Ayak sesleri Çeviri İngilizce
360 parallel translation
Ve dediğine göre, hiç aşağı inen ayak sesleri duymamış.
And she says she didn't hear any footsteps going down those stairs.
Bir devrimin ayak sesleri.
It's a revolutionary uprising.
Dışarıda ayak sesleri duydum, sanki çıplak ayak sesi gibiydi.
I heard footsteps outside, soft footsteps, like naked feet.
Biliyor musun bazen akşamları duydum sesleri babamın ve benim hayatıma sırasıyla giren ayak seslerine benzetene kadar burada oturuyorum.
You know sometimes I've sat here of an evening until... Until I've made the echoes out to be the echoes of all the footsteps that are coming by and by into my father's life and mine.
- Ayak sesleri.
- The footsteps.
- Hangi ayak sesleri?
- What footsteps?
- [Yaklaşan Ayak Sesleri]
- [Footsteps Approaching]
[Yaklaşan Ayak Sesleri]
[Footsteps Approaching]
[Ayak Sesleri]
[Footsteps]
Ayak sesleri duydum.
- Me? - Yes, I heard footsteps upstairs.
Biraz tuhaf gelecek ama... ben de ayak sesleri duymuştum.
Well, this may sound silly, but I also heard footsteps above my head.
Bu gece işittiğiniz ayak sesleri böyle miydi?
Can you tell me if those were the footsteps you heard tonight?
- Şey, açıkça ayak sesleri duyduk da...
What made you think that... Well we distinctly heard footsteps...
Gürültüler ve ayak sesleri duyuyorum.
I hear noises and footsteps.
Bir şeyleri hayal etmesiyle, gürültüler, ayak sesleri ve sesler duymasıyla başlamış... ve sonra sesler konuşmaya başlamış.
It began with her imagining things, that she heard noises, footsteps, voices... and then the voices began to speak to her.
Bina merdiveninden ayak sesleri geldi.
I heard footsteps on the stairs outside.
Evet! Ayak sesleri.
Yes!
Özellikle geceleri, Hücredeki mahkumların horultuları ve iniltileri, Yürüyenlerin ayak sesleri,
Especially the nights, the mutter and groan of the men in the cell blocks, the tramp of the walkers, the block guards going their rounds.
Çoğunluk farkına varmadı fakat sokaklardaki ayak sesleri giderek uzaklaşarak günlük hayatlarına dönen hikayenin başroldeki oyuncuları için unutulmaz bir anı oldu.
Ignored by the majority, but memorable to its stars who return to the simple rhythm of their lives as their steps fade into the streets.
Sokaklardaki ayak sesleri ya da bir ses, bir çocuk ağlaması ya da uzakta bir radyo sesi.
Footsteps in the streets or, or a voice, or a child shouting, or a radio in the distance.
- Ayak sesleri.
- Footsteps.
Broadway'de ayak sesleri bu vakitte duyulur.
Now is the time you can hear footsteps on Broadway.
Kilerde çalışıyordum ve fırının yanından gelen ayak sesleri duydum.
I'm working down the cellar, and I hear them shoes come down that incinerator.
ve aşağıda bir ses var, sanki bir kapı kapanıyor, ve merdivende ayak sesleri duyuluyor.
and there's a sound downstairs, like a door closing, and there are footsteps on the stairs.
" En sonunda merdivenlerden gelen ayak sesleri duydu.
" Finally, she heard the sound of footsteps coming up the stairs.
" Ayak sesleri koridora kadar geldi ve odaya girdi.
" They came along the hall and turned into the room.
"... ayak sesleri odada yayılırken.
" as the steps came on across the room.
" Ayak sesleri yatağın yanında durunca sessizlikten başka bir cevap alamadı.
" but only silence answered, as the footsteps paused beside the bed.
Ceset yere yığıldığı zaman, yukarıda kapıya doğru koşan, ayak sesleri duyduğunu söyledi.
As the body hit the floor, he said he heard footsteps upstairs, running to the front door.
Şu anda duyduğu onun ayak sesleri idi.
It was his footsteps she heard now.
Onu bulamıyordum, ve sonra merdivende ayak sesleri duydum.
I couldn't find her, and then I heard footsteps on the stairs.
Şu ayak sesleri, şu gürültüler, tüm bu aile içi kargaşa bu ev, kocan, arkadaşların, hayatın.
These footsteps, these voices, all this domestic commontion, this house, your husband, your friends, your life.
- O ve ayak sesleri.
- That and someone walking.
Zamanın başlangıcından beri,... tüm kadınlar, ayak sesleri duymuştur.
Since the beginning of time, all women have heard footsteps...
Pıtır pıtır ayak sesleri.
The patter of lots of feet.
Sonra ayak sesleri duydum, hemen mektubu ateşe attım.
I heard footsteps. I threw it on the fire.
Birden, ayak sesleri duyuldu.
Suddenly, there were footsteps.
Bilmiyorum, ayak sesleri duydum ve kapımın kolunun zorlandığını gördüm.
I don't know, I heard footsteps and I saw my door handle turn.
Yoksa az önce odanızda bulunan birinin ayak sesleri mi?
Or the footsteps of someone who just a moment before... was in your room?
Zamanın akışı kalbin atışı bir katilin ayak sesleri.
The passing of time... the beating of a heart... the footstep of an assassin.
Yürümeye devam ettim oysa yine ayak sesleri, üstelik sürekli yakınlaşıyor gibiydi.
I keep walking, and the footsteps get closer and closer.
Sonra, birdenbire üçüncü defa..... ama bu kez ayak sesleri önden geliyordu.
Then, all of a sudden... for the third time, he runs past me.
Zili çalacaktım lakin ayak sesleri duydum ardından sifon sesi.
I was gonna ring the bell, but, uh, I heard footsteps and the john flush.
# Çam ağaçlarındaki yumuşak ayak sesleri... #
♪ Foot falls softly in the pines...
Yolumun üstündeyken birden, arkamda ayak sesleri duydum ve ağzımın üstünde bir el ardından kloroform kokusu.
I was on my way here and suddenly there were footsteps behind me and a hand over my mouth. And the smell of chloroform.
Sadece Escudo'nun ayak sesleri kuru toprakta duyulur.
Only Escudo's footsteps can be heard on the dry earth.
[Ayak sesleri]
[Shoe Clatters On Floor]
[Yaklaşan ayak sesleri]
[Footsteps Approaching]
Koridorda ayak sesleri duydum.
I heard footsteps along the gallery.
Ayak sesleri duydum,... insan ayak sesleri.
I heard footsteps, human footsteps.
Bahçeden ayak sesleri mi geliyor?
Did you hear a noise, Puss, hmm?