
Bakalım Avustralya bu yepyeni İngiltere takımıyla nasıl yüzleşecek.
'Let's see how Australia faces this brand new England team.'
İngiltere kaptanı onun için, Avustralya'nın en tehlikeli adamı dedi.
'He is Australia's danger man.'
Avustralya ilk kaybını yaşadı.
'Australia has lost their first wicket.'
Avustralya üçüncü wicketini kaybetti.
'Australia has lost the third wicket.'
Avustralya 131 numaradaki 6. wicketi de kaybetti.
'Australia loses their sixth wicket on 131.'
Avustralya'nın kazanmak için 14 atışa ihtiyacı var.
'Australia need 14 runs to win.'
Avustralya için iki atış yeterli.
'That's two more runs for Australia.'
Avustralya'dan mantıklı hareketler.
'That's sensible cricket there from Australia.'
Ve ne büyük bir Avustralya için başlangıç.
'And what a great start for Australia.'
Bu şekilde Avustralya zorlanabilir.
'This can prove to be tricky for Australia.'
Avustralya'nın yeni batsmanı Shaun Tait.
'Australia's new batsman is Shaun Tait.'
Artı baskı Avustralya'nın üzerinde.
'But the pressure now is on Australia.'
Avustralya'nın şansını bozmuş olabilir mi?
'Has he blown Australia's chances? '
Avustralya Symonds'un çıkışıyla tükenmiş olabilir mi?
'Have Australia gone here with Symonds run out? '
Eğer Symonds giderse, o zaman Avustralya'nın şansı da gider.
'If Symonds is gone, then Australia's chances are surely also gone.'
Bu da Avustralya oyunda demek oluyor.
'Which means Australia is still in the game.'
Ve Avustralya Andrew Symonds.
'And for Australia it is Andrew Symonds on strike.'
Avustralya'dan ilk geldiğinde beni görmeye galeriye geldi.
When she first came back from Australia, she came to see me at the gallery.
Ayrıca Avustralya'nın en güzel görünümlü kıçına sahipti.
She also had the best-looking arse in Australia.
Avustralya ezelden beri bir ada olduğundan orada son derece aptal hayvanlar görülebilir.
Because Australia's been an island since the beginning of time, some awfully goofy animals can be found there. Kangaroos, of course...
Avustralya'da karaya çıkma izni almıştım. Birkaç kez. Akılda kalıcı anılar edindim.
I had shore leave in Australia, couple of times.
Hâlâ yerlisi olduğum, yalnızlaştırılmış, mağdur bir seçim bölgesinde doğup büyüdüm, o yüzden eğer Avustralyalılar, halk, beni sonraki başbakanları olarak seçerse 1972 yılı, Avustralya'nın genç nesilleri için sağlık ve eğitimde gerçek eşitliğin başlangıcı olacaktır.
I was born and raised in a singularly disadvantaged electorate, of which I am still a local, so... If Australians, if the people, see fit to choose me as their next prime minister, I will see to it that 1972 will be the beginning of real equality and health and education for all young Australians.
Athol, Avustralya'nın sonraki başbakanından bile daha önemli biriyle tanışmak isterim.
Athol, I'd like you to meet someone even more important than Australia's next prime minister.
Yazın Avustralya'ya iş seyahati yapacaksın.
LOOKS LIKE YOUR SUMMER BUSINESS TRIP
Bekle, o Avustralya'ya gidiyor, ben de çimento mu kürekleyeceğim?
WAIT, HE GOES TO AUSTRALIA AND I SHOVEL CEMENT?
Ve Kevin, Todd adında birine Avustralya'ya kadar eşlik edecek.
AND KEVIN WILL ACCOMPANY TODD MAN TO AUSTRALIA.
Sanırım Avustralya'ya gider gitmez beni ödemeli ararsın.
I EXPECT YOU TO CALL ME COLLECT AS SOON AS YOU GET TO AUSTRALIA.
Japonya, Avustralya...
Japan, Australia...
Avustralya, ve Asya'nın bazı bölgeleri.
Australia, and several parts of Asia.
Avustralya'da üniversite profesörü olan Edward Blakely afet yaşayan şehirlerin başvurduğu bir uzman.
Edward Blakely- - A college Professor in Australia and go-to man for cities during disasters.
Arkadaşlar Avustralya'da bir yazar evi yapıyorlar.
Friends make a home of writer in Australia.
Avustralya'da, Mia'nın ailesinin evinde.
It's at Mia's parents'house in Australia.
Avustralya'ya falan gidemem ben, kaç kilometre o yol.
I can't go to Australia, it's bloody miles away!
Avustralya'ya mı taşınıyorsun yoksa?
You're moving to Australia?
David evlenip Avustralya'ya taşınıyor.
David's getting married and moving to Australia.
- Avustralya'ya gidiyoruz.
- We're going to Australia.
O gece, Avustralya Sidney'de hukuk okuluna başvurmuştum
Working as a salesman during the day.